Geleneksel Radyo Yayıncılığına Sosyal Medyanın Getirdiği Yenilikler: Yeni Medya Eski İnsan Programı Twitter Hesap İncelemesi

Şubat 11, 2018

Yazan: Şule Karataş Özaydın, Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi

TRT Ankara Radyosu ve Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi işbirliğiyle 2016 yılında yayın hayatına başlayan Yeni Medya Eski İnsan programı, geleneksel radyo programcılığıyla sosyal medyayı bir araya getirdi.  Sosyal medyanın geleneksel bir radyo programına getirdiği yenilikleri tartışmadan önce Yeni Medya Eski İnsan programını özce tanıtmak faydalı olacaktır. 2018 yılına kadar TRT Radyo 1’de her Pazartesi günü saat 11:00-12:00 arasında canlı olarak yayınlanan Yeni Medya Eski İnsan programının yapımcılığını Ayşe Yürük ve sunumunu spiker Bilge Demirağ üstlendi. Programın danışmanlığını Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mutlu Binark ile yine aynı üniversiteden Arş. Gör. Şule Karataş Özaydın gerçekleştirdi.

c%cc%a7alis%cc%a7ma-yu%cc%88zeyi-1

100. programla yayın hayatına veda eden Yeni Medya Eski İnsan programında yeni iletişim teknolojilerinin toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve tarihi etkileri ile haftalık ele alınan konuyla ilgili güncel bilimsel araştırmalar paylaşıldı. Her hafta yeni medyayla ilişkili olarak farklı konu başlıklarına yer verilen programda dinleyicilerle çeşitli biçimlerde iletişim ve etkileşim kurma yoluna gidildi. Bu yollardan bir tanesini geleneksel radyoculukta da sıklıkla kullanılan telefonla iletişim oluşturdu. İstanbul, Edirne, Gümüşhane gibi çeşitli illerden dinleyiciler, programın canlı olarak yayınlandığı TRT Radyo 1’i telefonla arayarak sorularıyla ve görüşleriyle programa katkıda bulundular.

Yeni Medya Eski İnsan programında iki yıl boyunca aktif olarak kullanılan bir diğer iletişim yolu sosyal medya oldu. Program yayın hayatına başlamadan önce Aralık 2015 tarihinde @yeniolanne adıyla bir Twitter hesabı açıldı. Bu Twitter hesabı, programda “Haftanın Başucu” köşesini de hazırlayan Şule Karataş Özaydın tarafından yönetildi. Karataş Özaydın’ın yanı sıra içerik oluşturulması ve paylaşım yapılması hususunda Prof. Dr. Mutlu Binark da katkı sağladı. @yeniolanne Twitter hesabında yeni medyayla ilgili dünyadan ve Türkiye’den güncel haberler ve araştırmalar paylaşıldı. Bununla beraber, @yeniolanne hesabının asıl amacı Yeni Medya Eski İnsan programında yer verilen tartışmaları zaman ve mekandan bağımsız kılmaktı. TRT Ankara Radyosu’na ait bir stüdyodan sadece radyo dinleyicilerine ulaşan ve 1 saat ile sınırlandırılan  program içeriğini Twitter’a taşımak yakınsama/yöndeşme kültürünün (convergence culture) önemli bir göstergesi olmuştur. Henry Jenkins’in (2006) ifade ettiği gibi bu kültürde artık içerikler akışkan haldedirler ve platformlar arasında gezinirler. Böylelikle, zaman ve mekan sınırlılıkları ortadan kalkmıştır.

Yeni Medya Eski İnsan programı, yayın hayatı boyunca sadece radyo dinleyicilerine ve Twitter kullanıcılarına ulaşmakla kalmamış aynı zamanda dinleyicileri ve takipçileri arasında çevrimiçi bir köprü kurmuştur. Twitter’ın etkileşim (mention) özelliği, radyo programının dinleyicilerine ve Twitter’dan takip eden kullanıcılarına birlikte söz söyleme ve tartışma imkanı sağlamıştır.

Yeni Medya Eski İnsan programında Twitter’ın ağ mimarisi göz önüne alınarak her hafta programın konu başlığına uygun olarak bir etiket (#) belirlenmiştir. Konu başlıklarına göre belirlenen bu etiketler, @yeniolanne hesabını takipte olmayan insanların da programın içeriğine erişmesini sağlamıştır. Bununla beraber, etiketler hangi konu başlıklarının daha fazla ilgi çektiğini ortaya çıkarmıştır. Twitter Şirketi’nin @yeniolanne hesabı için sunduğu istatistikler dikkate alındığında Yeni Medya Eski İnsan programının 2016 ve 2017 yıllarının en fazla etkileşim alarak ön plana çıkan etiketleri şöyle olmuştur:

 

 

2017 Ön Plana Çıkan Etiketler

 

2016 Ön Plana Çıkan Etiketler

#edebiyatvesosyalmedya #kadınyazılımcı
#kimlikhırsızlığı #çocuklarveyenimedya
#ErasmusPlus #e-devlet
#belediyelervesosyalmedya #özçekim
#dijitaleğitim #dilimizveyenimedya
#dijitaleşitsizlik #duygularveyenimedya
#mobilhabercilik #eğitimveyenimedya
#sağlıkokuryazarlığı #taşradasosyalmedya

2016 ve 2017 yıllarında ön plana çıkan konu başlıklarına bakıldığında aslında program takipçilerinin pek çok farklı konuya ilgi gösterdikleri görülmektedir. Yeni Medya Eski İnsan programının sağlamış olduğu konu çeşitliliği etiket kullanımı sayesinde görünür kılınmıştır. Geleneksel bir radyo programı için @yeniolanne Twitter hesabı yazılı ve görsel bir arşiv görevi görmüştür.

Her hafta birbirinden farklı konu başlıklarının uzman konuklarla ele alındığı Yeni Medya Eski İnsan programının Twitter hesabında aktif 392 takipçi bulunmaktadır. Bu takipçilerin %47’si kadın ve %53’ü erkektir. Beğeni ve RT aracılığıyla varlıklarını her zaman hissettiren @yeniolanne hesabının takipçileri, Twitter’dan ilettikleri soru ve görüşleriyle canlı yayına zenginlik katmışlardır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki Yeni Medya Eski İnsan radyo programı 25 Aralık 2017 tarihinde son buldu fakat program içerikleri dijital ortamda varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Program bitmesine rağmen @yeniolanne Twitter hesabını takip etmeyi bırakmayan 392 takipçiye de selam olsun!

Son Not: Yeni Medya Eski İnsan programının dijital arşivine buradan ulaşılabilir.

Kaynakça

Jenkins, H. (2006). Convergence Culture: Where Old and New Media Collide. New York: New York University Press.

 

 


“İnternet Sansüründe Bir RTÜK Eksikti, O da Oldu” Prof.Dr. Yaman Akdeniz’in açıklamasıyla yeni torba yasa tasarısındaki İnternet regülasyonunu değerlendirelim…

Şubat 9, 2018
Yazı/Haber: Elif Akgül
Yeni torba yasayla getirilmek istenen RTÜK’e internet yayınlarına müdahale yetkisini Prof. Akdeniz değerlendirdi: “Türkiye’de internette yayın yapan yayın kuruluşları hedef alınacak. Bu her ne kadar Adnan Oktar’ın A9’u ile tartışılsa da olayın esası Oktar değil.”

 

Yeni torba yasaya eklenen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yasasına internet yayınları için lisans verme, lisans iptal etme ve Sulh Ceza Hakimlikleri aracılığıyla erişim engelletme yetkisi vermesine ilişkin tasarıyı, YouTube sansürünü AİHM’de mahkum ettiren sürecin mimarlarından hukuk profesörü Yaman Akdeniz değerlendirdi.

Prof. Akdeniz: Hedef internette yayın yapan muhalif siteler

bianet’e konuşan Prof. Dr. Akdeniz, 5651 sayılı internet içeriklerinin kaldırılmasını düzenleyen yasa ile zaten erişim engellendiğini hatırlatarak, “Siyasi kişiler, Bakanlıklar, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu erişim engelleyebiliyordu, bir de bunlara RTÜK eklendi” diyor.

Yasada ne var?

* İnternette yayın yapmak isteyen medya hizmet sağlayıcılar Üst Kuruldan yayın lisansı, bu yayınları internet ortamından iletmek isteyen platform işletmecileri yayın iletim yetkisialmak zorunda.

Üst Kuruldan alınan geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı bulunmayan ya da bu hak ve/veya lisansı iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin yayın hizmetleri RTÜK tarafından tespit edilirse RTÜK’ün talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine karar verilebilir.

* İçerik veya yer sağlayıcısının yurtdışındaysa da “Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu Üst Kurulun görev alanına ilişkin uluslararası anlaşmalar ve bu Kanun hükümlerine aykırı yayın yaptığı Üst Kurulca tespit edilen” internet ortamından Türkçe, Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın kuruluşlarının için de aynı süreç işler.

* Bu kuruluşların internet ortamındaki yayınlarına devam edebilmeleri geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı, bu kapsamdaki platform işletmecilerinin de yayın iletim yetki belgesi alması zorunlu.

Tasarı halindeki torba yasanın 73. maddesinde yer alan değişiklikle sadece internette yayın yapan kurucuların RTÜK’ten yayın yetkisi alma zorunluğu getiriliyor, tasarı yasalaşırsa lisans ya da geçici lisans almayanlar RTÜK’ün talebi doğrultusunda Sulh Ceza Hakimliklerinden 24 saatte çıkacak bir kararla erişime engellenebilecek.

Prof. Akdeniz, bu tasarı ile özellikle internette yayın yapan muhalif haber sitelerinin hedef alınacağını söylüyor.

“Hedeflenen 3 kategori var. Birincisi Türkiye’de bulunan ve internette görsel yayın yapan yayın kuruluşlar hedef alınacak. Bu her ne kadar Adnan Oktar’ın A9’u ile tartışılsa da olayın esasının Oktar olduğunu düşünmüyorum.

“İkincisi yurtdışında kurulmuş ama Türkiye’ye odaklı yayın yapan kuruluşlar hedef alınacak, Özgürüz ya da Artı TV gibi.

“Üçüncüsü ise sadece internette yayın yapan özel şirketleri de kapsayacak, Netflix, Puhu TV, BluTV gibi.”

Peki ne olacak?

Tasarı radyo ve televizyonların internet yayınlarını, sadece internette yayın yapan televizyon ve radyoları, yurtdışından Türiye’ye yönelik internette yayın yapanlar, blog, site ve uygulama üzerinden yapılan video yayınları (streamler) kapsıyor.

Netflix, Blu TV…

* Tasarı yasalaşırsa, RTÜK, Netflix ya da BluTV gibi dizi, sinema, belgesel yayını yapan platformlarda aynı karasal yayında yaptığı gibi değerlendirme ve rapor hazırlayabilecek. Akdeniz, bu durumda içeriği sağlayan hizmetin içerik kaldırma talebi ile bilgilendirilebileceğini söylüyor.

Ama misal Game of Thrones hakkında bir şikayet olduğu takdirde RTÜK yayınla ilgili “müstehcenlik”, “gençlerin gelişimini kötü etkileme” gibi bir gerekçeyle rapor hazırlayıp, platformdan içeriğin kaldırılmasını isteyebilecek, kaldırılmayan içerik nedeniyle hizmetin kendisi erişime engellenebilecek. Bu durumda korsan yayınlar haricinde, telifli bir şekilde izlenen eserlerin yayınlanmayacağı ya da sansürlenebileceği anlamına geliyor.

Persicope da etkilenebilir, Faceboook da

* Yine tasarı, internette videolu (canlı ya da kayıttan) yayın yapan herhangi bir sitenin de lisans almasını zorunlu kılıyor. Bu ne demek? Örneğin ABD’de görülen Reza Zarrab davasında olduğu gibi duruşmada olup bitenleri kendi Facebook ya da Periscope hesaplarından yayınlayan kişilerin sayfaları da “lisans olmadığı” gerekçesiyle erişime engellenebilecek.

* Bir diğer ihtimalse, halihazırda yayını olan televizyon kanalları da, internette yaptığı ama uydu yahut dijitaldeki televizyon yayınında yer vermediği içerikler nedeniyle ceza alabilecek, cezalardan sadece internet değil, geleneksel televizyon yayını da etkilenebilecek.

“İnternette frekans sınırı yok ki lisans gereksin”

Prof. Akdeniz, uydu ya da kabloludaki televizyon frekansı, ya da radyo için FM’deki frekans sayısının belli olduğunu, bu durumda lisansın bir gereklilik olduğunu söylüyor.

“Frekans sayısı sınırlı olduğu için lisans gerekiyor. Örneğin en son NTV Spor’u satın alan Discovery Channel aslında NTV Spor’un frekansını satın almış durumda. Ama internette böyle bir sıkıntı yok.

“Dolayısıyla burada müdahaleyi gerektirecek bir durum da yok. Tasarı bu nedenle aslında kullanıcıların haber ve bilgi almak için eriştiği kanalları engellemek.”

“AYM ve AİHM süreçleri çok hantal”

Torba yasaya eklenmiş değişiklikle sürecin şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü vurgulayan Prof. Akdeniz, Türkiye’de bu tip yasalara yönelik hukuki sürecin de işlemediğini vurguluyor.

Tasarı yasalaştığı takdirde uygulamaya geçerse Anayasa Mahkemesi’ne ve sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuracaklarını söyleyen Prof. Akdeniz yargı yolunun yavaşlığını da eleştiriyor:

“Ama bu süreçler de çok hantal. Hem Wikipedia yasağında hem de tutuklu gazetecilerin başvurularında göründüğü gibi AYM’de de AİHM’de de süreç çok yavaş yürüyor. Ama bu örneklerde ihlal olup bitmiş değil, sürekli olarak devam ediyor. Bu süreçlerde AYM ve AİHM’in de hızlı karar alması gerekiyor.”

Tasarıdaki maddeye şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. (EA)

Kaynak: