Bir “Kovid Kayması” Öğrenciler için Dijital Uçurumu Genişletebilir*

Eylül 23, 2020

Yazar: Pia Ceres

Çeviri: Hasan H. Kayış, Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Ar. Gör.

Koronavirüs vakaları arttıkça, birçok okul döneme en azından sınırlı sayıda çevrimiçi öğrenimle başlayacak. Teknolojiye erişimi olmayan öğrenciler için bu durum geriletici olabilir.

Normal bir öğrenim döneminde Breanne Wiggins, şu günlerde yeni öğrencilerini karşılamaya hazırlanırdı. Yıllarca süren öğretime dayalı dördüncü sınıf müfredatı da hazır olacaktı. Sınıfını parlak, davetkâr renklere sahip olan çarpma/bölme tabloları ve her öğrencinin doğum gününü gösteren bir posterle dekore ederdi.

Bu yıl, Wiggins’in sınıfının duvarları boş. California, Riverside County’deki koronavirüs vakalarının artması nedeniyle eğitim verdiği Palo Verde Birleşik Okul Bölgesi eyalet yönetimi uzaktan eğitim kararı aldı. Wiggins’in okulu, California-Arizona sınırında bulunan ve yaklaşık 20.000 nüfusa sahip küçük bir çöl kasabası olan Blythe’de bulunuyor. Okul bölgesindeki öğrencilerin yaklaşık yüzde 70’i, bir ailenin düşük gelir statüsünün göstergesi olan ücretsiz veya indirimli öğle yemeği planı dâhilindedir. Ayrıca, 2018’deki nüfus sayımında, Blythe’deki hanelerin tahmini olarak yüzde 30’unun geniş bant internete sahip olmadığını bulunmuştur. Wiggins, internete erişimi olanlar için bile şehir genelinde kesintilerin nadir olmadığını söylüyor.

Dönemin başlamasına sadece birkaç gün kala Wiggins, internete bağlı kendi cihazına erişimi olmayan öğrencilerinin bir başka dönemi uzaktan eğitimle nasıl geçirebileceğinden emin değil.

“Öğretmenler gerçekten hazırlanmamız gerektiğini biliyor” diyor. “Ama neye hazırlanacağımızı bilmiyoruz.”

ABD’deki okullar, sınıfları yeniden açmak için devam eden salgın ve siyasi baskının ortasında yıla başlıyor. Trump yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki enfeksiyon oranları 4,83 milyona yükselmiş olsa bile, kolej ve K-12 öğrencilerini yüz yüze öğrenme için okullara dönmeye zorluyor. Çoğu çocuk virüsün daha hafif semptomlarını deneyimlese de, son yaz kampı salgını çocukların virüsü bulaştırdığını ortaya koyuyor. Çocuk doktorları ve güncellenmiş CDC yönergeleri, okulları yeniden açmaya teşvik ederken, ülkenin en büyük ikinci öğretmen sendikası olan Amerikan Öğretmenler Federasyonu, okulların güvenli olmayan koşullar altında yeniden açılması halinde yerel grevleri desteklemek için harekete geçti.

Yerel enfeksiyonlar kontrol altına alınmadığı için birçok okul bölgesi, geleneksel yüz yüze öğrenmeye devam etmemeye karar verdi. EdWeek’in bir takipçisine göre, ülkedeki en büyük 20 okul bölgesinden 16’sı, döneme uzaktan ve hibrit öğrenmenin bir kombinasyonuyla başlayacak olan New York City de dahil olmak üzere, gelecek yıl uzaktan veya hibrit öğrenmeyi sürdürme planlarını açıkladı. Los Angeles, Chicago ve Houston’daki okul bölgeleri de yıla uzaktan eğitim ile başlayacak.

Salgının başlaması takiben bunun ülke çapında okulların kapanmasına neden olduğunda ve teknolojiye erişimin sınıfta öğrenim için dijital bir cankurtaran halatına dönüştüğünde, geçtiğimiz baharda uzaktan öğrenime hızlı geçiş büyük ölçüde başarısız olarak kabul edildi. ABD’de 50 milyondan fazla öğrencinin tahminen yüzde 15’i yüksek hızlı internete erişimi olmayan evlerde yaşıyor. Koronavirüs vakaları arttıkça ve bölgeler çevrimiçi öğrenmeyle ilerlerken, okullar ikinci kez geçen yıl şiddetlenen dijital uçurumla yüzleşmek zorunda kalıyor.

“Dijital Uçurum” ve “Covid Kayması”

Eğitimciler internet ve teknoloji erişimindeki eşitsizliklerin, orantısız bir şekilde Siyahi, Hispanik, Kızılderili ve düşük gelirli aileleri etkilediğini pandemiden uzun süre önce biliyorlardı. Ancak pandemi, K-12 eğitimindeki dijital uçurumu daha da belirgin hale getirdi. Bir Pew Research araştırması, orta gelirli ebeveynlerin sadece yüzde 14’ü ve üst gelirli ebeveynlerin yüzde 4’ü ile karşılaştırıldığında bahar karantinası sırasında düşük gelirli ebeveynlerin yüzde 36’sının, çocuklarının bir bilgisayara erişimi olmadığı için okul çalışmalarını evde tamamlayamadıklarını bildirdi.

Eyaletin Los Angeles ve San Diego gibi daha büyük okul bölgeleri, geçen bahar binlerce öğrenciye dizüstü bilgisayarlar ve ağ bağlantı noktaları sağlamak için kaynakları seferber ederken, Palo Verde Birleşik Okul Bölgesi bunu yapmadı. Bunun yerine, PVUSD iki haftada bir kağıt “öğrenme paketleri” dağıttı. Wiggins ayrıca çevrimiçi dersler de oluşturdu, ancak bunlar isteğe bağlı olarak kabul edildi. Wiggins, dördüncü sınıf öğrencilerinin üçte birinin evde internet erişimi olmadığını belirtirken, diğerlerinin kardeşleri ve evden çalışan ebeveynleri ile tek bir bilgisayarı paylaştığını tahmin ediyor.

Palo Verde Birleşimi’nin yanıtı, Amerikan Araştırma Enstitüleri tarafından yapılan bir ön ankete göre, yoksulluğun yüksek olduğu bölgelerdeki bir eğilimi yansıtıyor. Ankete katılan K-12 okul bölgelerinden, yoksulluğun yüksek olduğu bölgelerin yüzde 47’si, kağıt paketler gibi fiziksel olarak dağıtılmış materyalleri, düşük yoksulluk bölgelerinin sadece yüzde 18’ine kıyasla, uzaktan eğitim uygulamalarının “birincil bileşeni” olarak vurguladı. Anket, kırsal bölgelerin fiziksel olarak dağıtılan malzemelere kentsel bölgelerden önemli ölçüde daha bağımlı olduğunu ortaya koydu.

Bu yıl, dijital uçurumun her iki tarafındaki öğrenciler arasındaki uçurum daha da genişleyebilir. “Yaz kayması”, K-12 öğrencileri arasında yaz aylarında uzun süredir çalışılan bir öğrenme kaybı dönemini ifade eder ve bu, yüksek gelirli öğrencilerin yaptığı ek yaz dönemi öğrenme fırsatlarına erişimi olmayan düşük gelirli öğrenciler için orantısız düşüşlere neden olur. Pandeminin başlamasıyla birlikte bazı araştırmacılar, halihazırda yetersiz hizmet alan öğrenciler için öğrenme kaybını yoğunlaştırabilecek bir “kovid kayması” konusunda uyarıda bulunmaya başladılar.

Irvine, California Üniversitesi’nde eğitim profesörü ve UCI Dijital Öğrenme Laboratuvarı direktörü olan Mark Warschauer, “birdenbire, bu 3 aylık boşluğu aldık ve temelde ikiye katladık” diyor. Bu bahar okullarının kapatılmasının ardından, düşük gelirli öğrenciler teknolojiye güvenilmez bir şekilde erişmiş olabilir ya da evde küçük kardeşleriyle ilgilenmeye zorlanmış ve çevrimiçi eğitime kısmen ya da tamamen katılmaları engellenmiş olabilir. Aynı zamanda, daha varlıklı aileler bağımsız çocuk yetiştirme sistemleri oluşturuyor ve çocukları için özel öğretmenler tutuyor.

Yaz, devlet okulu bölgelerine ve öğretmenlere kendilerini çevrimiçi araçlara alıştırmaları ve öğretim süreçlerini planlamaları için çokça ihtiyaç duydukları zamanı borç verdi. Fakat Warschauer “evde eşit olmayan internet erişimi ve eşit olmayan finansal baskılar gibi bu eşitsizliklerin çoğu, fazladan birkaç hafta geçirerek çözülemez” diyor. “Tüm göstergeler, tıpkı bahar gibi sonbaharın bir felaket olacağı yönünde.”

Kaçırılan Bağlantılar

Halihazırda eğitim ve yemek sağlaması beklenen devlet okulu bölgeleri, öğrencilere temel teknolojiyi nasıl temin edeceklerini, nasıl ödeyeceklerini ve dağıtacaklarını belirleme gibi ek sorumluluklarla yükümlüdür. Amerikan Öğretmenler Federasyonu tarafından yapılan bir tahmine göre, öğrenci ve öğretmenleri sonbaharda yeniden başlatılan uzaktan eğitim için donatmak ülke çapında ek 3,8 milyar dolara mal olabilir.

Rhode Island Üniversitesi’nde okul finansmanı ve ekonomi politikası araştırmacısı olan Anthony Rolle, “bölgeler ek gelir elde etmezlerse, ya kara gün akçesine girmeleri, eyaletten ek gelir talep etmeleri ya da iç gelirlerini daha esnek bir gelir elde etmek için kaydırmaları gerekecek” diyor. Bölgelerin, spor ve öğrenci taşıma gibi pandemi tarafından durdurulan faaliyetlerden ek fonlara sahip olabileceğine ve uzaktan öğrenmeyi desteklemek için teknolojik altyapıya yeniden yönlendirilebileceğine dikkat çekiyor. Ancak salgın, eyalet ve yerel vergi gelirlerini çok ciddi şekilde düşürdüğü için birçok bölge hala bütçe açıklarıyla karşı karşıya. Ülke çapındaki devlet okulları neredeyse 500.000 işi ortadan kaldırmak zorunda kaldı.

Rolle, “yeni bir federal yardım zorunlu olacaktır” diyor. Federal destek, K-12 devlet okullarına ve özel okullara 70 milyar dolarlık yardım vaat eden Cumhuriyetçi teşvik yasasından gelebilir. Ancak yasa tasarısı, bir tür yüz yüze öğrenmeye devam etmeyi reddeden okullardan bu fonların çoğunu alıkoyabilir.

Bazı bölgeler, özellikle dijital uçurumun kapatılmasına yönelik hayırsever bağışlardan yararlandı. Oakland Devlet Okulları, Twitter CEO’su Jack Dorsey’den 10 milyon dolarlık bağış taahhüdü aldı. Haziran ayında, Chicago Devlet Okulları, 100.000’den fazla CPS öğrencisine ücretsiz yüksek hızlı internet erişimi sağlama planı olan Chicago Connected adlı bir girişim başlattı. 50 milyon dolarlık girişime bağışta bulunanlar arasında milyarder hedge fonu yöneticisi Ken Griffin, Barack ve Michelle Obama yer alıyor.

CPS CEO’su Janice K. Jackson bir röportajda WIRED’a “bana göre, eğitimde eşitlikle ilgili en büyük sorun (finansmanın yanı sıra, bu bir numara, bu yüzden bunu gözden kaçırmayacağız) bu ülkede her öğrencinin yüksek hızlı internete erişimini sağlamak” olduğunu söylemiştir.

Eyalet müfettişi Tony Thurmond’a göre, California Eğitim Bakanlığı şu anda internete bağlı cihazları 700.000’den fazla öğrenciye ve wi-fi erişim noktalarını 400.000 öğrenciye kadar ulaştırmak için çabalıyor. Bölge, bu yıl öğrencilerin göz atması için Chromebook’lar ve hot spot’lar sağlayacağını doğruladı. Ancak hot spot’lar için bir ila iki haftalık bir gecikme olabilir. Wiggins, “bu öğrencilerin telefonda dersleri takip edip dinlemeleri gerekecek,” diyor.

Okullar fonları bir araya toplayıp öğrencilere cihazları dağıtabilseler bile, sonuçta evde ne olacağını kontrol edemezler. Hawaii Wai’anae’deki Wai’anae Lisesi’nde matematik öğretmeni olan Madison Maeshiro da geçen baharda öğretmeye devam etmek için öncelikle kağıt paketlere ve bazı çevrimiçi talimatlara güveniyordu. Okul, Chromebook’ları ve iPad’leri bir toplama istasyonunda kullanıma sunarken, Maeshiro 60 öğrencisinden yalnızca 10’unun kendisiyle düzenli olarak çevrimiçi iletişim kurduğunu tahmin ediyor.

Doğu Harlem’deki PS 96’da ortaokul öğrencilerine teknoloji ve bilgisayar bilimi öğreten Lliana Villegas, “uzaktan öğrenmenin dezavantajlarından biri de bu. Öğrencilerimin orada bulunacağını garanti edemem” diyor. PS 96’nın teknoloji koçu olarak, öğretmen arkadaşlarına yüz yüze “harmanlanmış” öğrenim ve tamamen uzaktan eğitimin bir karışımıyla başlaması planlanan sonbahar dönemine hazırlanmak için uzaktan eğitim araçları konusunda eğitilmesine de yardımcı oldu. Tamamen veya kısmen uzaktan öğrenmenin bu şekilde devam ettirilmesinin, özel ihtiyaçları olan, evsiz veya koruyucu sistemde olan öğrencilere yeterince hizmet edip etmeyeceğinden endişe duyduğunu söylüyor. Mevcut ders planlama stratejisi, “en kötü durum senaryosunu planlamak ve en iyisini umut etmek” şeklindedir.

Çocuklara bilgisayar vermek aynı zamanda çocuk bakımı krizini de çözmez. Ebeveynler, özellikle kırsal alanlarda ve “çocuk bakımı çöllerinde” çocuklarına bakmak için işe geri dönmekle evde kalmak arasında seçim yapmak zorunda kalabilir.

UC Irvine’den araştırmacı Warschauer, “Bilgisayarları sosyal, eğitimsel problemlerin içine atmak onları gerçekten çözmüyor” diyor. Öğretmenleri en iyi uzaktan eğitim uygulamaları konusunda eğitmeye devam etmek, en küçük öğrenciler için yüz yüze öğrenmeye öncelik vermek ve sonrasında yetişmelerine yatırım yapmak gibi salgından sonra okul kapanışlarının eşitsiz etkisini hafifletmek için atılabilecek adımlar olduğuna işaret ediyor. Ancak, dijital uçurumun zararlı etkileri bu okul döneminde derinden hissedilmeye devam ettiği için, öğrencilerin bilgi işlem cihazlarına ve güvenilir genişbant erişiminin eğitimleri üzerinde büyük bir etkisi olmaya devam edecek.

Warschauer, “bunu çözemeyeceğiz” diyor. “Biraz daha az kötü yapmayı deneyebiliriz.”

*Kaynak:Wired


KATILIMCI KÜLTÜRÜN ZİRVESİNDEN İKİ ÖRNEK: “BREAK THE SILENCE” VE #HAPPYBIRTHDAYNAMJOON

Eylül 19, 2020

Yazan: Alptekin Keskin, İstanbul Sabahattin Zaim Ünv. SBE. Sosyoloji Blm. Dr. Öğrencisi

Popüler kültür ürünlerine kullanıcıların aktif katılımı, yakınsama ve katılımcı kültür kavramlarının iletişim süreçlerindeki önemini ortaya koymaktadır. Katılımcı kültür içerisinde kullanıcıların içerik üretmesi, düzenlemesi ve paylaşması daha kolay olmaktadır. Özellikle yeni medya ortamlarında içerik üretimi ve dağıtımı sosyal medya platformları sayesinde çok daha hızlı bir şekilde mümkün olmaktadır. Katılımcı kültürde kullanıcı, medya içeriğini bir taraftan tüketirken bir taraftan yeniden üretmektedir. Jenkins (2016), katılımcı kültürü kullanıcıların ve hayranların yeni içeriğin yaratılması ve yayılmasına etkin olarak katıldığı kültür olarak ele almaktadır. Bu yazıda hayranların bir popüler kültür ürünü olan Güney Kore K-Pop grubu BTS  ile ilgili katılımcı kültür içerisinde toplulukçu bir ruhla bir taraftan medya içeriğini tüketirken diğer taraftan üreterek nasıl sosyal medya platformlarında dolaşıma koyduğu çeşitli görsellerle gösterilecektir.     

BTS’in 10 Eylül’de vizyona giren “Break the Silence: The Movie”  isimli belgeseli tüm dünyada aynı anda sinemalarda takipçilerinin beğenisine sunulmuştur. Grup üyelerinin hikâyelerinin anlatıldığı belgeselde BTS’in sahne arkasındaki görüntülerine yer verilmiştir. Grubun pandemi öncesi Love Yourself dünya turunda çeşitli ülkelerde sahne aldıkları turnelerdeki görüntüleri; BTS üyelerinin yaşamları ve hayranları ile etkileşimlerinden oluşan çeşitli etkileyici sahnelerin olduğu belgesel, hayranlar arasında ilgiyle karşılanmıştır. Her ne kadar pandemi sürecinde sinema salonları eskisi kadar dolmasa da ARMY’ler belgeseli adeta bir konser ortamında geçirmişlerdir. Bir çeşit pandemi öncesi BTS ile ilgili yaşadıklarını yâd etmişlerdir. Pandemi süreci dolayısıyla BTS’in canlı konserlerine katılamayan ARMY’ler belgesel sayesinde konser havasını bir şekilde sinema salonlarında yaşatmaya çalıştılar. Sinema salonlarına birlikte giden ARMY’ler daha önce canlı konserlerde BTS şarkıları söylerken hep birlikte ellerinde salladıkları live stickleri sinema salonlarına da getirip aynı atmosferi buralarda da yaşatmaya çalıştılar. Böyle olunca sinema salonlarında renkli görüntüler ortaya çıktı. Belgeselde hep birlikte bazen eğlenen, bazen gururlanan, bazen ağlayan ARMY’lerin BTS’e olan hayranlığı bir kez daha artmış oldu.

BTS’in konserleri, sahnede sadece sanatçıların performansların ötesinde bir deneyim alanı sunmaktadır. ARMY’ler konserlerde hep birlikte yüksek sesle şarkıları söylemekte ve yanlarında getirdikleri ışıldaklarla müziğe eşlik etmektedir. Pandemi süreciyle birlikte konserlere ara verilmesiyle konserlerde ışıldaklarla yaşanan etkileşimli durum “Break the Silence: The Movie” belgeselinde ARMY’lerce tekrar yaşanmak istenmiştir. Işıldaklar ARMY ve BTS arasında bir tür sembol görevi görmektedir. Hayran kitlesi ve yıldız arasında bu tür semboller aracılığıyla kurulan etkileşim durumları parasosyal etkileşimi (Horton ve Wohl, 1956) güçlendirmektedir.

BTS üyesi Namjoon’un (RM) 12 Eylül’de doğum gününün tüm dünyada çeşitli şekillerde gösterişli bir şekilde kutlanması BTS’in ve (BTS’in bağlı olduğu şirket olan) BigHit’in hayranlarını nasıl bir katılımcı kültür içerisine taşıdığını da göstermektedir. Örneğin 11 Eylül’de Namjoon’un doğum günü Twitter’da Türkiye gündeminde 1.sırada yer almıştır. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ve UNICEF  Namjoon’un doğum gününü Twitter’dan kutlayanlar arasındadır.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde ARMY’ler Namjoon’un doğum gününü renkli etkinliklerle kutlamışlardır:  Bir AVM dış cephesi camlarının Namjoon’un doğum günü kutlaması için kullanılması; Hongdae İstasyonunda Namjoon’un doğum günü reklamlarının tabelalara yansıtılması; Çinli bir fan sitesinin Kore’nin en büyük kitap mağazalarından birini Namjoon’un okuduğu ve önerdiği kitaplar için ayrı bir bölümde sergilemesi; Hindistan’ın  kırsal kesimlerinde çeşitli zorluklar yaşayan çocukların eğitimi için bağış kampanyası[1] düzenlenmesi bunlardan bazılarıdır. Türk Army’ler Namjoon’un doğum günü için fidan bağışı kampanyası düzenlemiştir. Pakistanlı ARMY’ler de Namjoon’un doğum günü için aralarında düzenledikleri bir kampanyayla 600 kitap toplamışlar ve ülkenin farklı şehirlerindeki ihtiyacı olan çocuklar ile sanat ve edebiyat öğrencilerine bu kitapları göndermişlerdir[2].

Namjoon’un[3] doğum günü etkinlikleri sadece bunlarla sınırlı kalmamıştır. BTS grubu üyesi Taehyung’un kendi sesinden Namjoon’un doğum günü için başlattığı ses kaydetme challenge’ı twitterda geniş yankı bulmuştur. Dünyanın her tarafından ARMY’ler #RMChallenge ve #RM etiketleri ile kendi seslerinin olduğu videolar çekerek twitterda paylaşmıştır. Böylelikle #RMChallenge ve #RM etiketleri dünya gündeminde trendlerde ilk 3’te yer bulmuştur. Tüm bu organizasyonlar sosyal medyada gerçekleşmekte ardındanda, gündelik yaşama taşınmaktadır.

Pandemi sürecini fırsata çeviren BTS, Dynamite ve Billboard Hot 100 birinciliği ile zirvedeki yerini bir taraftan korurken diğer taraftan “Break the Silence: The Movie” belgeseli ile fanlarıyla eski yüzyüze konser zamanlarını hatırlatmaktadır. Belgeselde anılar tazelenmektedir. Fan grubu da belgesele yanlarında getirdiği çeşitli sembollerle BTS ile arasındaki etkileşimli ilişkiyi güncel tutmak istemektedir. Yukarıda verilen tüm örneklere bakıldığında popüler kültür ürünü olan bir grubun çevrimiçi platformlar ve katılımcı kültür unsurlarından faydalanarak fan kitlesinin yardımıyla nasıl zirvede kaldığını açıkça görülmektedir.

Pazarlama stratejileri ve yaratıcı içerik endüstrisinin etkin kullanımıyla Güney Kore’den küresel pazarlara açılan kültürel teknoloji ürünlerinin gelecekte tüm dünya kamuoyunda daha fazla gündemde kalacağı tahmin edilmektedir.

Kaynakça

Jenkins, H. (2016). Cesur Yeni Medya-Teknolojiler ve Hayran Kültürü. (Çev. N. Yeğengil). İstanbul: İletişim Yayınları.

Horton, D., & Wohl, R. (1956). Mass Communication and Para-Social Interaction. Psychiatry, 19(3), 215-229.

https:// /www.soompi.com/article/1425304wpp/btss-rm-donates-100-million-won-to-museum-on-his-birthday

https://www.koreatimes.co.kr/www/art/2020/09/398_295970.html#.X17FfAo2eRE.twitter.


[1] https://www.barefootcollege.org/one-in-army-raises-13-500-for-barefoot-college Erişim tarihi: 18.09.2020

[2] https://newsleaf.com/books-and-bts-here-is-what-pakistani-fans-did-on-rms-birthday/ Erişim tarihi : 18.09.2020

[3] Namjoon ayrıca doğum günü için Kore Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müze’sine 100 milyon won (yaklaşık 84 bin Dolar) bağışlamıştır. Bu bağışın, şehir merkezlerinden uzakta bulunan 400 kadar ilk, orta ve yüksek okul kütüphanesine sanatla ilişkili kitap sağlayacağı ve böylelikle insanların bu kitaplara daha kolay ulaşacağı belirtilmiştir. Bakınız:

“BTS’s RM Donates 100 Million Won to Museum On His Birthday”. https:// /www.soompi.com/article/1425304wpp/btss-rm-donates-100-million-won-to-museum-on-his-birthday Erişim tarihi: 18.09.2020

“BTS leader RM donates 100 million won to art foundation”,  The Korea Times.https://www.koreatimes.co.kr/www/art/2020/09/398_295970.html#.X17FfAo2eRE.twitter. Erişim tarihi: 18.09.2020 


Yaşlılar Bilgiye Nasıl Erişiyor?

Eylül 16, 2020

TÜBİTAK destekli “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” başlıklı araştırmanın ilk bulguları arasında yer alan, katılımcıların Covid-19 salgını sürecinde bilgiye erişimde kullandıkları iletişim araçlarına ilişkin infografik paylaşıldı.

Televizyonun yüksek bir yüzdeyle, salgın sürecinde bilgiye erişmek için en çok tercih edilen iletişim aracı olduğu görülen sonuçlara göre; televizyonu sırasıyla akıllı telefon, internet ve gazete takip ediyor.


120K613 YouTube Kanalı Açıldı

Eylül 12, 2020

TÜBİTAK ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı desteğiyle yürütülen  “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” başlıklı araştırmaya ilişkin bilgilendirme ve paylaşımların yer alacağı YouTube kanalı açıldı.

“Pandemide Yaşlılar ve Enformasyon 120k613-Projesi” adıyla yayına başlayan kanala aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

https://www.youtube.com/channel/UCdM0mUGBkv8y1zdEYyGgzyw


Her Yaşta Portal ile Röportaj: Doğru Bilgiye Ulaşmak Yaşlılarda Kaygıyı Azaltıyor

Eylül 12, 2020

Prof Dr. Mutlu Binark, yürütücülüğünü üstlendiği TÜBİTAK-SOBAG 1001 destekli “Covid 19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” projesi hakkında heryasta.org için bilgilendirmeler yaptı.

AvivaSA’nın, Yaşama Dair Vakıf (YADA) işbirliğiyle yaptığı “Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Pratikleri” araştırmasının sonuçlarından yola çıkılarak YADA tarafından sağlanan literatür desteği, bilimsel kaynaklar ve AvivaSA’nın katkılarıyla orta yaş grubunun yaşlanmaya hazırlanmasına, planlarını bugünden şekillendirmesine yardımcı olmak amacıyla hazırlanan bir sosyal sorumluluk girişimi olduğu aktarılan Her Yaşta portalının, Türkiye’deki mevcut negatif yaşlılık algısını değiştirmeye yönelik bir yayıncılık yapmak ana hedefini taşıdığı belirtiliyor.  

Araştırmanın hazırlanış ve saha süreçleri ile ilk bulgularına ilişkin röportaj metnine ve videoya ilgili bağlantılardan ulaşabilirsiniz:


Analyzing the Determinants of News-Seeking Behaviours of Older Adults in Terms of Digital Inequality: International Conference on E-Society, 2020

Eylül 8, 2020

TÜBİTAK SOBAG tarafından desteklenen “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” başlıklı araştırmanın ilk analizlerinin yer aldığı “Analyzing the Determinants of News-Seeking Behaviours of Older Adults in Terms of Digital Inequality” çalışması, 7-9 Eylül 2020 tarihinde Kaoshiung City, Tayvan’da düzenlenen International Conference on E-Society 2020’de sunuldu.

Çalışmaya ilişkin sunu, projenin YouTube kanalından da erişime açıldı. İlgili bağlantı:
https://www.youtube.com/watch?v=RUJVNltzcos&feature=youtu.be


TÜBİTAK ARDEB-1001 120K613 “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” Projesi: Türkiye’de Yaşlıların Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sahipliği

Eylül 4, 2020

TÜBİTAK’ın ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında “COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” özel çağrısıyla desteklenen, 120K613 numaralı “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” başlıklı araştırmanın ilk bulgularına ilişkin infografik yayında:


“DYNAMİTE” YA DA BTS’İN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ

Eylül 3, 2020

Yazan: Alptekin KESKİN[1]

BTS pandemi sürecinde yüzyüze konserlerini iptal etse de etkinliklerini çevrimiçi platformlara taşıyarak dünya gündeminde adından söz ettirmeyi başarmaktadır. Grubun YouTube’da “Dear Class of 2020”’ye canlı katılımı ve WeVerse’de canlı yayınlanan BANG BANG CON konserine 756 bin dinleyicinin katılımı bu noktada önemli etkinliklerdir. Ardından yine WeVerse’de yayınlanan “BTS ile Korece Öğrenin” programları ile uluslararası fanlarına “Korece” öğretme çabasına girişen BTS, Kore için önemli bir yaratıcı kültürel ürün ve kültürel diplomasi örneği olduğunu (Binark, 2019: 156) bir kez daha göstermiştir. BTS, içinden geçtiğimiz dönemde çeşitli sosyal hareketlere de duyarsız kalmamıştır. Grubun, ABD’deki ırkçılık karşıtı Black Lives Matter kampanyasına 1 milyon dolar bağışı ve hemen akabinde ARMY’lerin sosyal medyada organize olarak topladığı 1 milyon dolar bağış tüm dünyada gözleri grubun üzerine çevirmiştir. K-Pop, bu yönüyle ABD’de bir süredir “K-aktivizmle” sıkça anılmaktadır[2]

BTS, pandemi sürecinde zor zamanlar geçiren fanları ve dinleyicileri için hazırladığı tamamı İngilizce olan “Dynamite” (Dinamit) şarkısı ile bir süredir gündemdeki yerini korumakta. 02.08.2020’de BigHit şirketi tarafından 21.08.2020 tarihinde yayımlanacağı açıklanan  “Dynamite” için 10 Ağustos’tan itibaren grup üyelerinin ve yeni şarkı teaserının fotoğrafları BigHit’in Twitter hesabından paylaşılmaya başlandı. 19 Ağustos’ta teaserı[3] ve 21 Ağustos’ta tamamı müzik piyasasına sunulan Dynamite[4] şarkısı, 24 saat içerisinde 101.1 milyon kez izlendi. Dynamite klibi ilk 24 saat içerisinde 100 milyondan fazla kez izlenmesi sebebiyle “YouTube’da ilk 24 saat içinde en çok izlenme” rekoru ve ilk yayınlandığında 3 milyondan fazla kişi tarafından aynı anda izlenmesi sebebiyle YouTube Premiere rekorunu kırdı[5]. 24 Ağustos’ta YouTube’da ‘Dynamite’ MV Official videosundan farklı kesitler sunan Dynamite B-side yayımlandı[6]. Dynamite’in rekorlarından sonra Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhonom Ghebreyesus da Twitter’dan BTS’i tebrik etti ve grubu DSÖ Dünya Sağlık Asamblesi’ne taşımaya davet etmekten memnuniyet duyacağını belirtti[7].

Görsel 1:BTS’in Hot 100’de 1.sıraya yükselmesinden sonra  Başkan Moon’un Twitter’da tebrik mesajı

Görsel 2: Dynamite MV Official paylaşımı

Dynamite’in çıkışından sonraki süreçte ABD’de resmi olarak 265 bin online olmak üzere toplam 300 bin kopyasının satılmasıyla bir hafta içerisinde ülkede en çok satan şarkılar listesinin başına geçti[8]. BTS’in 30.08.2020 günü MTV müzik ödüllerinde 4 dalda (en iyi grup, en iyi K-Pop, en iyi Pop, en iyi kareografi)  ödül alması[9] en büyük ödüllerden olan Hot 100 için bir işaretti. MTV ödüllerinden 1 gün sonra grubun beklediği haber geldi. BTS, “Dynamite” şarkısıyla Billboard Hot 100 listesine 1 numaradan girmeyi başardı.[10][11]. Grubun Hot 100 listesine 1 numaraya taşınması Güney Kore’de adeta bayram havasında karşılandı. Güney Kore Devlet Başkanı Moon BTS’in Billboard 100 listesine 1 numaradan girmesinden sonra Twitter’dan bir mesaj yayımlayarak BTS’in bu başarısıyla K-Pop tarihinde yeni bir bölümün yazılmasını sağlayan ilk Kore markası olduğunu söyledi[12].  

Görsel 3: Dynamite MTV performansı  

Görsel 4: BTS’in 1.sıraya yükseldiği Billboard Hot 100 listesi

Dynamite şarkısına genel olarak bakılacak olursa; şarkının eğlenceli ve canlı görüntüleri ile disco pop’u[13] hatırlattığı görülmektedir. “Dynamite”, basın konferansında[14] grup üyelerinin de belirttiği gibi pandemi sürecinde dinleyicilerine pozitif mesajlar vererek iyi hissettirme amacı taşıyan bir şarkı olduğu izlenimini vermekte. Dynamite’in videosu 1970-80-90’lı yıllardan esintiler taşıyan, Michael Jackson kareografilerini hatırlatan sahneler ile dolu. Bu açıdan video içeriği pozitif mesajlar barındıran şarkı sözleri ile birlikte değerlendirildiğinde insanlığın daha iyi hissetmesi için hazırlanmış bir tür eğlence hizmeti niteliği taşımakta. K-Pop gruplarının uluslararası dinleyicilerine karşı bu çok yönlü hizmeti araştırmacılara göre “arttırılmış eğlence” olmasından kaynaklanmaktadır (Choi ve Maliangkay, 2015: 4; Binark, 2020: 189-225). Suk-young Kim de K-Pop’un bir müzik türü olmanın ötesinde, performans, dans, şarkı, öykü ve diğer yetenek gösterilerinin birleşimi olduğunu (2016: 139) belirtmektedir. Benzer bir görüşte olan Fuhr’a göre K-Pop, farklılığın bir karnavalesk kutlamasıdır (Fuhr, 2016: 10).

“Dynamite”, yukarıda belirtildiği gibi pandemi sürecinde dünya genelindeki dinleyicilerine bir nebze olsun enerji vermek için yazılan bir şarkı özelliği ile ön plana çıkmaktadır. Nihayetinde kültür endüstrisinin üretim stratejisidir. Şarkının tamamen İngilizce olmasıyla daha fazla izleyiciye ulaşma amacı taşıdığı açıktır.  “Dynamite” in pandemi sürecine özel yazılmış bir şarkı olduğu grup üyeleri tarafından da açıklanmıştır. K-Pop gruplarının dünyanın içinden geçtiği çeşitli dönemleri de göz önünde bulundurarak şarkılarını dünya müzik piyasasına sunması pazarlama stratejilerinin gereği olarak da okunabilir.

Görsel 5: Dynamite Teaser Fotoğrafı         

Sonuç olarak K-Pop gruplarının içinden geçtiğimiz pandemi süreci ve/ya yeni normal olarak adlandırılan dönem ile birlikte stadyumlarda veya başka çeşitli etkinliklerde fanlarıyla olan yüzyüze etkileşimli yapısını değiştireceğini;  YouTube, Instagram vb. gibi çevrimiçi platformlar aracılığıyla bundan sonraki süreçte online konserler gibi etkinliklerin artacağını ve K-Pop gruplarının bu strateji ile daha fazla izleyici kitlesine hitap etmek isteyeceğini tahmin etmek güç olmayacaktır[15].

KAYNAKÇA

Binark, M. (2020). Arttırılmış Eğlence Olarak K-Pop ve BTS’in Çekim Gücü. Der: Mutlu Binark içinde, Asya’da Popüler Kültür ve Medya (s. 189-225). Ankara: um:ag.

Binark, M. (2020, Ocak 3). K-Dramalar ve Kültürel Diplomasi Aracı Olarak Descendants of the Sun. http://www.sineblog.org: http://www.sineblog.org/k-dramalar-ve-kulturel-diplomasi-araci-olarak-descendants-of-the-sun/ adresinden alındı

Choi, J., & Maliangkay, R. (2015). Introduction: WhyFandom Matter to the International Rise of K-Pop. J. Choi, & R. Maliankay içinde, K-Pop: The International Rise of the Korean Music Industry (s. 1-18). New York: Routledge.

Fuhr, M. (2016). Globalization and Popular Music in South Korea: Sounding out K-Pop. London: Routledge.

Kim, S. Y. (2016). The Many Faces of K-pop Music Videos: Reveus, Motown, and Broadway in “Twinkle”. The Journal of Popular Culture, 49(1): 136-154.

DİĞER KAYNAKLAR

Keskin, A. “K-Pop’tan K-Aktivizme Sosyal Medyanın Yeni ‘K’ Güçleri’”, https://yenimedyawordpress.com/2020/07/20/k-poptan-k-aktivizme-sosyal-medyanin-yeni-k-gucleri/ (20.07.2020).

Hugh McIntyre, “BTS’s ‘Dynamite’ sold A Quarter Of A Million Copies In Its First Week In The U.S.”, Forbes. https://www.forbes.com/sites/hughmcintyre/2020/08/31/btss-dynamite-sold-a-quarter-of-a-million-copies-in-its-first-week-in-the-us/#6d79d6f86fcd (Erişim tarihi:31.08.2020).

 Denise Warner, “Here All the Winners From the 2020 MTV VMas”, 30.08.2020. Billboard, https://billboard.com/articles/news/awards/9442281/mtv-vmas-winners-list-2020?utm_source=twitter&utm_medium=social (Erişim tarihi: 31.08.2020).

Gary Trust, “BTS’ ‘Dynamite7 Blasts in at No.1 on Billboard Hot 100, Becoming the Group’s First Leader”, Billboard, https://www.billboard.com/articles/business/chart-beat/9442836/bts-dynamite-tops-hot-100-chart  31.08.2020. (Erişim tarihi:01.09.2020).

“With ‘Dynamite’, BTS becomes 1st S. Korean artist to top Billboard Hot 100”. Yonhap News Agency. 31.08.2020. (Erişim tarihi:31.08.2020).

 Chang Dong-woo, “BTS credits fans for Billboard Hot 100 win, hopes to perform at Grammys”. Yonhap News Agency.  https://www.en.yna.co.kr/view/AEN20200902006400315 . 02.09.2020 (Erişim tarihi: 02.09.2020). 

”Dancing the Night Away: Review of BTS’ ‘Dynamite’”, 27.08.2020, https://www.viewofthearts.com/2020/08/27/review-of-bts-dynamite/ (Erişim tarihi:31.08.2020). 

Yoon So-Yeon, “[Post-Covid-19 New Normal] K-pop finds solace online, but how long can it really last?”, Korea Joong Ang Daily. 14.06.2020. https://koreajoongangdaily.joins.com/2020/06/14/culture/features/KPOP-ONLINE-CONCERT/20200614132401768.html (Erişim tarihi: 01.09.2020).

“K-pop finds new home online but for how long?” https://www.youtube.com/watch?time_continue=245&v=rG2mP9BalhU&feature=emb_logo – 22.06.2020 (Erişim tarihi: 02.09.2020).


Sonnotlar:

[1] İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Doktora Öğrencisi.

[2] Bu konu ile ilgili bir yazı için bkz. Keskin, A. “K-Pop’tan K-Aktivizme Sosyal Medyanın Yeni ‘K’ Güçleri’”, https://yenimedyawordpress.com/2020/07/20/k-poptan-k-aktivizme-sosyal-medyanin-yeni-k-gucleri/ (20.07.2020). (Erişim tarihi: 31.08.2020).  

[3] 19.08.2020 tarihinde yayınlanan “Dynamite MV Teaser” 24 saat içerisinde YouTube’da 30.2 milyon görüntülenmeyi aştı ve 3.7 milyon beğeniye ulaştı. 

[4] 02.09.2020 itibariyle “Dynamite” official MV 280 milyon izlenmeye ulaşmıştır. https://www.youtube.com/watch?v=gdZLi9oWNZg (Erişim tarihi: 02.09.2020).

24.08.2020’de BTS’in YouTube sayfasından ‘Dynamite’in çeşitli remix versiyonları yayımlanmıştır (bkz.https://www.youtube.com/watch?v=fgk2KxK4iAo&list=OLAK5uy_I7S3wlpw3fXKpq4mlOjz58rXsvt3z_M6l&index=3. 24.08.2020. (Erişim tarihi:02.09.2020)..

[5] https://blog.youtube/culture-and-trends/bts-dynamite-breaks-youtube-premiere-records/. 21.08.2020. (Erişim tarihi: 31.08.2020)

[6] Dynamite B-side 02.09.2020 itibariyle 48.8 milyon kez izlenmiştir. https//www.youtube.com/watch?v=BV2FdDmGiW0 (Erişim tarihi: 02.09.2020).

[7] https://www.twitter.com/drtedros/status/1297527030649683968?s=21 . 23.08.2020 (Erişim tarihi:23.08.2020)

[8] Hugh McIntyre, “BTS’s ‘Dynamite’ sold A Quarter Of A Million Copies In Its First Week In The U.S.”, Forbes. https://www.forbes.com/sites/hughmcintyre/2020/08/31/btss-dynamite-sold-a-quarter-of-a-million-copies-in-its-first-week-in-the-us/#6d79d6f86fcd (Erişim tarihi:31.08.2020).

[9] Denise Warner, “Here All the Winners From the 2020 MTV VMas”, 30.08.2020. Billboard, https://billboard.com/articles/news/awards/9442281/mtv-vmas-winners-list-2020?utm_source=twitter&utm_medium=social (Erişim tarihi: 31.08.2020).

[10] Gary Trust, “BTS’ ‘Dynamite7 Blasts in at No.1 on Billboard Hot 100, Becoming the Group’s First Leader”, Billboard, https://www.billboard.com/articles/business/chart-beat/9442836/bts-dynamite-tops-hot-100-chart  31.08.2020. (Erişim tarihi:01.09.2020).

“With ‘Dynamite’, BTS becomes 1st S. Korean artist to top Billboard Hot 100”. Yonhap News Agency. 31.08.2020. (Erişim tarihi:31.08.2020).

[11] BTS’in, Hot 100’deki başarısından sonra grup üyeleri bundan sonraki amaçlarının 2021’deki Grammy ödülleri olduğunu açıkladılar: Chang Dong-woo, “BTS credits fans for Billboard Hot 100 win, hopes to perform at Grammys”. Yonhap News Agency.  https://www.en.yna.co.kr/view/AEN20200902006400315 . 02.09.2020 (Erişim tarihi: 02.09.2020). 

[12] Bkz.https://www.twitter.com/moonriver365/status/1300609917191991297?s=21 -01.09.2020 (Erişim tarihi:01.09.2020).

Ayrıca Seoul’un yüzü ve  fahri turizm elçisi olan BTS’in Hot 100 başarısı için Seoul Hükümeti’de Twitter’dan tebrik mesajını paylaştı: http://www.twitter.com/seoul_gov/status/1300659839777910790?s=21 , 01.09.2020 (Erişim tarihi: 01.09.2020).  Tüm bu mesajlar K-Pop’un Güney Kore için ne kadar önemli bir kültürel diplomasi örneği olduğunu göstermektedir.        

[13] Bir görüşe göre, disko’nun aslen Afro-Amerikan ve queer kültürlerinden ortaya çıktığı ve bu yüzden ilk zamanlarında direniş ve muhalif bir bakış açısının ürünü olarak anlaşılabileceği belirtilmektedir. Bkz.”Dancing the Night Away: Review of BTS’ ‘Dynamite’”, 27.08.2020, https://www.viewofthearts.com/2020/08/27/review-of-bts-dynamite/ (Erişim tarihi:31.08.2020). 

[14] Dynamite şarkısı için grubun 21 Ağustos’ta düzenlediği basın konferansı için bkz. https://www.youtube.com/watch?v=7Sz6PR5ZsjE (Erişim tarihi:31.08.2020)

[15] Bu yöndeki bazı yayınlar için bkz.Yoon So-Yeon, “[Post-Covid-19 New Normal] K-pop finds solace online, but how long can it really last?”, Korea Joong Ang Daily. 14.06.2020. https://koreajoongangdaily.joins.com/2020/06/14/culture/features/KPOP-ONLINE-CONCERT/20200614132401768.html (Erişim tarihi: 01.09.2020).

“K-pop finds new home online but for how long?” https://www.youtube.com/watch?time_continue=245&v=rG2mP9BalhU&feature=emb_logo – 22.06.2020 (Erişim tarihi: 02.09.2020).


TÜBİTAK ARDEB-1001 120K613 “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” Projesi: Katılımcıların Temel Özellikleri

Eylül 2, 2020

TÜBİTAK’ın ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında “COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” özel çağrısıyla desteklenen, 120K613 numaralı “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” başlıklı araştırmanın katılımcılarına ilişkin temel bilgilerin yer aldığı infografik yayınlandı:


TÜBİTAK ARDEB-1001 120K613 “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” Projesi: İlk Bilgilendirme Paylaşıldı

Eylül 1, 2020

TÜBİTAK’ın ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında “COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” özel çağrısıyla desteklenen, 120K613 numaralı “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” projesine ilişkin ilk bilgileri içeren infografik yayında: