Yazan: Anıl Bülken
- Bu çalışma Ank.Üniv. SBE. Gazetecilik Tezsiz Y.L. Bitirme Projesi (2017) olrak sunulmuştur. Söz konusu çalışmanın bir kısmı burada yayınlanmıştır. Bitirme projesindeki görüşler, yazara aittir.
GİRİŞ
İnsanlık geçmişden bugüne gelene kadar birçok gelişme ve önemli olaylar yaşamıştır. Hala da yaşamaktadır. İnsan merak ederek, dış dünyada yaşananları anlamlandırmaya çalışarak kendini geliştirmeye devam etmektedir. İnsanlığın bu uzun tarihsel geçmişinde en önemli değişimler kendi ürettiği iletişim araçları olmuştur. İnsanlar farklı iletişim araçları icat ederek, kendini ve dünyayı farklı şekillerde yorumlamaya başlamıştır. İcat edilen bu iletişim araçları insanların duygu, düşünce ve hayal dünyalarının şekillenmesinde büyük etkide bulunmuştur. İnsanlık ilk çağlarda duvarlara, kemiklere çizilen resimlerle başlayan iletişim sürecinden, dolayımlı kablosuz ağ teknolojisi internetin icat edilmesine kadar uzun bir yol kat etti. Duvar, kemiklere çizilen resimlerle başlayan internetin icadına kadar uzanan bu uzun süreçte arada birçok iletişim aracı keşfedilmişti. Bu uzun ara dönemde kağıt, matbaa, gazete, radyo ve televizyon gibi iletişim araç ve gereçleri icat edilmişti. İnsanlar gazeteleri, radyo ve televizyonları kullanarak haber metinlerini oluşturmuşlardır. Haber metinlerini oluşturarak gündelik hayatı takip etme, günceli yakalama telaşı içine girmişlerdir. Habercilik basın-yayın faaliyetlerini üreten ve geliştiren insanlar, dünyanın her yerinden bilgi almaya çalışmışlardır. Hala da bu faaliyetler günümüzde de devam etmektedir. İnsanlar frekans uydu sistemleri ve kablolar aracılığıyla radyo ve televizyon teknolojilerini kullanarak dünyanın farklı yerlerine ulaşmaya çalışarak çevresinde olup bitenlerden haberdar olmaya çalışmıştır. Haber alma, enformasyona ulaşma büyük önem kazanmıştır. Büyük ölçekli haber ajansları, televizyon kanalları hayatımızın büyük bir bölümüne sahip olmuştur. Fakat habercilik, basın-yayın faaliyetlerinde internetin icadıyla birlikte büyük değişimler yaşanmıştır. Habercilik pratiklerinde değişiklikler meydan gelmiştir.
İnternet haberciliğinin başlaması ve İnternet 4.0 teknolojisinin gelişmesi sonucunda yeni medyanın gündelik hayatımızda yer bulmasıyla birlikte habercilik faaliyetleri daha farklı bir boyut kazanmıştır. Yeni medyanın olanaklarından biri olan Bloglar ve blog yazarlığı kavramları hayatımıza giriş yapmıştır. Bloglar tam anlamıyla gazetecilik olarak adlandırılmasa da bir gazetecilik faaliyeti olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçmişten günümüze kadar gelen iletişimde yaşanan süreçlerin tarihsel gelişimini de ele alarak bu metinde bloglar etik bağlamda değerlendirilecek. Ayrıca geleneksel medya ve bloglar arasında etik çerçevede ne gibi farklar bulunduğuna yönelik bilgiler de bu metinde ele alınacak.
GELENEKSEL MEDYADA ETİK BAĞLAM VE YENİ MEDYA ORTAMINDA ETİK SORUNLAR
- yüzyılda gazetecilik mesleğinin daha da profesyonelleşmesi için bazı adımlar atıldı. Mesleki kurallar belirlendi. Gazetecilik, basın-yayın faaliyetleri etik düzleme oturtuldu. Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde gazetecilik etiğine ilişkin bazı adımlar atıldı. 1923 yılında Amerikan Haber Editörleri Derneği(ASNE) gazetecilik faaliyetlerin düzenlenmesine yönelik bir bildiri yayınladı. Bu bildiride gazetecilik mesleğinin etik kodları belirlendi. 1926 yılında ise Profesyonel Gazeteciler Derneğinin temsilcilerinden Sigma Delta Chi gazetecilik etiğine ilişkin bir bildiri yayınladı.[1] Bu iki bildiride hakikat, doğruluk, tarafsızlık kavramlarına vurgu yapılmıştır. Sigma Delta Chi ilkeleri şu anda da herkes tarafından benimsenen medya etiği kurallarının temelini oluşturmuştur. 1930’lu yıllara gelindiğinde ise gazetecilik mesleğinin nasıl gerçekleştirileceğine dair tartışmalar devam etmiştir. Bu dönemlerde gazetecilik örgütleri olgu-yorum ayrımı, öznel yorumlardan kaçınma, haber metinlerinin güvenilir kaynaklara dayandırılarak oluşturulması gibi kurallar benimsemeye başlamıştır. Gazetecilik örgütleri haber toplama ve yazma gibi konularda bazı standartları benimsemiştir. Fakat 1900’lü yılların ortalarında siyasi iktidara karşı meşruiyet mücadelesi veren basın-yayın kuruluşları kendi aralarında mücadeleye başlamıştı.[2] Bu mücadeleye son vermek için devlet müdahalesi gerekmekteydi. Bu gelişmeler sonucunda Hutchins Komisyonu 1947 yılında bir rapor yayınlamıştır. Yayınlanan raporda basın özgürlüğü savunulmuş, fakat basın-yayın faaliyetlerinin kamusal bir hizmet olduğunun altı çizilmiştir. Raporda ayrıca kamuoyunun çıkarlarını korumak için devlet tarafından basın-yayın kuruluşlarına müdahaleler yapılabileceği belirtilmiştir.10 Aralık 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi ilan edilmiştir. Bu bildirgede de basın-yayın kuruluşları ve gazetecilik faaliyetleriyle bazı maddeleri ilişkilendirmek mümkündür. Bildirgede bireylerin özel yaşamının ihlal edilmemesi, din ve çeşitli inançlara saygılı olma, ırklara ve insanların sahip olduğu sosyo-kültürel değerlere karşı anlayış gösterme gibi maddeler yer almaktadır. Bu yayınlanan maddeler gazeteciliğin etik çerçevesini şekillendirmede önemli metinlerden biri haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesinde bazı maddeler şu şekilde açıklanmıştır:
- “Madde 18: Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.”
- “Madde 19: Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.”[3]
Türkiye’de ise basın-yayın faaliyetlerini düzenleyen ve teftiş eden bazı kurumlar vardır. Türkiye’de 1960 Anayasasının kabulünden sonra basın yayın kuruluşlarının işleyişini denetlemek için bazı kurumlar kuruldu. Bunlardan ilki Basın Şeref Divanıdır. Basın Şeref Divanı 1916 İsveç Basın Konseyi model alınarak kurulmuştur. Basın-yayın kuruluşlarının faaliyetleri Basın Şeref Divanı tarafından Basın Ahlakı kuralları çerçevesinde takip edilmiştir. Medya kuruluşlarında Basın Ahlakı kurallarına aykırı davranan bir kurum varsa, Basın Şeref Divanı tarafından bazı yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu kurumun ceza verme yetkisi de vardır. Diğer bir basını denetleme kuruluşu ise 1961 yılında kurulan Basın İlan Kurumudur. Bu kurum ise medya kuruluşlarının ilan ve reklam içeriklerini denetlemektedir. Basın İlan Kurumu’nun görevi ise basın-yayın sektöründeki haksız rekabetin önüne geçme ve eşitlikçi, adaletli bir anlayışla reklam ve ilanların dolaşımını sağlamaktır. Bu kurumların dışında diğer bir kuruluş ise 1967 yılında Basın Şeref Divanı’nın kapatılmasının ardından 1988 yılında kurulan Basın Konseyi’dir. Basın Konseyi Kurulu 12 üyeden oluşmaktadır. Kurulun altı üyesi basın sektöründe çalışan kişilerden, diğer altı üyesi ise basın sektöründe çalışmayan bireylerden kurulmuştur. Basın konseyinin belirlediği bazı mesleki ilkeler vardır. İlkeler şu şekilde sıralanmıştır:
- “Yayınlarda hiç kimse, ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve dinî inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.”
- “Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlâk anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz.”
- “Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlâka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez.”
- “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.”
- “Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.”
- “Soruşturulması gazetecilik imkânları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz.”
- “Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanamaz.”
- “Bir basın organının dağıtım süreci tamamlanmadan o basın organının özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, bir başka basın organı tarafından kendi ürünüymüş gibi kamuoyuna sunulamaz.”
- “Ajanslardan alınan özel ürünlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilir.”
- “Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse ‘suçlu’ ilân edilemez.”
- “Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez.”
- “Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın kamuoyunu kişisel, siyasal, ekonomik vb. nedenlerle yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır.”
- “Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.”
- “Şiddet ve zorbalığı özendirici yayın yapmaktan kaçınılır.”
- “İlân ve reklâm niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir.”
- “Yayın tarihi için konan zaman kaydına saygı gösterilir. Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip haklarına saygı duyarlar.”[4]
Bu kurumların dışında 1994 yılında faaliyetlerine başlayan, radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenleyen, denetleyen kuruluş RTÜK(Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) vardır. RTÜK medya kuruluşlarının kendi aralarında eşit rekabet etmesi için hakem görevi gören bir role sahiptir. Karasal, sayısal, uydu, kablo ve IPTV ortamlarından yayın yapacak kuruluşlara lisans ve yayın izni RTÜK tarafından sağlanmaktadır.[5] Aynı zamanda Radyo ve Televizyon içeriklerini etik kurallara göre takip eder. Eğer radyo ve televizyon programlarında etik kurallara aykırı bir unsur tespit ederse etik kaidelere aykırı şekilde içerik üreten o yayın kuruluşuna cezai yaptırım uygulama hakkına da sahiptir. Aynı zamanda RTÜK’ün yürüttüğü faaliyetler ve kurumsal yapısı 1982 Anayasasının 133. Maddesinde belirlenmiştir:
MADDE 133. – (Değişik: 8.7.1993-3913/1 md.) Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir.
(Ek: 21.6.2005-5370/1 md.) Radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu dokuz üyeden oluşur. Üyeler, siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu, görev ve yetkileri, üyelerinin nitelikleri, seçim usulleri ve görev süreleri kanunla düzenlenir.
Devletçe kamu tüzel kişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır.[6]
Ülkemizde gazetecilik faaliyetlerinin düzenli ve sağlıklı yürütülebilmesi için çalışmalar yürüten bir diğer kuruluş ise 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’dir. Cemiyet etik konularda bildiriler yayınlayarak bazı çalışmalar gerçekleştirmiştir. 1998 yılında Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk bildirgesini yayınlamıştır. Bu bildiride gazetecilerin sorumlulukları yükümlülükleri belirtilmiş ve haber üretim süreçlerinde habercilerin yapması gerekenlere ve hassasiyet göstermesi gereken konulara dikkat çekilmiştir. Bu bildiride gazeteciliğin temel görevleri şu şekilde sıralanmıştır:
“1. Halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, gazeteci, kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçeklere ve doğrulara saygı duymak ve uymak zorundadır.”
“2. Gazeteci; bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunur.”
“3. Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz.”
“4. Gazeteci; kaynağını bilmediği bilgi ve haberleri yayınlamaz; kaynak açık olmadığında, yayınlamaya karar verdiği durumlarda da kamuoyuna gerekli uyarıları yapmak zorundadır.”
“5. Gazeteci; temel bilgileri yok edemez, görmezlikten gelemez ve metinlerle belgeleri değiştiremez, tahrif edemez. Yanlış, yanıltıcı ve tahrif edilmiş yayın malzemesi kullanmaktan uzak durur.”
“6. Gazeteci, bilgi, haber, fotoğraf, görüntü, ses, belge elde etmek için yanıltıcı yöntemler kullanamaz.”
“7. Gazeteci, kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiç bir amaç için, izin verilmedikçe özel yaşamın gizliliği ilkesini ihlal edemez.”
“8. Gazeteci, yayınlanmış her yanlışı en kısa sürede düzeltmekle yükümlüdür. Gazeteci, istismar edilmemesi, kötüye kullanılmaması ve kabul edilebilir boyutlar ile biçimde yapılması kaydıyla, cevap hakkına saygılı olmalıdır.”
“9. Gazeteci, kendisine güvenilerek verilmiş bilgilerin, belgelerin kaynaklarını, kendileri izin vermediği sürece, mesleki gizlilik ilkesi uyarınca, hiç bir şekilde açıklamaz.”
“10. Gazeteci, çalıntı, iftira, hakaret, lekeleme, saptırma, manipülasyon, söylenti, dedikodu ve dayanaksız suçlamalardan kesinlikle uzak durur.”
“11. Gazeteci, bir bilginin, haberin yayını ya da yayınlanmaması karşılığı hiçbir maddi veya manevi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet başkanından milletvekiline, iş adamından bürokratına kadar haber kaynağı olarak da kabul edilen kişi ve kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek ilkelerini gözeterek yürütür.”
“12. Gazeteci, mesleğini, reklamcılıkla, halkla ilişkilerle veya propagandacılıkla karıştıramaz. İlan – reklam kaynaklarından herhangi bir telkin, tavsiye alamaz, maddi çıkar sağlayamaz.”
“13. Gazeteci, hangi konuda olursa olsun, elde ettiği bilgileri geniş biçimde yayın konusu yapmadan kendi yararına kullanamaz. Mesleğini, ne şekilde olursa olsun, (yasaların ve yönetmeliklerin kendisine tanıdığı hakların dışında) ayrıcalıklar kazanmak amacıyla kullanamaz.
“14. Gazeteci, her ne amaçla olursa olsun, tehdit ve şantaj gibi yollara başvurmaz. Gazeteci bu şekilde baskılara da karşı koyar.”
“15. Gazeteci her türlü baskıyı reddeder ve çalıştığı basın – yayın organındaki yöneticileri dışında kimseden işiyle ilgili talimat alamaz.”
“16. Gazeteci sıfatını taşımayı hak eden herkes meslek ilkelerine en yüksek seviyede uymayı taahhüt eder. Ülkesindeki yasalara saygılı olmakla birlikte, hükümet ve benzeri kurumların müdahalelerine kapalıdır. Mesleki olarak yalnızca meslektaşlarının ve kamuoyunun değerlendirmeleri ile bağımsız yargı organlarının kararlarını dikkate alır.”
“17. Gazeteci, devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politikalar konularında önyargılara değil, halkın haber alma hakkına dayanır. Onu mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir.”[7]
Bununla birlikte Türkiye Gazeteciler Cemiyeti medya içeriklerinde kadın temsili konusunda meydana gelen etik ihlallerin önüne geçmek için “Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu” adlı bir bildirge yayınlamıştır. Bu bildirgede haber içeriklerinde kadınlara yer verilirken yapılan yanlışlar örneklerle anlatılmıştır. Ayrıca Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzunda haber içeriklerinde kadınlara yer verilirken hangi söylemlerin kullanılmasının daha doğru olması gerektiğine yönelik çözüm önerileri kamuoyuyla paylaşılmıştır.[8]
Basın-yayın faaliyetlerinin düzenli ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesine yönelik diğer bir yapı ise Ombudsmanlıktır. Ombudsmanlık kavramını medya bağlamı içerisinde değerlendirmeye çalışacağım. Ombudsman, medya kuruluşlarıyla toplum arasında köprü görevi gören kişilere denir. Ülkemizde ombudsman yerine “kamu denetçisi” veya “okur temsilcisi” kavramları da kullanılmaktadır. Ombudsmanlık görevi medya kuruluşunun kendi özdenetim mekanizmasını sağlaması olarak da açıklanmaktadır. Ombudsmanların bazı sorumlulukları ve yapması gereken işler vardır. Bu görev ve sorumluluklar; kamuoyundan eğer varsa şikayet ve tavsiyeleri toplamak, toplanan şikayet ve tavsiyeleri incelemek, değerlendirmek ve sonucunda okurla paylaşmak, kamuoyunun güvenini kazanmak ve son olarak okurla medya arasında yaşanan sorunu yargıya intikal etmeden çözmek şeklinde açıklanabilir.[9] Aslında ombudsmanlığın çıkışındaki asıl amaçlardan biri de medya kuruluşları üzerinde siyasal iktidarın denetim ve uygulamaların azalmasını sağlayarak, basının daha özgür bir kimlik nitelik kazanmasına yardımcı olmaktır. Ülkemizde ise bazı basın-yayın kuruluşları ombudsman faaliyetlerine önem vermekte ve bu konuda kamuoyunda farkındalık yaratmak için bazı çalışmalar yürütmektedir. Bu kuruluşlardan bazıları; Milliyet ve Cumhuriyet gazeteleridir. Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde ombudsmanlık hakkında kamuoyunu bilgilendirmek için ombudsman Güray Öz vasıtasıyla bazı içerikler paylaşılmaktaydı. Bu içeriklerde ombudsmanlığın tarihçesi, kelimenin hangi dilden geldiği, ombudsmanlığın tanımı gibi konularla ilgili paylaşımlar yapılmıştır. Ayrıca Cumhuriyet gazetesi web sayfasında yayın faaliyetlerini daha da geliştirmek ve ileri götürmek için ombudsmanlık görevine çok büyük önem verdiğini ve ombudsmanın tam bağımsız bir şekilde çalışmasının gerektiğini yönünde fikirlerini beyan etmiştir.[10] Cumhuriyet gazetesi bu bilgilendirmelerin yanı sıra okuyucularının yayın organıyla ilgili şikayetlerini, taleplerini de internet sayfasında dile getirmiştir. Milliyet gazetesi ise web sitesinde ombudsmanlık ile ilgili bölümde okuyucularının şikayetlerine, taleplerine yer vermiştir. Buna ek olarak İnsan Hakları Bildirgesindeki fikir düşünce özgürlüğüyle ilgili maddeyi paylaşmıştır.[11]
Ombudsmanlığa yönelik bazı eleştirilerde vardır. Ombudsmanlıkla basının özgürleştirilemeyeceği, objektif, tarafgirlikten uzak, kamunun yararına çalışan bir medyanın mümkün olamayacağını savunan düşüncelerde mevcuttur. Ombudsmanlığın, sosyal sorumluluk yönünden bir katkı sağlayamayacağı aksine medyada gerçekleştirilen faaliyetlerinin tümünün meşrulaştırılmaya çalıştığı da söylenmektedir.[12] Ayrıca ombudsmanların çalıştıkları medya kuruluşundan maaşlarını alması da ombudsmanların ne kadar özgür ve tarafgirlikten uzak bir çalışma ortaya koyacağına yönelik şüphe duyulmasına ve etik tartışmaların başlamasına neden olabilir.
Tüm bu gelişmeler göze alındığında geçmişten günümüze kadar gelinen dönemde geleneksel medya faaliyetlerini düzenlemeye yönelik birçok adım atılmıştır. Birçok uluslararası konferans, bildiri, yasal düzenlemeler yapılmış, üst kurullar kurulmuştur. Fakat hayatımızda önemli bir yere sahip yeni medya teknolojilerinin bize hizmet sağlayan uzamlarla ilgili etik kurallar çerçevesinde düzenlenmesinde, yeni medya uzamında oluşturulan içeriklerin takibi ve denetimine yönelik yapılan çalışmalarda eksiklikler bulunmaktadır. Yeni medya teknolojilerinin ürünü olan bir nevi gazetecilik faaliyeti yürütülen bloglarda da zaman zaman etik ihlaller meydana gelmektedir. Yeni medya ortamlarında üretilen içerikleri denetleyen, takip eden üst kurullar veya konseyler bulunmamaktadır. Sadece ülkemizde internetle ilgili faaliyetleri düzenleyen, siber suçlara yönelik cezai yaptırım işlemleri uygulamaya olanak tanıyan 2007 Mayısında yürürlüğe giren 5651 sayılı kanun ile internet ortamında fuhuş, uyuşturucu madde kullanımı ve çocukların cinsel istismarıyla ilgili unsurlar tespit edildiğinde, kanun gereğince bu tip paylaşımlar yapan sitelere erişim yasağı getirilir.[13] Geleneksel medyada herhangi bir kişiye yönelik fikir, düşünce özgürlüğünün ihlali veya kişisel hak ve özgürlüklerine yönelik bir girişim olduğunda bireylerin bu konuda medya kuruluşlarıyla iletişime geçerek tekzip hakkını kullanma gibi seçenekleri vardır. Ayrıca geleneksel medyada öz denetim sistemi mevcuttur. Geleneksel medyanın çalışma prensibinde eşikbekçiliği mekanizması bulunmaktadır. Eşikbekçisi, hangi enformasyonun alıcılara hangi şekilde sunulacağına karar vermektedir.[14] Eşikbekçisi pozisyonuna örnek gazete, radyo ve televizyonlarda çalışan haber müdürleri ve editoryal kadro verilebilir. Haber veya program içerik üretme sürecinde eşikbekçileri edinilen bilgileri süzgeçten geçirerek kamuoyuna sunmaktadır. Her ne kadar geleneksel medya kuruluşlarında bu tip örgütsel özellikler ve etik bildiriler bulunsa da etik ihlaller tam anlamıyla önlenememektedir. Fakat bloglar ise geleneksel medyadaki işleyişin tam tersi şekilde kamuoyunda konunun muhatapları tarafından kabul edilmiş etik kuralların olmadığı ve denetim mekanizması bulunmayan bireysel mecralardır. Denetim mekanizmasının ve kurumsal yapının bloglarda olmaması etik ihlallerin meydana gelmesinde önemli nedenlerden biridir.
BLOGLAR VE ETİK
1- Blogların Genel Özellikleri:
Bloglar, genel anlamda kişilerin duygu, düşüncelerini, kanaatlerini internet vasıtasıyla paylaştıkları bir mecradır. Blog kelimesinin Türkçe’deki karşılığı “ağ günlüğü” veya “e-günlük” tür. Blog ortamında içerik üreten bireylere “blog yazarı” veya “blogger” denir. Blog kullanmak için bireylerin üst düzey teknolojik bilgi ve altyapıya sahip olması gerekmez. Genellikle bloglarda içerikler güncelden geçmişe doğru bir akış dizini formatında biz kullanıcıların karşısına çıkar. İçeriklerin sonunda bloglarda tarih ve içeriği üreten kişinin adı yer alır.[15] Bu uzamda içerik üreten ve içeriği tüketen arasında iletişimsel bazda çift yönlü bir akış vardır. İçeriği üretenler ve tüketenler yorumlar bölümü aracılığıyla birbirleriyle iletişime geçebilirler. İçerik üreten blog yazarları, kaynaktan olumlu veya olumsuz geribildirimler alma imkanına sahiptir. Bloglar kullanım alanlarına göre kişisel, temasal, yayıncıların sponsor olduğu ve kurumsal bloglar şeklinde 4’e ayrılır. Ayrıca içerik üreticiler WordPress, Blogspot, Tumblr gibi hizmet sağlayıcılarının sunduğu blogları daha çok kullanır.
Bloglarda üretilen içeriklerde belli konular ağırlıktadır. Bloglarda üretilen içerikler genellikle internet, müzik, teknoloji, spor, sağlık gibi alanlarla ilgilidir. Blog yazarları genellikle üniversite okuyan veya üniversiteyi bitirmiş kişilerden oluşuyor. Demografik olarak incelendiğinde blog kullanıcıları 20-30 yaş arasındaki yaş grubundan oluşuyor. Blog yazarlarının bloglarda yazmaya başlamasında sosyal medya etkin bir rol oynamıştır. Blog yazarları sosyal medyada çeşitli konulara ilişkin ürettiği içeriklere kullanıcılar tarafından olumlu geribildirimler verilmesi sebebiyle bloglarda paylaşım yapma kararı almıştır. Bir süre sonra blog yazarları kendi mecralarında üretilen içeriklerin çok büyük sayıda kişiler tarafından takip edilmesi üzerine bu uzamda Google aracılığıyla ticari firmaların ürünlerine ilişkin reklamları da kendi bloglarında paylaşmışlardır. Aslında bu gelişmeleri göz önünde bulundurursak bloglar birer ticari tüzel kişilik kimliği kazanmıştır. Bunun yanı sıra Blog yazarları bloglarının takibini ve daha çok insan tarafından görülmesini sağlamak için kendilerine belli yöntemler seçmişlerdir. Birinci yöntem genellikle blog yazarları günlük konuşma dilini içeriklerinde kullanarak daha çok insana ulaşmayı hedeflemişlerdir. İkinci yöntem ise işletmeler ve pazarlama, tanıtım faaliyetleri için büyük önem taşıyan hedef kitle belirleme aşamasıdır. Blog yazarları bu sayede kendilerine bir hedef kitle belirleyerek, içeriklerini bu gruba göre düzenlerler. Bu duruma örnek sağlık blogları verilebilir. Sağlık bloglarında anne blog yazarları çokça göze karşımıza çıkmaktadır. Bu anne bloglarında genellikle çocuk sahibi olacak anne-baba adaylarına veya çocuk sahibi ebeveynlere çocuk sağlığı ve gelişimi konusunda bilgiler verilmektedir. Çocukların sağlıklı gelişimine yönelik anne blogger’ler tarafından araştırılmış veya tecrübe edilmiş ürün ve hizmetler anne ve babaların karşısına reklam formatıyla sunulur.
2- Bloglarda Etik İhlaller Tartışması
İnternet mecrasında kendisine yer bulan Bloglar hayatımıza önemli etkide bulunan araçlardan biridir. İnternet ortamının genel anlamda meydana getirdiği bazı olumsuzluklar Blog ortamına da etki etmiştir. Bloglarda bazı zaaflar bulunmaktadır. Bu zaaflar, güvenilirlik, sorumluluk, hukuki hesap verilebilirlik, siber uzamın çok büyük bir yapı olması sebebiyle takibin denetimin zayıf olması şeklinde sıralanabilir.[16] Bu temel nedenlerden dolayı bloglarda üretilen içeriklerde zaman zaman etik ihlaller meydana gelmektedir.
Etik ihlallerin başında gelen birinci husus kaynak göstermeme ve bloggerler tarafından üretilen içeriklerin koruma altına alınmasında ortaya çıkan engeller olarak açıklanabilir. Bazı blog yazarları hem kendi içeriklerine yönelik hem de kullandıkları içeriklere bu konuya yönelik bazı uygulamalar belirleyerek, hayata geçirmişlerdir. Bu konuda bilinçli bir şekilde hareket etmeye çalışmışlardır. Kaynak gösterme, kaynakların mahremiyeti konusuna önem vermeyen bloglarda mevcuttur.
Diğer bir etik ihlal ise blogları ziyaret eden kişilerin bireysel verilerinin mahremiyetinin sağlanıp, sağlanmadığına yönelik belirsizlik durumun olmasıdır. Kişisel verilerin mahremiyetini sağlayacak kesin bir sistemin olmaması bu durumun oluşmasında etkendir. Bilindiği üzere internet ortamında gezinirken birçok reklam aracılığıyla log dosyaları ve çerez olarak adlandırılan internet siteleri tarafından bırakılan kullanıcıları tanımlamaya yönelik dosyalarla karşılaşmaktayız. Bloglarda da bu tip dosyalarla karşılaşmak mümkündür. Bazı bloglar bu dosyaları kullandıklarını söyleyerek bu dosyaların kişisel veri elde etme ve depolamada kullanmadıklarını iddia ederler. Sadece çerezler ve log dosyaları aracılığıyla bloglarına ilişkin istatistiksel bazda bilgi edindiklerini ifade ederler. Bu dosyalar sayesinde blog yazarları bloglarındaki kullanıcı trafiği hakkında ölçme ve değerlendirme yaptıklarını söylerler. Fakat blog yazarlarının söylemleri dışında kişisel verilerin mahremiyetinin sağlanmasına yönelik ne tip eylem ve uygulamaların olduğu etik bağlamda bir tartışma meselesidir.
Bloglarda ortaya çıkan diğer bir sorunlu detay ve insanların kafasındaki şüphe ise bloglarda üretilen içerikler bazı tüzel kişilikler tarafından belirli bir harcama yapılarak şekillendiriliyor mu konusudur. Bloglar kişisel görüşlerin ve kanaatlerin yer bulduğu bir mecra olmasının yanı sıra, aynı zamanda bu uzamın ticari bir boyutu vardır. Bloglarda ticari değeri olan ürünler ve hizmetlerin reklamları yapılarak blog yazarları tarafından kar elde edilir. Bu duruma örnek gezi blogları verilebilir. Gezi bloglarında gezgin blog yazarları gezdikleri ülkelerin kültürel, sosyo-ekonomik özelliklerinden bahsederler. Gezdikleri ülkelerin tarihi turistik beldelerinden, kasabalarından, meydanlarından söz ederler. Bunun yanı sıra gittikleri ülkelerde konakladıkları oteller ve işletmeler hakkında düşüncelerini de ifade ederler. Bazı işletmeler, oteller, hosteller hakkında olumlu görüş beyan ederler. Bloglarda bu tip içerik ve paylaşımların olması akıllara şu soruları da getiriyor. Acaba blog yazarları içeriklerini maddi kaygılarla mı oluşturuyor. Bloggerler tarafsız şekilde birebir yaşadıkları otel veya konaklama deneyimlerini yazıyor mu? Maddi kaygılarla içerik üreten blog yazarları iyice araştırmadan, bilmeden veya bilerek de belki kamuoyuna zarar verebilecek zararlı ürünlerin reklamlarına yer verebilirler. Bu durum da blog kullanımında olumsuz anlamda risk taşıyan noktalardan biridir. Bununla birlikte bloglarda içerikler siber uzamda yer alırken karşılaşılan diğer bir durum ise reklamların üretilen içeriklerden daha fazla yer kaplamasıdır. Meydana gelen bu durum reklam ile içerik arasında ayrımın kaybolması anlamına gelmektedir. Reklamların içeriklerden daha fazla yer kaplaması üretilen enformasyon ile reklam arasındaki ayrımın, çizginin kaybolması anlamına gelmektedir.
Sağlık adı altında kurulan bloglarda ise bazı problemli detaylar bulunmaktadır. Bazı sağlık bloglarında insanların daha iyi, düzenli hayat yaşamalarına ilişkin ve hastalıkların çözümüne yönelik paylaşımlar yapılmaktadır. Bazı hastalıklardan sıkıntı çeken ve hastalıklarına derman arayan kişilere bu bloglar aracılığıyla bazı çözüm önerileri sunulmaktadır. Fakat bu çözüm önerileri sunulurken “Kesin Çözüm” veya “Bitkilerle ve kürlerle karışım yapılarak hastalığınızdan kurtulmanız mümkündür” gibi ifadeler kullanılıyor. Eğer sağlık blogları bu alanda hizmet vermek istiyorsa, bu tip ifadelerden kaçınmalıdır. Hiçbir zaman internet uzamı içerisinde bulunan bloglar tedavi ve teşhis merkezi konumunda değillerdir. Hasta bireylerin anatomik ve fizyolojik özellikleri bilinmeden teşhis konulamaz ve tedavi edilemez. Hasta kişilerin alanında uzman kişilere görünerek muayene olması gerekir. Hiçbir hastaya uzaktan teşhis konulmamalı ve bu kişilere internet vasıtasıyla tedavi uygulanmamalıdır. Sağlık blogları insan hayatını ilgilendiren bu tip önemli konularda hassas davranmalıdır. Sağlık, hastalık gibi konularda blog yazarları bloglarında teşhis ve tedavi merkezi olmadıklarını belirtmelidir.
3- Kurumsal Blog ve Diğer Tip Blog Kullanımında Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar ve Riskli Unsurlar
- Kurumsal Blog hesaplarını yönetenler veya içerik üretenler genelde işletmenin personelidir. İşgören Blog ortamında içerik üretirken, kurumu değil kendini ön planda tutabilir. Bu durum da işletmenin imajını zedeleyebilir. Ayrıca işetmenin aleyhinde paylaşımların yapılması durumunda tüketicilerin kafasında kuruma yönelik olumsuz bir algı oluşabilir.
- Kurumsal Blog hesaplarını yönetirken karşılaşabilecek olan diğer bir riskli nokta ise işletmenin ürettiği ürün, hizmet veya projelerin güvenliğinin sağlanmasıdır. Blog ortamında bahsedilen ürün veya proje diğer tüzel kişilikler tarafından izinsiz bir şekilde kullanılabilir.
- Ayrıca kurumsal blog hesaplarını veya kişisel blogları yönetirken belli noktalara dikkat etmek gerekir. Blog ortamlarında içerik üreten kullanıcılar, paylaşımlarını hazırlarken, belli bir topluluğa yönelik inandığı dini değerlere, kendini ait hissettiği milliyete yönelik küçümseyici, alaycı, kötü söz ve hakaretlerden, imalardan kaçınmalıdır.[17]
4- Etik Bağlamda Değerlendirilen Bazı Blog Örnekleri
www.atgozlugu.com:[18] Bu blogda ekonomi, siyaset tarih gibi konularda ve hayatın akışı içerisinde yer alan olay ve olgulara yönelik içerikler üretilmektedir. Bu blogda blog yazarı yazdığı yazılarda kaynakça kullanımına dikkat etmektedir. Blog yazarı “Emmanuel Joseph Sieyes ve Fransız Devrimi” adlı yazısında kaynakça kullanmış ve kaynakça olarak kullandığı kitabın bulunduğu ve satıldığı web adresini de yazısının sonuna eklemiştir. Blog yazarı bloğunda etik ihlallerle ilgili olan doğru kaynak kullanımıyla ilgili bazı açıklamalara yer vermiştir. Blogda bulunan “Kullanım Koşulları” bölümünde site içerisinde telif haklarına karşı bir unsur olduğu düşünülüyorsa kendisiyle atgozlugu.com e-posta adresiyle konuya ilişkin iletişim kurulabileceğini ifade etmiştir. Blog yazarı ayrıca telif haklarını ve ürettiği içeriklerin güvenliğini sağlayabilmek ve korumak adına bazı hukuki düzenlemeler ve kanunlardan bahsetmiştir. Blog yazarı eğer kopya içerik tespit edilirse 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 71. Maddesini kullanarak hukuki yollara başvuracağını ifade etmiştir. Blog yazarı blog mecrasında ürettiği içeriklerin kendisinden izin alınarak kullanılmasına izin vermiş fakat bu kullanımı bir şarta bağlamıştır. Bu şart ise blog yazarının kendine ait içeriklerinin kullanıldığı yazıların tarafına gönderilmesidir.
yalansavar.org:[19] Bu blogda sağlık, astroloji, medya, edebiyat gibi konularda içerikler üretilmektedir. Bu blogda üretilen içerikler lisanslar vasıtasıyla hukuksal düzleme oturtulmaya çalışılmıştır. Paylaşımlar, içerikler “Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslar arası(CC BY-NC-ND 4.0) lisansı” ile koruma altına alınmıştır. Bloga ait paylaşımların kullanılmasında belirli koşullar belirlenmiştir. Blogda bir içerik başka bir mecrada paylaşılacaksa, içeriğin adı ve içerik sahibinin isminin verilmesi ve aynı zamanda içeriğin linkinin belirtilmesi gibi şartlar talep edilmiştir. Ayrıca blog yönetimi tarafından içeriklerin ticari amaçla kullanılması reddedilmiştir.
benbunubegendim.blogspot.com.tr:[20] Bu blog sağlık alanında içerik üretmekte ve paylaşım yapmaktadır. Blog yazarı bu blogda “Gizlilik Sözleşmesi” ve “Bilgilendirme” bölümlerinde paylaşımlarla ilgili ve kullanıcıları bazı konularda uyarmaya yönelik bazı bilgiler vermiştir. “Gizlilik Sözleşmesi” kısmında kullanıcıların mahremiyeti konusunda bazı açıklamalarda bulunulmuş ve bloğun teknolojik altyapısı hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca bu bölümde reklamların kullanımıyla ilgili bazı hususlara yer verilmiştir. Blog yazarı “Gizlilik Sözleşmesi” panelinde istatistiksel bazda bilgi elde edebilmek için log dosyalarını kayıt altına aldığını belirtmiş. Log dosyaları aracılığıyla internet kullanıcıların hangi işletim sistemini kullandığını, hangi servis sağlayıcısıyla bu bloğa ulaştığı ve ip adresinin elde edilmesinin bulunulmasıyla ilgili verileri kaydettiğini açıklamış. Blogger ayrıca blog uzamında reklamlara yer verildiğine ve bu reklamların çerezleri barındırdığına dikkat çekmiştir. Fakat çerezler ve diğer yazılım temelli tekniklerle kullanıcıların edimleri hakkında sadece ölçme ve değerlendirme yaptıkları beyan edilmiştir. Blog yazarı bu bölümde kullanıcıların mahremiyetini koruduğunu, bu konuda hassasiyet gösterdiğini belirtmiştir. Fakat blog yazarının kişisel mahremiyete ilişkin söylemleri kişisel verilerin gizliliğinin korunmasına yönelik kesin bir çözüm olup olmadığı ise tartışma konusudur. Blogda “Bilgilendirme” bölümünde ise sağlıkla ilgili konularda genel bilgiler verildiği ifade edilmiş. Ayrıca bazı hususlara dikkat çekilmiştir. Bu hususlarda kullanıcılara bazı uyarılarda bulunulmuştur.
- Doktor muayenesinin yerini almaz.
- Doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz.
- Kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez.
- Uzman doktora danışınız.
- Sitemiz uzman doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz.
Blog yazarı bu uyarıları bloğunda paylaşarak sağlık konusunda asıl teşhis ve muayenenin uzman bir hekim tarafından gerçekleşmesi yönünde tavsiye vermiştir. Bu bilgiler ışığında blog etik kurallara dikkat etmeye çalışmıştır.
teşhis-tedavi.blogspot.com.tr:[21] Sağlık alanında çalışmalar yapan ve içerik üreten bir blogdur. Bu blogda bazı hastalıklarla ilgili yazılar yazılmaktadır. Fakat bu blogda etik bağlamda bazı sorunlu noktalar vardır. Blogda paylaşılan bazı içeriklerde bazı hastalıkların ameliyata gerek duyulmadan ilaçsız, bitkisel kürler ve karışımlarla tedavi edilebileceği iddiası bulunmaktadır. Blogda “İltihabın vücuttan atılması için doğal yöntem” ve “Ameliyata gerek kalmadan bitkisel karışımlarla fıtık rahatsızlığından kurtulmanın yolu” gibi ifadelere yer verilmiştir. Fakat bu tip ifadelere yer verilmesi sakıncalı bir durumdur. İnsanlar uzman bir hekime muayene olmadan, danışmadan bu tip çözüm önerilerine başvurmamalıdır. Her insanın fizyolojik, anatomik yapısı farklıdır. Her kişinin farklı biyolojik özellikleri vardır. Bundan dolayı blogda belirtilen kürleri, karışımları uygulamak bazı bireylerde olumsuz reaksiyonlara neden olabilir. Kişiler bu yöntemleri deneyerek hastalıkların üstesinden gelmeye çalışırken, daha farklı sağlık sorunlarıyla da karşı karşıya kalabilir veya var olan sağlık sorunlarını daha da kötü hale getirebilir. Sağlık blogları bu konularda dikkatli olmalıdır. Her fırsatta sağlık blogları teşhis ve tedavi merkezi olmadıklarının vurgusunu yapmalıdır. Ayrıca bu blogda kullanıcılar hakkında bilgi toplayabilmek için çerez olarak adlandırılan dosyalar kullanılmaktadır. Blog yönetimi bu çerezleri kullanmasındaki meşru sebebi web trafiğini ölçmek ve reklam veren firmalara pazar hakkında bilgilendirme yapmak şeklinde açıklamıştır. Blog tarafından kişisel mahremiyetin ihlal edilmediğinin altı çizilmiştir. Fakat kullanıcılara dair ne tip bilgilerin ne şekilde kimlerle paylaşıldığı konusunda bazı muammalar vardır.
gezentianne.com:[22] Bu blog gezi, konaklama, restaurant gibi konularda hizmet kalitesini değerlendiren paylaşımlar yapmaktadır. Bu blogda blog yazarı yurtiçinde ve yurtdışında gittiği otelleri ve restoranlara ilişkin öznel yorumlarını kişilere anlatmaktadır. Bu blogda bazı içerikleri değerlendirmeye çalışacağım. Blog yazarı “Marmaris’te Sakin Bir Butik Otel Martı Hemithea” adlı yazısında konakladığı otele ilişkin olumlu görüşler beyan etmiştir. Bu yazısında oteli hangi şirket vasıtasıyla bulduğuna da yer vermiştir. “Martı Hemithea Otel konuklarını oldukça keyifli dekore edilmiş, hepsi birbirinden şık suitlerde ağırlıyor. Jolly Tur tavsiyesiyle tanıştığımız otelin odalarında Türk hamamı, jakuzi, yağmurlama duş sistemi gibi çarpıcı detaylar bulunuyor.”[23] İfadelerine yer vermiştir. Aynı zamanda yazısında oteli tavsiye eden aracı firmanın ve konakladığı otelin isimlerinin geçtiği yerlerin üzerine gelindiğinde bir tıkla bu işletmelerin internet sayfasına yönlendirilmektesiniz. Ayrıca paylaştığı içeriklerin sonuna gittiği otellerin iletişim bilgilerini de eklemektedir. “İstanbul’da Hafta sonu Çocuklarla Doğada Gezilecek Yerler”[24] bölümünde ise blog yazarı kendine göre hizmet kalitesinden memnun kaldığı restoranlar ve oteller hakkında ürün çeşitliliği ve menü fiyatlarıyla ilgili bilgiler vermiştir. Bu bölümde de otellerin ve restoranların internet sitelerine ve kampanya sitelerine kullanıcılar yönlendirilmektedir. Aynı zamanda bu blog uzamında reklamlar ve içerikler iç içe geçmiştir. İçerik ve reklam arasındaki çizgi kaybolmuştur.
Tüm bu gelişmeler ışığında bazı sorular sorulabilir. Blog yazarı kendi tecrübe ettiği otel ve restoranlar hakkında gerçekten takipçilerine tarafgirlikten uzak bilgiler mi veriyor? Yada Blog yazarı gittiği otel ve restoran sahipleriyle veya reklam verenlerle girdiği maddi ilişkilerin etkisi altında kalarak olumlu görüş ve yorumlara mı yer veriyor şüphesi oluşmaktadır. Bundan dolayı blog yazarlarının ekonomik aktörlerle nasıl bir maddi ve manevi ilişki kurduğu çok büyük önem arz etmektedir. Zihinlerdeki soru işaretlerinin kalkması, kullanıcıları yanıltmamak ve dezenformasyonun oluşmasını engellemek için blog yazarları ve firmalar arasındaki ilişki bağının şeffaf olması ve blog uzamında üretilen içeriklere üçüncü kişilerin, reklam veren firmaların veya ticari kuruluşların etkide bulunmaması gerekmektedir.
http://www.bitkilog.com:[25] Bu internet adresi sağlık alanında içerikler paylaşmaktadır. Genellikle bu blogda zayıflama, kanserle mücadele etme yolları, zayıflama ve alternatif tıp gibi konulara ilişkin yazılar yazılmaktadır. Bu blogda genellikle hastalıklarla doğal yollarla mücadele etmenin önemine dikkat çekilmektedir. Hastalıklarla etkin ve verimli mücadele etmede bitkisel kürler ve bazı bitkiler bu blogda yer almaktadır. Hastalıklara yakalanmamak için de bazı doğal bitkilerden oluşan karışımların tarifleri verilmektedir. Blogda “20 Günde Kanseri Yenen Manisalı Amca”[26] başlıklı haberde bu duruma örnektir. Bu haber içeriğinde ‘kanser otu’ olarak adlandırılan bir bitkiyle modern tıbbın tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymadan kanseri yenen bir kişinin hikayesine yer verilmektedir. Habere konu edilen kişi kanseri 30 günlük bir zaman diliminde düzenli olarak kanser otunu kaynatıp içerek gırtlak kanserini yendiğini söylemiştir. Ayrıca paylaşılan haberde blog yazarı ‘Manisa Manşet Gazetesi’ni kaynakça olarak göstermiştir. Bu tip haberlerin sunum şekli, kullanılan ifadeler ve kullanılan kaynağın güvenilirliği çok önemlidir. Yaşadığımız yüzyılda yaygın bir hastalık olarak karşılaştığımız kanser hastalığıyla ilgili bu rahatsızlıktan sıkıntı çeken kişileri olumsuz sonuçlara yol açabilecek tedavi yöntemlerine yönlendirilmemesi gerekmektedir. Ayrıca tedavinin güvenilirliği, geçerliliği ispatlanmadan kanser hastalığından muzdarip olan kişilere umut verilmemesi gerekmektedir. Bu durumdan doğabilecek olumsuz sonuçlar kamuoyunun sağlığına zarar verebileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
Aynı zamanda bu blogda diğer bir dikkat çeken içerik ise “Kanser Hücrelerini 42 Günde Öldüren Reçete” başlıklı yazıdır. Bu içerikte ise verilen reçete tarifiyle Avustralya’da 45.000 kişinin kanser ve diğer hastalıklardan kurtulduğu ifade edilmiştir.[27] Fakat bu açıklamayla ilgili herhangi bir kaynakça kullanılmamıştır.
diyetisyenemreuzun.com:[28] Diyet, sağlıklı beslenme ve kalori hesapları gibi konularla ilgili içerikler bu blogda kendine yer bulmaktadır. Bu blogda kurumsal bir görüntü çizmeye çalışmaktadır. Tek bir kişinin yönettiği bir blog değil, uzmanlık alanlarına göre kişilerin faaliyetler yürüttüğü bir siber mecradır. Kişilerin profesyonel anlamda ilgilendiği alanlara göre görev dağılımı yapılmıştır. Diyetisyen, asistan, tasarımcı, profesyonel fotoğrafçılar tarafından blogdaki içerikler üretilmekte ve düzenlenmektedir. Blogda bu bilgileri “Ekibimiz” adlı sekmede bulmak mümkündür.[29] Ayrıca blog, takipçilerinin öneri ve şikayetlerini öğrenebilmek için “Geri Bildirim Formu” bölümü oluşturmuştur. Geri Bildirim Formu sekmesinin oluşturulması blog yönetiminin kendi faaliyetlerinin özdenetimini sağlamak için yaptığı bir hamle olarak değerlendirilebilir.
http://www.birhayalinpesinde.com:[30] Bu blogda gezi ve yurt içine ve yurtdışına ucuza seyahat etmenin yolları gibi konulara ilişkin içerikler üretilmektedir. Blog yazarının “Adana Şehir Rehberi” adlı yazısında bu detayları görmek mümkündür.[31] Yazarın bu paylaşımında internet sayfasında belli bölümlerde çokça tatil organizasyonu, uçak bileti firmalarının reklamları göze çarpmaktadır. Ayrıca tatil organizasyonu ve uçak bileti firmaları dışında çeşitli ürün ve hizmetlerin reklamları da yer almaktadır. İçerikten çok bu reklamlar dikkat çekmekte ve kendine yer bulmaktadır. Oluşan bu durum reklam ile içerik arasındaki ayrımın kaybolmasına neden olmaktadır.
www.fizikist.com:[32] Bu siber uzamda teknoloji, uzay bilimleri, fizik, biyoloji ve bilimsel deneylerle ilgili konularda makaleler ve yazılar paylaşılmaktadır. Blog yazarı içeriklerinin sonunda kaynakça kullanmaya dikkat etmiştir. Hatta yazdığı makalelerin kaynakçasını belirtmesinin yanı sıra metinlerinde kullandığı görselleri hangi kaynaktan elde ettiğini de linkler aracılığıyla ifade etmiştir. Blog yazarının kaynakça kullanımını konusunda gösterdiği hassasiyeti “Sinestezi: Müziği Görmek, Kelimeleri Tatmak” adlı yazısında görmek mümkündür.[33] Bu içeriğin dışında diğer yazdığı içeriklerde de kaynakça kullanmaya özen göstermiştir.
dünyalılar.org:[34] Bu blog WordPress hizmet sağlayıcısını kullanarak faaliyetlerini yürütmektedir. Blogda genellikle kültür-sanat, tarih, teknoloji gibi konularda içerik üretmektedir. Bu blogda yayınlanan yazılarda kaynakça kullanmaya özen gösterilmiştir. Bazı yazılarda kaynakça kullanımı cümle sonlarında dipnot verilerek kullanılmış bazılarında ise sadece yazının sonunda kullanılan kaynaklar sırasıyla genel olarak belirtilmiştir. Ayrıca bu blogda yazan kişiler yazdıkları yazının sonuna kişisel iletişim bilgilerini ve sahip oldukları unvanları belirtmişlerdir. Kaynakça kullanımına ilişkin örnekleri blogda “Açlık Grevi Nedir?”[35] ve “İspanya İç Savaşı: Darbe, Direniş ve Tarih Yazımı”[36] adlı yazılarda görmek mümkündür.
arkeofili.com:[37] Blog WordPress altyapısını kullanarak hizmet vermektedir. Arkeoloji konusunda kamuoyuna bilgi vermektedir. Bu siber uzamda içerik üreticileri genelde Arkeoloji bölümü öğrencileri ve tercümanlık alanında eğitim alan bireylerden oluşmaktadır. Blog yönetiminde ve içerik üretiminde bulunan kadroda çok sayıda kişi bulunmaktadır. Blog kurumsal bir yapı oluşturmaya çalışmıştır. “Hakkımızda” bölümünde arkeoloji alanında farkındalık yaratma ve kamuoyunu bilgilendirme gibi birçok ilke edinmiştir. Aynı zamanda kaynak göstermeyle ilgili husus da hassasiyet göstermiş ve bu konuda açıklama yapmıştır. “Arkeofili’de yer alan içeriklerin tamamı Arkeofili’ye aittir. İçeriklerin altında belirttiğimiz kaynakçalar, o kaynaklardan yararlandığımız anlamına gelmektedir. Arkeofili’den alacağınız her yazı için kaynak olarak Arkeofili’nin adresini vermenizi, gerekirse bizimle iletişime geçmenizi rica ediyoruz.”[38] Kaynak kullanımıyla ilgili bu açıklamaya yer vererek takipçilerini bilgilendirmeye çalışmış ve yazıların sonuna kaynakça eklemeye dikkat etmiştir. Aynı zamanda blogda üretilen içeriklerle ilgili kullanıcılar tarafından şikayet ve öneriler varsa bu siber uzamda bir iletişim bölümü oluşturulmuştur. Bunun yanı sıra iletişim kısmında blog takipçileri tarafından şikayet ve önerisi dile getirilecek olan içerikle ilgili “Dosya Seç” opsiyonu da eklenmiştir.[39] Blog yönetimi bu uygulamayla kendi öz denetimini iletişim bölümü oluşturarak sağlamaya çalışmıştır.
www.sanatblog.com:[40] Bu blogda müzik, sanat tarihi, edebiyat ve sinema gibi konularda içerik üretilmektedir. Ayrıca içeriklerde videoları ve klipleri de görmek mümkündür. Sanat blog’un içerik üreticileri “Kimdir Nedir” bölümünde kullanıcılarına kaynak ve reklam kullanımıyla ilgili bilgiler vermiştir. Blog yönetimi içeriklerini “Creative Commons” vasıtasıyla lisanslamıştır. Sanat blog sahipleri kaynak paylaşımıyla ilgili olarak “Sanatblog, internetin ticari bir alışveriş kanalı yerine, gerçek bilgiye erişim sağlayan bir platform haline gelebilmesi için, tamamen bağımsız ve gönüllü olarak yapılan katkıları destekleyen bir düşünce kuruluşu ve organizasyonu olan Creative Commons tarafından lisanslanmıştır. Bu lisans aynı zamanda sanatblog’da yer alan yazıları, içeriği değiştirmeden ve yazının bağlantı adresini kaynak göstererek kendi sitenizde paylaşabilirsiniz anlamına gelmektedir. İçeriğin sadece ticari amaçlar için kullanımına izin yoktur.”[41] İfadelerine yer vermiştir. Blogda bazı içerikler incelendiğinde cümlelerin sonunda numaralandırma yapılarak yararlanılan kaynaklar dipnot olarak belirtilmiştir. “Strauss’un Başarılı Rezaleti: Salome”[42] ve “John Cage: Tabuları Yıkan Mucit Müzisyen”[43] yazılarında kaynakça kullanımı görülmektedir.
Bu siber uzamda reklam ve içerik ayrımına dikkat edilmiş ve içerik ve reklam iç içe geçmiş bir yapıda değildir. Reklam konusuyla ilgili olarak bloğun kullanıcılarını bilgilendirdiği bölümde “Araştırmayı, yazmayı, düzenlemeyi ve paylaşmayı seviyoruz. Ancak bütün bunlar ayda 200 saatten fazla mesai demek. Bir o kadar zamanı da sosyal medya sayfaları ve haftalık posta için ekleyin. sanatblog’u düzensiz reklamlara boğmamak bizim için önemli. Sizin için de öyle olduğunu düşünüyoruz. Tüm bunların alternatifi de okuyucu bağışları. Gönülden yapılan her destek, bağış miktarı fark etmeksizin, bizim için kesinlikle çok anlamlı. Doğru bir iş yaptığımızı düşünerek yüzümüz gülüyor. Paypal aracılığıyla kolayca destek olabilirsiniz.”[44] Hassasiyetini dile getirmiştir.
www.emrecetinblog.com:[45] Bu blogda üniversite öğrencisi politika, dış siyaset konularında yazılar yazmaktadır. Blog yazarı sade ve basit bir dil kullanarak politika, ekonomi, dış siyaset gibi konularda sıradan insanların bilgi sahibi olmasını amaçlamaktadır.[46] Genellikle blog yazarı günlük konuşma dilini içeriklerinde kullanmıştır. Blog genel olarak incelendiğinde reklamlar yer almamaktadır. Reklam ve içerik birbiriyle ilintili hale gelmiş, iç içe geçmiş durumda değildir.
Fakat blogda içerik üreticinin bazı yazılarında farklı siyasi görüş ve düşünceleri benimsemiş ve farklı milliyetlere mensup kişilere yönelik hakarete varan, küçümseyici, kötü söz ve söylemleri görmek mümkündür. İlk olarak “Trump Neden ve Nasıl Kazandı? Seçim Sonrası Amerikalıların Saçmalıkları” adlı yazısında Amerika’da gerçekleşen son seçim sürecini değerlendiren ve görüşlerini belirten blog yazarı Amerikalılara yönelik küçümseyici sözler kullanmıştır. Yazar yazısında Amerikalılara yönelik şu ifadelere yer vermiştir: “Amerikalıların kendi ülkelerinden başka bir şey düşünmeyen obez dangalaklar olduğunu bilirdik. Burunları büyüktür “biz süperiz” derler ve dünyanın geri kalanıyla ilgilenmezler.”[47]
Diğer bir örnek ise “Sandıktan Ne Çıkarsa Çıksın Anlayacaksınız! Şimdi Ne Olacak” adlı yazısında 16 Nisan Referandumunu değerlendiren blog yazarı referandumda evet oyu ve hayır oyu verecek olan kişilere yönelik bazı hakarete varan kötü söz ve söylemler kullanmıştır. Bu yazıda yer alan bazı kötü söz ve ifadeler şu şekilde yer almıştır: “Türkiye demokrasi sınavından geçti! B.. GEÇTİ! Hayır çıksa bile, %55 gibi iyi sayılan bir oranda çıksa bile seçmenin %45’i evet demiş olacak. Demokrasinin ne demek olduğunu bilmeyen, neye oy verdiğini bilmeyen %45! Resmen “demokratik olmayan bir rejim” oylanıyor ve buna evet diyen %45! Bu başarı mı? Siz başarı sayabilirsiniz ama bana göre bu rezilliktir! Evet çıkmasına gelirsek; ülkeyi terk edecekler varmış. S……. GİDİN! Açık söylüyorum, defolun bu ülkeden! Vatansever, Atatürkçü geçinipte evet çıktığını görünce ülkeden gidecekler hiç durmasın!”[48]
www.mahfiegilmez.com:[49] Ekonomi, maliye, finans konularında yazılar paylaşılan bir blogdur. İçerik üretici konumunda bulunan kişi ekonomi, finans gibi konularda teorik ve pratik anlamda eğitim almış ve sektörel tecrübesi bulunan biridir.[50] Ayrıca akademik unvana sahiptir.
Blogda reklamlara yer verilmemektedir. Reklam ve içerik arasındaki ayrıma dikkat edilmiştir. Aynı zamanda blog uzamında içerik üreten kişi kendi siber alanında denetimi sağlayabilmek için bazı adımlar atmıştır. Reklam, kötü söz ve söylemler ve kaynakça kullanımıyla ilgili konularda bloğunda “Uyarılar” bölümünde bazı maddelere yer vermiştir. Uyarılar bölümünde bulunan bazı maddeler:
- “Bu sitede yer verilecek soru ve yorumların hakaret, aşağılama, küfür, reklam vb içermemesi şarttır. Bu tür soru ve yorumlar siteye alınmamaktadır.”
- “Sitede, site konusu dışında korsan duyuru yapmaya, belli etmeden reklam yapmaya yönelik yorumlar yayınlanmamaktadır.”
- “Bu sitede yer alan yazılar ilgili yazıya link verilmeden ve yazar adı belirtilmeden kullanılamaz.”
- “Bu sitedeki yazılar ve yazara ait yorumlar yazarın görüşlerini yansıtmakta, kişi ya da kurumların yatırım kararlarını etkilemeyi ya da yönlendirmeyi amaçlamamaktadır. Site, yatırım danışmanlığı niteliği ve amacı taşımamaktadır. Bu sitedeki yazı ve yorumları dikkate alarak yatırım kararı verenler tamamen kendi kararlarıyla risk almış sayılırlar.”[51]
Blogda ayrıca Türk Lirasının dolar ve Euro gibi uluslar arası para birimlerindeki gücüne ilişkin saptamalar ve öngörülerde bulunulmuş fakat yatırım danışmanlığı olarak kullanıcılar tarafından algılanmaması gerektiğinin vurgusu yapılmıştır. Aynı zamanda blog yazarı içeriklerinde yer verdiği grafikler, uluslar arası kuruluşların yayınladığı finans raporlarıyla ilgili bilgiler vermiş ve bu konularla ilgili içeriklerinde kaynakça kullanmaya dikkat etmiştir. Bu hususa ilişkin örnekler “Fed’in Blançosu Nasıl Küçülecek?”[52] ve “Yıl Ortasında Türkiye Ekonomisinin Durumu”[53] adlı yazılarda görülmektedir.
blog.sozlerkosku.com:[54] Sünni islamın değerlerini savunan ve buna yönelik paylaşımlar yapan bir blogdur. Sünni islam değerlere göre kadın ve erkeğin nasıl yaşaması gerektiğine yönelik bilgiler verilmektedir. Yazılan yazılarda dini metinlere atıfta bulunulmaktadır.
Fakat bu blogda bazı içeriklerde kadınlara yönelik cinsiyetçi söylemler yer almaktadır. Bu siber uzamda üretilen bazı içeriklerde yaradılış dayanak gösterilerek kadınlar tek tipleştirilmektedir ve bazı özellikler sadece kadına atfedilmektedir. “Emrin Başımın Üstüne Allahım: Tesettür” adlı yazıda bu söylemler görülmektedir. Yazıda “Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünkü kadınlar hilkaten zaîf ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için, fıtrî bir meyli var.”[55] Cümlelerinde bu söylemler görülmektedir.
Aynı yazıda diğer bir cümle de ise tecavüz olaylarının yaşanmamasına yönelik çözüm önerileri bulunmaktadır. Tesettürün kadınlara yönelik gerçekleşen tecavüz olaylarının engellenmesinde önemli bir rol üstlendiği ifade edilmektedir. Tesettürlü olmayan kadınların erkeklerin bakışlarına maruz kaldığı söylenmektedir. “Emrin Başımın Üstüne Allahım: Tesettür” adlı yazıda “Damacanaya tecavüz edilen bir dünyada, kadın olmak çok zor. İşte tam bu noktada tesettür devreye giriyor. Kadınları eşitliyor, onların haklarını adeta koruyan kalkan oluyor ve pis bakışlara karşı kadına setr(örtü) oluyor.”[56] Sözleriyle açıklanmıştır.
blog.milliyet.com.tr: Kurumsal bir blogdur. Milliyet gazetesinin alt kuruluşu olarak faaliyet göstermektedir. “Gündem artık sizin yazdıklarınızla belirlenecek! Blog dünyasına Milliyet ile adım atın, sesinizi dünyaya duyurun!”[57] sloganıyla Milliyet gazetesi okurlarını içerik üretmeye çağırmaktadır. Yeni medyanın olanaklarından biri olan blogların gücünü keşfeden Milliyet Gazetesi belirli konulara ilgi duyan ve farklı alanlarda bilgi sahibi olan sıradan vatandaşları kendi blog ortamına yazmaya davet etmektedir. Bu doğrultuda bu blogda siyasetten dini inanışlara kadar birçok farklı konuda içerik üretilmektedir.
Fakat Milliyet gazetesinin bloğunda bazı içeriklerde problemli detaylar bulunmaktadır. “Kız Dediğin Fethi Zor, Fatihi Bir Tane Olmalı” adlı yazıda kadınlara yönelik cinsiyetçi ifadeler kullanılmıştır. Yazıda kadına belli özellikler atfedilmiş ve kadın metalaştırılmıştır. “Yaratılışımızda Rabbimiz gücü erkeğe, güzelliği ise bayanlara vermiştir. Bu öyle muhteşem bir güzelliktir ki; muhafaza edildikçe değeri daha da artan bir pozisyondur. Fetihlerde böyledir. Eğer bir yerin fethi zor ise, oranın güzelliği, stratejisi ve imkanları daha büyük olduğu içindir. Bir kızı yüz kişi ister, bir kişi alır.”[58] İfadelerinde kadına yönelik cinsiyetçi söylemleri görmek mümkündür.
SONUÇ
Gazetelerin ortaya çıkışıyla birlikte basın-yayın, habercilik faaliyetleri hayatımızda önemli bir yer edinmiştir. 16. Yüzyıldan itibaren başlayan Gazetecilik faaliyetleri insanların çevresinde gerçekleşen olayları merak etmesine ve günceli takip etme isteğinin uyanmasına neden olmuştur. Gazeteler insanları etkilemede, düşüncelerini şekillendirmede ve bireylerin olaylara ve olgulara ilişkin kanaatlerinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca basın-yayın kurumları ve siyasi iktidarın unsurları arasında bir mücadele başlamış ve hala da bu mücadele sürmektedir. Gazetecilik faaliyetlerinin ilerleyen yıllarında ise basın-yayın aktörleri tarafından önemli bir güç olan reklamlar keşfedilmiştir. İlk yıllarında reklamlar ürün ve hizmetleri satmak ve markaların görünürlüğünü arttırmak için ekonomik aktörler tarafından gazetelerde kullanılmıştır. Reklamların yanı sıra haberlerin daha fazla kişi tarafından okunmasını için sansasyonel haber içerikleri de gazetelerde kendine yer bulmuştur.
Gazetelerin ticarileşmeye başlamasıyla, sansasyonel haberlerin gazetelerde yer almasıyla, radyo ve televizyonların ortaya çıkışıyla, geleneksel medyaya dahil tüm bu araçların insanların gündelik hayatında önemli bir yer edinmesi ve ardından yaşanan gelişmelerle birlikte etik tartışmalar başlamıştır. Siyasi aktörler ve geleneksel medyada faaliyet gösteren aktörler tarafından etik bağlamda kararlar alınmıştır. Bildiriler, metinler yayınlanmıştır. Konunun muhatapları tarafından basın-yayın alanına ilişkin mesleki ilkeler ve kodlar belirlenmiştir.
Fakat yeni medya teknolojilerinin ortaya çıkması, sosyal medyanın hayatımıza girişiyle ve gelişmesiyle birlikte bazı gelişmeler yaşanmıştır. Yeni medya teknolojilerinin unsurlarının ve sosyal medyanın meydana gelmesiyle birlikte gazetecilik, habercilik, basın-yayın faaliyetleri de değişime uğramış ve bu faaliyetler farklı bir boyut kazanmıştır. Yeni medya ve sosyal medyanın sağladığı olanaklar sayesinde bu siber uzamlarda tam olarak gazetecilik olarak adlandırılmasa da bir nevi gazetecilik faaliyetleri yürütülmektedir. Yeni medya ve sosyal medya herhangi bir kuruma bağlı olmadan ve herhangi bir eğitime gerek duymadan tüm insanlara haberci olabilme olanağını sunmuştur. Bloglar da yeni medya teknolojilerinin bize sağladığı önemli olanaklardan biridir. Sanat, bilim-teknoloji, siyaset, spor, ekonomi, moda, sağlık gibi birçok konuda bloglarda içerik üretilmektedir. Fakat yeni medya ortamlarında ve sosyal medya uzamlarında üretilen içeriklerde bazı problemli noktalar bulunmaktadır.
Geleneksel medyada olduğu gibi yeni medya ve sosyal medya ortamlarında etik bağlamda bildiriler, metinler veya denetim mekanizmaları bulunmamaktadır. Yeni medya ortamlarında üretilen içeriklerde kaynak göstermeme, kullanıcıların kişisel verilerinin korunmasına yönelik şüphelerin olması, içerikle reklam arasındaki ayrımın kaybolması, üretilen içeriklerin doğruluğu ve güvenilirliğinin teyit edilmeden paylaşılması gibi hususlarda bazı sorunlar bulunmaktadır. Her ne kadar bazı bloglar bu hususlara dikkat etmeye çalışıp, kendi denetimlerini kullanıcılarla ortak bir şekilde sağlamaya çalışsalar da tam olarak problemlerin önüne geçilememektedir.
Yeni medya ve sosyal medya ortamlarında üretilen içeriklerin denetimi sağlıklı ve düzenli bir biçimde nasıl sağlanabilir?
Yeni medyadaki faaliyetleri düzenlemek ve denetimini sağlayabilmek için geleneksel medyada olduğu gibi bir tür ombudsmanlık kurumu kurulabilir.[59] Bu kurum aracılığıyla bireysel ve kurumsal başvurular yapılabilir. “Yeni Medya Okur Yazarlığı” dersleri yaygınlaştırılarak kamuoyu yeni medya uzamıyla ilgili kişisel verilerin korunması, dijital gözetim, metinlerde kaynakça kullanılması gibi konularda bilgilendirilebilir.[60] Bunların yanı sıra akademisyenler ders programlarına yeni medya ve etik başlığını ekleyebilirler.[61] Bu tip çözüm önerilerinin yanı sıra yeni medya faaliyetlerinin düzenli ve sağlıklı yürütülebilmesi için kamu kurum, kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda destekleri de büyük önem arz etmektedir.
Ayrıca yeni medya faaliyetleriyle ilgili etik bağlamda farkındalık yaratmak için iletişim alanında akademisyenler tarafından kurulan ve bu konuda içerik üreten https://yenimedya.wordpress.com/[62] adlı blog sayfası bulunmaktadır. Bu blogda yeni medya ortamlarını kullanan ve bu uzamlarda içerik üreten bireylere bilgi verilmektedir.
KAYNAKÇA
Alikılıç, Ferah Onat, “Bir Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kurumsal Bloglar,” Journal of Yasar University, 2007, Sayı 8, sf 910, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/179166
Aziz, Aysel, Radyo ve Televizyona Giriş, 7, http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/108.pdf
Aziz, Aysel, Siyasal İletişim, Nobel Yayın Dağıtım, 2011, s.56
Bal, Enes, “Türkiye’de Radyoculuğun Tarihsel Serüvenine Kısa Bir Bakış,” TRT Radyovizyon Dergisi, 2017, Sayı 26, s.12-13, http://trtradyovizyondergisi.com/tum-sayilar/radyovizyon-26-sayi#26-sayi-tr/page14-page15
Binark, Mutlu ve Günseli Bayraktutan, Ayın Karanlık Yüzü: Yeni Medya ve Etik, Kalkedon, İstanbul, 2013, s. 161-162
Büyükbaykal, Güven, “Basın Alanında Ombudsman Uygulaması, ”İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2004, Sayı 19, s. 173, http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuifd/article/view/1019012957/1019012185
Çaplı, Bülent ve Hakan Tuncer, Televizyon Haberciliğinde Etik, Fersa Matbaacılık, Ankara, 2010, s.14-16, www.ekitaparsivi.com
Castells, Manuel İsyan ve Umut Ağları, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2013, s.191-192
Çığ, Eylem Çamuroğlu, Haber Endüstrisi ve Gazetecilik Etiği, İş Ahlakı Dergisi, Kasım 2011, Sayı 8, s. 39
Erben, Esin ve Jale Balaban-Salı, Blogalanda Blog Yazarlarının Etkileşim Biçimleri ve Görsel Ögelerin Kullanımı, Global Media Journal TR Edition, 2015, Sayı 5 (10), s.181 http://www.academia.edu/11509471/BLOGALANDA_BLOG_YAZARLARININ_ETK%C4%B0LE%C5%9E%C4%B0M_B%C4%B0%C3%87%C4%B0MLER%C4%B0_VE_G%C3%96RSEL_%C3%96GELER%C4%B0N_KULLANIMI
Erdoğan, İrfan, “Medya ve Etik: Eleştirel Bir Giriş,” İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2006, Sayı 23, sf. 24, http://isahlakidergisi.com/wp-content/uploads/2014/06/sayi08-cig-tr.pdf
Güngör, Nazife, İletişim Kuramlar Yaklaşımlar, Siyasal, Ankara, 2011, s.313-314
Mutlu, Erol, İletişim Sözlüğü, Ayraç, Ankara, 2008, s. 312
Uzun, Ruhdan, “Gazetecilikte Yeni Bir Yönelim: Yurttaş Gazeteciliği”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2006, Sayı 16, sf. 639, http://dergisosyalbil.selcuk.edu.tr/susbed/article/view/551/531
https://www.rtuk.gov.tr/hakkimizda/3803/878/hakkimizda.html
http://www.tgc.org.tr/bildirgeler/turkiye-gazetecilik-hak-ve-sorumluluk-bildirgesi.html
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2007/05/20070523-1.htm
http://basinkonseyi.org.tr/tarihcemiz/
http://www.trt.net.tr/Kurumsal/Tarihce.aspx
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/168959/Ombudsman_Okur_Temsilcisi.html
http://www.milliyet.com.tr/ombudsman/
Son Notlar:
[1] Çaplı, Televizyon, 14
[2] Çaplı, Televizyon, 16
[3] “ Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi” metni, erişim tarihi 7 Mayıs 2017, http://www.danistay.gov.tr/upload/insanhaklarievrenselbeyannamesi.pdf, 205-206
[4] “Basın Konseyi Tarihçesi,” erişim tarihi 5 Mayıs 2017, http://basinkonseyi.org.tr/tarihcemiz/
[5] “RTÜK Hakkımızda,” erişim tarihi 7 Mayıs 2017, https://www.rtuk.gov.tr/hakkimizda/3803/878/hakkimizda.html
[6] “TBMM Resmi İnternet Sitesi 1982 Anayasası” erişim tarihi 7 Mayıs 2017, https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa82.htm
[7] “Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi,” erişim tarihi 12 Mayıs 2017, http://www.tgc.org.tr/bildirgeler/turkiye-gazetecilik-hak-ve-sorumluluk-bildirgesi.html
[8] “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu Hakkında,” erişim tarihi 13 Mayıs 2017, http://www.tgc.org.tr/images/kadin_ve_medya_kilavuz.pdf
[9] Güven N. Büyükbaykal, “Basın Alanında Ombudsman Uygulaması,”İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi 19 (2004): 173, 7 Mayıs 2017, http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuifd/article/view/1019012957/1019012185
[10] “Cumhuriyet Gazetesi Ombudsmanlık Hakkında Bilgilendirme,” erişim tarihi 7 Mayıs 2017, http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/168959/Ombudsman_Okur_Temsilcisi.html
[11] “Milliyet Gazetesi Ombudsmanlık Bölümü,” erişim tarihi 7 Mayıs 2017, http://www.milliyet.com.tr/ombudsman/
[12] İrfan Erdoğan, “Medya ve Etik: Eleştirel Bir Giriş,” İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 23 (2006): 24, erişim tarihi 7 Mayıs 2017,
[13] “5641 Sayılı İnternet Kanunu,” Erişim Tarihi 7 Mayıs 2017, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2007/05/20070523-1.htm
[14] Mutlu, İletişim, 99
[15] Jale Balaban Sarı, Blogalanda Blog Yazarlarının Etkileşim Biçimleri ve Görsel Ögelerin Kullanımı, Global Media Journal TR Edition5 (10) 2015:181, erişim tarihi 5 Mayıs 2017, http://www.academia.edu/11509471/BLOGALANDA_BLOG_YAZARLARININ_ETK%C4%B0LE%C5%9E%C4%B0M_B%C4%B0%C3%87%C4%B0MLER%C4%B0_VE_G%C3%96RSEL_%C3%96GELER%C4%B0N_KULLANIMI
[16] Ünsal Çığ ve Eylem Çamuroğlu Çığ, Haber Endüstrisi ve Gazetecilik Etiği, İş Ahlakı Dergisi, Kasım 2011, Sayı 8, 39
[17] Özlem Alikılıç ve Ferah Onat, “Bir Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kurumsal Bloglar,” Journal of Yasar University 8 (2) (2007): 910, erişim tarihi 5 Mayıs 2017, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/179166
[18] Erişim tarihi 12 Nisan 2017
[19] Erişim tarihi 13 Nisan 2017
[20] Erişim Tarihi 18 Mayıs 2017
[21] Erişim tarihi 20 Mayıs 2017
[22] Erişim tarihi 11 Mayıs 2017
[23] “Marmaris’te Sakin Bir Butik Otel Martı Hemithea” adlı yazı, erişim tarihi 11 Mayıs 2017, http://gezentianne.com/2017/04/marmariste-sakin-bir-butik-otel-marti-hemithea/
[24] “İstanbul’da Hafta sonu Çocuklarla Doğada Gezilecek Yerler” adlı bölüm, erişim tarihi 11 Mayıs 2017, http://gezentianne.com/2013/11/istanbulda_hafta_sonu_cocuklarla_dogada_gezilecek_yerler/
[25] Erişim tarihi 14 Mayıs 2017
[26] “20 Günde Kanseri Yenen Manisalı Amca” adlı içerik, erişim tarihi 14 Mayıs 2017, http://www.bitkilog.com/20-gunde-kanseri-yenen-manisali-amca
[27] “Kanser Hücrelerini 42 Günde Öldüren Reçete” adlı yazı, erişim tarihi 14 Mayıs 2017, http://www.bitkilog.com/kanser-hucrelerini-42-gunde-olduren-recete
[28] Erişim tarihi 15 Mayıs 2017
[29] “Blog Yönetimi Hakkında,” erişim tarihi 15 Mayıs 2017, https://diyetisyenemreuzun.com/ekibimiz/
[30] Erişim tarihi 13 Mayıs 2017
[31] “Adana Şehir Rehberi” adlı yazı, erişim tarihi 14 Mayıs 2017, https://www.birhayalinpesinde.com/adana-gezilecek-yerler-gezi-ve-seyahat-rehberi
[32] Erişim Tarihi 14 Haziran 2017
[33] “Sinestezi: Müziği Görmek, Kelimeleri Tatmak” adlı yazı, erişim tarihi 14 Haziran 2017, https://www.fizikist.com/sinestezi-muzigi-gormek-kelimeleri-tatmak/
[34] Erişim tarihi 15 Haziran 2017
[35] “Açlık Grevi Nedir?” adlı yazı, erişim tarihi 15 Mayıs 2017, http://dunyalilar.org/aclik-grevi-nedir.html/
[36] “İspanya İç Savaşı: Darbe, Direniş ve Tarih Yazımı” adlı yazı, erişim tarihi 15 Haziran2017, http://dunyalilar.org/ispanya-ic-savasi-darbe-direnis-tarihyazimi.html/
[37] Erişim Tarihi 14 Haziran 2017
[38] “Arkeofili.com Hakkımızda Bölümü,” erişim tarihi 14 Haziran 2017, http://arkeofili.com/biz-kimiz/
[39] “Arkeofili.com İletişim Bölümü,” erişim tarihi 14 Haziran 2017, http://arkeofili.com/iletisim-2/
[40] Erişim Tarihi 16 Mayıs 2017
[41] “Sanat Blog Kimdir Nedir” bölümü, erişim tarihi 17 Haziran 2017, http://www.sanatblog.com/kimdir-nedir/
[42] “Strauss’un Başarılı Rezaleti: Salome” adlı yazı, erişim tarihi 17 Haziran 2017, http://www.sanatblog.com/straussun-basarili-rezaleti-salome/
[43] “John Cage: Tabuları Yıkan Mucit Müzisyen” adlı yazı, erişim tarihi 17 Haziran 2017, http://www.sanatblog.com/john-cage-tabulari-yikan-mucit-muzisyen/
[44] “Sanat Blog Kimdir Nedir” bölümü,
[45] Erişim Tarihi 17 Haziran 2017
[46] “Emre Çetinkaya Blog Hakkında Bölümü,” erişim tarihi 17 Haziran 2017, http://www.emrecetinblog.com/emre-cetin-blog-hakkinda/
[47] “Trump Neden ve Nasıl Kazandı? Seçim Sonrası Amerikalıların Saçmalıkları” adlı yazı, Erişim Tarihi 17 Haziran 2017, http://www.emrecetinblog.com/trump-neden-ve-nasil-kazandi-secim-sonrasi-amerikalilarin-sacmaliklari/
[48] “Sandıktan Ne Çıkarsa Çıksın Anlayacaksınız! Şimdi Ne Olacak” adlı yazı, erişim tarihi 17 Haziran 2017, http://www.emrecetinblog.com/sandiktan-ne-cikarsa-ciksin-anlayacaksiniz-simdi-ne-olacak/
[49] Erişim Tarihi 19 Haziran 2017
[50] www.mahfiegilmez.com adresli blogda “Hakkımda” adlı bölüm, erişim tarihi 19 Haziran 2017, http://www.mahfiegilmez.com/p/hakkmda.html
[51] www.mahfiegilmez.com blog “Uyarılar” bölümü, erişim tarihi 19 Mayıs, http://www.mahfiegilmez.com/p/uyar.html
[52] “Fed’in Blançosu Nasıl Küçülecek?” adlı yazı, erişim tarihi 19 Haziran 2017, http://www.mahfiegilmez.com/2017/06/fedin-bilancosu-nasl-kuculecek.html
[53] “Yıl Ortasında Türkiye Ekonomisinin Durumu” adlı yazı, erişim tarihi 19 Haziran 2017, http://www.mahfiegilmez.com/2017/06/yl-ortasnda-turkiye-ekonomisinin-durumu.html
[54] Erişim tarihi 20 Haziran 2017
[55] “Emrin Başımın Üstüne Allahım: Tesettür” adlı yazı, erişim tarihi 20 Mayıs 2017, http://blog.sozlerkosku.com/bir-kadin-isterse/
[56] “Emrin Başımın Üstüne Allahım: Tesettür” adlı yazı
[57] “Milliyet Blog Nedir?” adlı bölüm, erişim tarihi 20 Haziran 2017,
[58] “Kız Dediğin Fethi Zor, Fatihi Bir Tane Olmalı” adlı yazı, erişim tarihi 20 Haziran 2017, http://blog.milliyet.com.tr/kiz-dedigin-fethi-zor–fatihi-bir-tane-olmali/Blog/?BlogNo=549176
[59] Mutlu Binark ve Günseli Bayraktutan, Ayın Karanlık Yüzü: Yeni Medya ve Etik(İstanbul: Kalkedon 2013), 161
[60] Binark, Bayraktutan, Ayın Karanlık Yüzü, 162
[61] Binark, Bayraktutan, Ayın Karanlık Yüzü, 162-163
[62] Erişim tarihi 26 Haziran 2017