Yazan: Fusun Sarp Nebil
Dünya Telekom Günü, sektörün derneklerinden birisi olan Tüted’in düzenlediği etkinlikle kutlandı. Bu yılın teması “Sürdürülebilir Kalkınma için Genişbant” ama ülkemizde genişbant konusunda büyük engeller mevcut. Bu nedenle olsa gerek son yıllık ITU istatistiklerinde sabit geniş bantta 69cu ve mobil geniş bantta 78ci sıradayız. Toplantıda konuşan BTK Başkanı Acarer, “gelin cesurca konuşalım” diyor ve biz de konuşmak istiyoruz ama dinleyen var mı?
Bugün Dünya Telekom Günü’ydü. 1865 yılında aralarında Osmanlı Devleti’nin de bulunduğu yirmi ülke tarafından Paris’te kurulan, sonra merkezi Cenevre’ye taşınan “Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU)”nin kuruluş günü olan 17 Mayıs, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü olarak kutlanıyor. Bu yılki Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü etkinliklerinin ana teması ITU tarafından “Sürdürülebilir Kalkınma için Genişbant” olarak belirlenmişti.
Türkiye’de son 10 yıldır Dünya Telekom Günü kutlanıyor ve bu yüzden çok sönük de olsa (Soma Faciası buna etken oldu, kutlama bölümü iptal edildi) bu yıl da kutlandı ama “tema” seçim şansı olsaydı, muhtemelen ITU’nun teması seçilmezdi. Çünkü 5 yıldır Türkiye’de Geniş Bant gelişemiyor. Olduğu yerde küçük küçük artıyor. Bunun temel nedenlerinden birisi hem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, hem de sektörün düzenleyicisi olan BTK’nın telekom sektörü stratejisini belirlemede, ülkenin ve sektörün ileri gitmesinden başka faktörleri öne alması gibi gözüküyor.
Öyle ki, son gelişmelerle birlikte, ülkemiz telekom alanında –hükümetin yönetimindeki– 2’li firma (duopol) düzenine doğru gidiyor gibi sanki. Tabi internet kanunu 5651’e eklenen ve büyük tepkilere neden olan maddeler de cabası. Ayrıca mobil alanda da penetrasyon yavaşlamış gözüküyor. İşte Dünya Telekom Günü, bunların da gölgesinde kutlandı.
Toplantının açılışında konuşan BTK Başkanı Tayfun Acarer, şöyle bir ifade kullandı;
İnternetteki gelişmeler ve yapılan düzenlemeleri cesurca tartışmak istiyorum. İnternette daha fazla yararlanmak istiyorsak bu sorunları objektif değerlendirmeler içinde popülizmden uzak tartışmamız gerektiğine inanıyorum. Bugün insanlar günlük yaşamda söyleyemedikleri şeyi internette söylüyorlar. Kimliklerini gizliyorlar. Bunun sonucunda itham edilen kişilerin bütün sosyal yaşantıları işleri ve hata eşleri bile darmadağın oluyor. Bazı şeyler bu kadar ucuz olmamalı.
Biz de kendisiyle internetteki düzenlemeleri cesurca tartışmak isteriz. Mesela, “sivil inisiyatif” olarak tanımlanan “Erişim Sağlayıcılar Birliği”nin tüzüğünü neden kendilerinin yazdığını sormak isteriz. Ya da 325 olarak verilen sektörün birliğini neden 11 firma ile kurduklarını sormak isteriz. Bunu bugünkü toplantıda sormadık ama cevap vermek isterlerse burada yayınlarız.
Ya da daha önemlisi defalarca sorduğumuz bir soruyu sormak isteriz; acaba internetteki sorunları halletmek için neden “Kişisel Verilerin Korunması” kanunu çıkarılmıyor da, internet sansürleniyor. Ama tam tersine, bu konuda Acarer’in sektöre serzenişi vardı :
Anayasa Mahkemesi kişisel verilerin korunmasıyla ilgili BTK kararını iptal etti. Bunun sonucu ne oldu? Kişisel bilgilerin gizliliğinden sorumluluğunu ne oldu? O yönetmeliği sizlerle birlikte yazmadık mı? Şimdi kullanamayacaksınız işte? Bu yönetmelik olmayınca ne olacak? Karar alıcılar çok merak ediyorum bu yönetmeliğin iptali sonucunda bu sistemin arkasında çalışan yüzlerce işletmenin işsiz kalacağını biliyorlar mıydı? Meydan uluslararası işletmelere kalacak. Bu konuda neden konuşmuyorsunuz? İşin ucu düşünülmeden kararların verilmesini ben üzüntüyle karşılıyorum.
Acarer’in biraz da “işletmeler işsiz kalacak” ile sorunlu olarak ifade ettiği bu konuda, hukukçular bize diyorlar ki [1];
“Anayasa Mahkemesi BTK’nın kararını iptal etti çünkü “Kişisel Verilerin Korunması” yönetmelik ile düzenlenemeyecek kadar önemli bir konu. 2012’de Referandum ile Anayasa’ya Kişisel Verilerin Korunması konuldu ama hala kanunu yapılmadı. Bu konunun bir kanunla düzenlenmesi lazım. BTK’nın yönetmeliği ile geçiştirilmemesi lazım.”
Gördüğümüz kadarıyla Acarer konuya başka açıdan yaklaşıyor ama hukukçuların bu açıklamasına göre Acarer’in sektörün konuşmasını istemesi yerine, bir an önce ilgili Bakanlığın “Özel Hayat”ları korumak için bir kanun hazırlamasına yönelik çalışmalarda bulunması daha uygun olacak.
Nitekim toplantıdaki panelde TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı da “Kişisel Verilerin Korunması” kanunun çıkarılması gerektiğine işaret etti.
Tabi “Kişisel Verilerin Korunması” kanunun çıkarılması durumunda “fişlemeler yapılmaz hale mi gelir?” sorusu hükümeti endişelendiriyor olabilir ve bu tür yan yollarla olaydan sıyrılmaya çalışıyorlarsa, o nedenle internette özel hayatı bu kanun yerine bir takım “eklektik” maddeler içeren internet kanunu ile sansürlemeye çalışıyorlarsa bu konu başka bir durum. Buna bir cevabımız yok maalesef.
Acarer bir de şunu diyor ama bunu asıl biz istiyoruz;
Brezilya’da da Türkiye’de tartışılan şeyler tartışılıyor. Bazı konuları internetin gelişmesi için tartışılıyor olması lazım. Bunlar bütün dünyanın sorunları. Bu konudaki düzenlemeleri incelemeden eleştirilmeyi haksızlık olarak görüyorum. Yöntem farklılıkları olabilir. Ama internetteki sorunların mutlaka tartışılması ve objektif olarak bakılması gerekir.
Acarer, günün konusu olan geniş bant konusunda ise şunları söyledi :
Big dataya ve fiber hatlara dikkat çekmek istiyorum. Akıllı telefon sayısı 2013 yılı sonu itibarıyla 1.2 milyardı. Bu rakam 2016′da 3.5 milyar olacağı öngörülüyor. Şu anda akıllı telefon yüzde 86′sı akıllı telefon. Ne anlama geliyor? Genişbant abone sayısı artaracak. Data trafiği artacak. 2013’te 1.5 hexabayt iken 2016′da 16 hexabayta çıkacak 10 kat artacak. Bizim hızlı biçimde fibere yatırım yapmamız lazım. TT ve SOL’un hakkımızı vermesi gerektiğini düşünüyorum. 5 yıllığına regülasyonun dışına çıkardık.
Acarer bunu söylerken, geniş bant sektörünün sorun yaşadığına ve bu sorunları önlemesi gereken kurumun kendileri olduğuna dair bir şey söylemiyor. Türk Telekom tekel olması, Superonline ise Turkcell gücüyle bazı fiber yatırımlar yaptılar ama son 3 yıldır İstanbul’da diğer operatörlere 1 metre bile yasal fiber kazı izni verilmedi. Fiber yatırımlar engellendi.
Yani 5 yıllığına firmalara regülasyon dışı izin vermesi acaba sektörde 2’li tekele (duopol) giden yapılanmayı daha da hızlandırır ve geride kalan 3-5 firmayı da yok etmez mi? Hani yukarda “işsiz kalan işletmeler” diyen Acarer bu ve diğer düzenlemelerin yarattığı ortam nedeniyle yıllardır ortadan kaybolan ve erişim sağlayıcılar birliği kurulduktan sonra da kaybolacak olan firmalar ve o firmalardan işsiz kalacak insanlar için neler düşünüyor?
BTK’nın ya da ilgili bakanlık olan Ulaştırma, Habercilik ve Denizcilik Bakanlığı’nın asıl görevi, vatandaşların yararı için gerekli olan sektörlerin önünü açmak olmalıdır. Bu nedenle hem sektörün iyiliği hem de bu sektörün hizmetlerini kullanan ticari ve diğer firma ve kurumların iyiliği için geniş bant ilerlemeli. Ama maalesef son 5 yıldır Genişbant’ta aynı yerde duruyoruz. Buna karşın Azerbeycan gibi ülkeler bile bizim önümüze geçiyorlar. Biz sıralamada 69culuğa, mobilde 78ciliğe geriliyoruz. Eğer konuşacaksak… gelin bunları konuşalım…
Sonuç olarak “Dünya Telekom günümüz” kutlu olsun diyelim ama Türkiye’nin telekom sektörü için pek de kutlanacak bir durum yok.
[1] Anayasa Mahkemesi’nin BTK’nın 51.Maddedeki Yetkisini İptal Kararı Neler Getiriyor?
Kaynak: http://www.turk-internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=46929#