Facebook ‘intifada’ sayfasını kaldırdı

Mart 31, 2011

Filistinlileri yeni bir intifadaya çağıran grup sayfası, ‘şiddeti destekliyor’ gerekçesiyle Facebook tarafından iptal edildi.

Filistinlileri İsrail’e karşı yeni bir intifada hareketine çağıran ve 350 bin üyeye ulaşan sayfa Facebook tarafından kaldırıldı. Firma sözcüsü, sayfada sürekli olarak şiddet içeren çağrılar yapıldığı için bu kararın alındığını açıkladı.

‘Üçüncü İntifada’ adı verilen grup sayfasında Müslümanlar, 15 Mayıs’taki Cuma namazından sonra ayaklanmaya çağrılıyor. Sayfanın açıklama bölümünde “Ancak Müslümanlar tüm Yahudileri öldürdüğünde Kıyamet Günü’nden alnının akıyla çıkacaktır” ifadeleri yer alıyor.

AFP ajansına göre İsrail Kamu Diplomasisi Bakanı Yuli Edelstein, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’le irtibata geçti ve sayfaya erişimin yasaklanmasını istedi.

Bu talebi değerlendiren site yönetimi şiddet unsurları içerdiği gerekçesiyle grup sayfasını kapatma kararı aldı.

İsrail cephesinde memnuniyetle karşılanan kapatma kararına Filistin’den tepki geldi. El-Fetih’in önde gelen isimlerinden Demetri Deliani, İsrail’in girişiminin insan haklarına ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu söyledi.

Sosyal paylaşım sitesi Facebook Arap dünyasında yeni bir dönem başlatan isyanların örgütlenmesinde önemli bir rol oynamıştı. Facebook’taki sayfalardan yapılan çağrılar doğrultusunda halk biraraya gelmiş, yöneticilere karşı sesini yükseltmişti.

Sayfanın kapatılmasından sonra Filistin davasıyla ilgili diğer Facebook gruplarında, sosyal paylaşım ağını boykot çağrıları yapılmaya başlandı.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/25197659/ (Erişim: 30.03.2011)

NOT: Facebook Hak ve Sorumluluklar Bildirimi Madde 3.7. ve 3.10.’a göre, şiddet içeren veya ayrımcı içerik yayınlamak, Facebook kullanım koşullarının ihlali anlamına gelmektedir.  Türkiye’de veya başka ülkelerde  de nefret içeren bazı grupların ya da sayfaların, şikayet süreci sonunda kapatıldığı örnekler olmuştur. Yukarıdaki haber, önemli olmakla birlikte bir “ilk” değildir.


Twitter’i kimler kullanıyor?

Mart 29, 2011

Cornell Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, kullanıcı sayısı son iki yılda büyük patlama yapan mikroblog ağı Twitter, bir avuç kişi ve kurumun hakimiyeti altında.

Cornell Üniversitesi’yle Yahoo! Research tarafından yürütülen ortak çalışmaya göre Twitter’daki mesaj trafiğinin yarısı, kullanıcıların sadece yüzde 0.05’lik bir kısmı tarafından yaratılıyor.

Araştırmacılar ‘normal’ kullanıcılarla ‘elit’ kullanıcıları ayırıyor. Elit denilen kullanıcı kesimi de dört grupa ayrılıyor: Şöhretler (Lady Gaga, Obama vs.), medya (CNN, BBC vs.) kurumlar (Google vs.) ve bloglar…<!– http://cm.ntvmsnbc.com/adv/frames/XXL/XCN.html –>

Toplam 200 milyon kullanıcısı bulunan Twitter’da günde gönderilen ortalama 140 milyon mesajın yarısı işte bu ‘elit’ gruplara mensup 20 bin kullanıcı tarafından gönderiliyor. Bu sayı, toplam kullanıcıların yaklaşık yüzde 0.05 gibi çok küçük bir bölümüne denk geliyor.

Harvard Üniversitesi tarafından 2009’da yapılan bir araştırmada da benzer sonuçlara ulaşılmış, o dönemde Twitter’daki mesajların yüzde 90’ının yüzde 10’luk bir kullanıcı kesimi tarafından üretildiği belirlenmişti.
<!–

–>

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/25197455/ Erişim: 29 Mart 2011

Facebook, Çakır’ın Hesabını Yeniden Açtı; Özür Diledi

Mart 29, 2011

Facebook Türkiye ekibi, hesabının ve yöneticisi olduğu “Homoloji” adlı grubun “yanlışlıkla” kapatılması nedeniyle Çakır’dan özür diledi. Devlet Bakanı Kavaf’ı istifaya çağıran grubun hesabı ise açılmadı. Ekip daha önce Eskişehir MorEl LGBTT Oluşumu’nun sayfasını da “teknik bir hata nedeniyle” kapatmıştı.

Facebook Türkiye ekibi, gazeteci Bawer Çakır’ın hesabını ve yöneticisi olduğu “Homoloji” adlı grubu yanlışlıkla kapattığını belirterek Çakır’dan özür diledi. Bu Facebook’un ilk “hatası” değil.

Facebook Türkiye Ekibi’nin “Leyla” isimli bir çalışanından gelen mail şöyle:

“Merhaba Bawer,

Hesabınız ve yöneticisi olduğunuz Homoloji adlı Grup bir yanlışlık sonucu kapatılmıştır. Sizi beklettiğimiz, hesabınızı ve grubunuzu yanlışlıkla kapattığımız için sizden özür diliyoruz. İleride Facebook ile ilgili başka sorunlarınız olursa buradan, ek yardım için gereken uygun adımları atabilirsiniz.”

Bakan Kavaf’ı istifaya çağıran grubun sayfası açılmadı

Öte yandan Çakır’ın yöneticisi olduğu ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ı istifaya çağıran grubun facebook sayfası halen kapalı.

Çakır ise hesabının internet yasakları ve ifade özgürlüğü konularında çalışan Doç. Dr. Yaman Akdeniz’in Facebook Türkiye Ekibi’nin bir yöneticisi ile tanışıp kendi durumundan bahsetmesinin ardından açıldığını vurguluyor.

Bu karşılaşmadan önce Facebook Türkiye Ekibi’ne gönderdiği mailin yanıtsız kaldığını belirten Çakır, “Facebook’daki işlerin ‘tanıdıklar’ aracılığıyla aracılığıyla yürümesi de bence komik” diyor.

“Facebook Türkiye şeffaf bir oluşum değil ve bence bu durum sorunlu. ‘Yanlışlıkla kapatma’ meselesini de anlamıyorum. Bu yanlışlıkların neden nefret söylemi içeren sayfaların ya da grupların yöneticilerinin başına gelmediğini de merak ediyorum. Ayrıca ekibin sitedeki ayrımcı söylemlere müdahale etmekte -iyi niyetli bir yorumla- ‘yetersiz’ kaldığı görüşündeyim.”

Facebook’un ilk hatası değil

Facebook Türkiye Ekibi, bir süre önce Eskişehir MorEl LGBTT (Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel) Oluşumu’nun sitedeki sayfasını ve yöneticilerinin kişisel hesaplarını “etik kuralların çiğnendiğini” söyleyerek kapatmıştı.

Oluşumun bunun ayrımcı bir uygulama olduğunu belirterek uluslararası bir LGBT örgütü aracılığıyla sitenin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) merkezine ulaşmasının ardından hesapların büyük çoğunluğu açılmış, sayfa yeniden dolaşıma sokulmuştu.

Facebook MorEl’e “Etik kuralların Türkçe’ye çevrilmesinde yaşanan teknik bir sorun nedeniyle bunların yaşandığını” belirtmişti. (BB/EÖ)

Kaynak: bianet.org (Erişim: 29.03.2011)


Nefret Suçları ve NefretSöylemi ile mücadeleye yönelik bir web portalı oluşturuldu!

Mart 27, 2011

Nefret Suçları Sosyal Ağı web portalı yayında. Ağ alt yapısı, nefret suçları mağdurları, aktivistler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının mücadelesinde haberleşme, bilgi ve deneyim paylaşımı amacıyla oluşturuldu.

Ağ alt yapısında özetle şu işlevler gerçekleştirilebiliyor: Özel profil oluşturma; Sitenin görünümünü ve bazı işlevlerini özel olarak değiştirme; Arkadaş ekleme ve davet etme; Grup oluşturma ve oluşturulan gruplara kişileri davet etme (grubu oluşturan kişi/kurum grubun moderatörü olarak atanıyor ve denetimi gerçekleştiriyor) veya katılma; grup üyelerine toplu mesaj ve duyurular; Üyelere özel roller atanması (Yönetici, Editör, Yazar, vb); Forum/tartışma alanı; Kişiye özel bloglar; Resim yükleme; Etkinlik takvimi oluşturma; Ağdaki gelişmelerin ana sayfada izlenmesi (Facebook’taki “Duvar” uygulamasının benzeri “feed” uygulaması); Özel notlar sayfası; Kişiye özel bildirim mekanizmalarının ayarlanması

Web sitesinin kullanımı, yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda isteyen her kişi ve gruba açık ve ücretsizdir. Gruplar, coğrafi bölge, meslekler veya tematik alanlara göre oluşturulabilir.

Web portalının omurgası İngilizce olan bir site üzerinden geliştirildiğinden, henüz bazı işlevlerin çevirisi tamamlanmamış olup, önümüzdeki haftalarda tüm komutların Türkçe olarak gerçekleşmesi için çalışma yürütülmektedir.

Nefret Suçları Sosyal Ağı’na http://www.nefretme.net adresi üzerinden erişilebilecek. Sadece nefret suçları ve nefret söylemi konularında yayın yapan http://www.nefretme.org sitesi de haber, araştırma, rapor ve makale yazılarıyla yayınını sürdürecektir.

Web portalının kullanımına ilişkin sorularınız için teknik@nefretme.org adresini kullanabilirsiniz.

 Duyuru: Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe!


Servis sağlayıcılara filtre zorunluluğu

Mart 26, 2011

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, internet servis sağlayıcılarının, kısa süre sonra filtreleme hizmetlerini müşterilerine ücretsiz ve seçenekli olarak sunacakları belirterek, ailelerin bu uygulama kapsamında hazırlanan ”Güvenli İnternet Hizmeti” paketindeki ”Çocuk”, ”Aile” ve ”Yurt İçi” profillerinden birini tercih edebileceğini bildirdi.

Acarer, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu olarak güvenli internet kullanımına yönelik önemli bir düzenlemeye imza attıklarını anlattı.

Bu düzenlemeye göre, internet servis sağlayıcılarının, altyapı seviyesindeki filtreleme hizmetlerini müşterilerine ek ücret olmaksızın ve seçenekli olarak sunacaklarını kaydeden Acarer, ”İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar”ın Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 22 Şubat 2011 tarihli kararıyla onaylandığını ve onaylandığı tarihten sonra 6 ay içerisinde yürürlüğe girecek bu karar kapsamında işletmecilerin ”filtreli internet hizmetlerini”, ”Güvenli İnternet Hizmet Paketi” adıyla tüketicilere sunacağını belirtti.

”Güvenli İnternet Hizmeti Paketi”nin ”Çocuk”, ”Aile” ve ”Yurt İçi” profillerinden oluşacağını ifade eden Acarer, ailelerin, güvenli internet kullanımı için bu paketlerden birini tercih edebileceğini anlattı. Acarer, bu sistemde, müşterilere tahsis edilecek kullanıcı adı ve parola ile profiller arasında geçiş yapılabileceğini de bildirdi.

Haberin devamı için: http://www.ntvmsnbc.com/id/25196515/ (Erişim: 26.03.2011)


RSF: Seizure and destruction of Ahmet Sik’s unpublished book: “a very dangerous precedent”

Mart 26, 2011

Reporters Without Borders is deeply shocked by the seizure and destruction of all known copies of the last unpublished draft copy of a book by Ahmet Sik. This work, which explores the relationship between the police and the influential Islamic “Gülen Movement,” is said to contain revelations about the “Ergenekon” antiterrorist trial, which has tainted Turkish political life for years.

Not content with preventing its publication and throwing the author into jail, the Turkish judicial authorities searched the three locations where it was thought the draft copy might be found and ordered anyone who might still be in possession of it to hand it over to the authorities or face criminal charges.

By making it illegal simply to possess a computer file the legal authorities have gone to unparalleled lengths to harass investigative journalists close to the “Ergenekon” affair and have set an extremely dangerous precedent. By propagating the idea that an email received by a journalist could send him behind bars the authorities have put a deplorable and unacceptable level of pressure on media professionals.

Istanbul police yesterday searched the offices of the publishing house Ithaki, the left wing newspaper Radikal and Sik’s lawyer Fikret Ilkiz. In each case, police officers searched computers and copied the file containing the draft copy of the book before deleting all traces of it. According to sources close to the case, Sik’s manuscript “The Army of the Imam,” had been sent to Ithaki for consultation and the printer had not yet taken the decision to publish it. In the offices of Radikal, the computer belonging to journalist Ertugrul Mavioglu, who is close to Sik and who, moreover, has been summoned for questioning next week for interviewing a leader of the outlawed Kurdistan Workers Party (PKK), was searched.

Police investigators also informed the journalist’s friends, colleagues and lawyers that they should hand over any copy of the manuscript or face charges of aiding and abetting the alleged terrorist conspiracy known as “Ergenekon”. The warrant, issued by an Istanbul court at the request of prosecutor Zekerya Öz, says the book contains “criminal elements” and is “propaganda for a terrorist organization”.

Reached by telephone, the lawyer and general secretary of the Turkish Press Council, Oktay Huduti, told Reporters Without Borders that “the warrant was based not on an examination of the draft copy itself, but on a 49-page police report about it.”

It is very doubtful that such measures are legally sound, and they certainly violate all of Ankara’s international engagements in terms of freedom of expression. At a joint press conference last night, three Turkish press organizations denounced an “interference in the right to write freely” in violation of article 29 of the Turkish constitution. Reporters Without Borders once again condemns the use of the “fight against terrorism” to justify a major draconian measure, and the perverse effects of Anti-Terrorist Law No. 3713, a legacy of darker times.

Hunduti said: “Turkish law allows for the search and seizure of documents, but in no case their destruction. What is more, the person who is searched should in normal circumstances receive a copy of the document seized, which was not the case here. It is difficult to understand the legal basis for these operations, since we are not in this case even talking about a book, but an unpublished draft copy.”

These operations directly contradict the reassuring statements of the Turkish government, which has insisted on the independence of the Turkish judiciary and denied that the case has any political implications. The determination shown by the prosecutor’s office in eliminating all trace of Sik’s draft copy has nonetheless reinforced suspicions about the political nature of its author’s arrest. “The Army of the Imam” investigates the alleged infiltration of the police force, the traditional defender of a secular Turkey, by the movement founded by Islamic scholar Fethullah Gülen.

The Turkish press has noted that any airing of this thesis would weaken the (moderate Islamist) ruling AKP party ahead of legislative elections in June. All writers that have broached the subject in books have had run-ins with Turkish justice. They include the journalist Nedim Sener, who was also arrested on 3 March, and former policeman Hanefi Avci, who was jailed for belonging to an extreme left-wing grouping. In a book published in August 2010, Avci suggested that the “Ergenekon” affair (named after an alleged clandestine secularist network that is supposed to have plotted the current government’s overthrow) may have been invented by senior police officers affiliated to the Gülen Movement.

On 3 March, Sik, Sener and four Oda TV journalists were arrested on charges of “belonging to a terrorist organization,” joining three other Oda TV staff members who have been in prison since mid-February. The journalists have still not been informed about the contents of their case file and the “evidence” that supposedly justifies their arrest has still not yet been presented. As this “evidence” is unforthcoming, Reporters Without Borders continues to demand their immediate and unconditional release.

Kaynak: http://en.rsf.org/turquie-seizure-and-destruction-of-ahmet-25-03-2011,39890.html (Erişim: 26.03.2011)


‘İmamın Ordusu’ sanal alemde

Mart 26, 2011

Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ kitabının taslaklarının toplatılması için yapılan baskınlara tepki olarak Facebook’ta ‘Ahmet Şık’ın Kitabı Bende de Var’ isimli bir grup oluşturuldu ve kampanya başlatıldı.

“Yayımlanmamış bir kitabın yayımlanmasının hiçbir nedenle engellenemeyeceğine inandığım için Şık’ın kitabı bende de var” metniyle oluşturulan gruba binlerce kişi katıldı.

‘İmamın ordusu’ sitesi
Ahmet Şık’ın yazdığı İmamın Ordusu isimli basılmamış kitabın kopyalarının mahkeme kararıyla silinmesine karar verilirken, önceki gün uluslararası internet alan adı (domain) satışı yapan firmadan kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce http://www.imaminordusu.com isimli internet sitesi satın alındı. Aynı saatlerde aynı adla Twitter hesabı açıldı. “Türkiye’de yer yerinden oynayacak”, “Kitabı yayımlamamıza çok az zaman kaldı”, “11 Nisan 2011’i bekleyin” yazılarının bulunduğu Twitter hesabının yanı sıra internet sitesine de “Gazeteci Ahmet Şık’ın yazdığı ancak henüz basılmayan emniyet içindeki cemaat ilişkilerini konu alan İmam’ın Ordusu adlı kitabın her yerde aranan taslağına ulaştık ve çok yakında sayfamızda yayınlayacağız” diye yazıldı. Kitabın Facebook hayran sayfası da açıldı. Hesap sahipleri, “Hazırlıyoruz, biraz daha sabır, yurt dışındayız, kopyamız güvende 11.04.2011’i bekleyin!” diye yazdı.

Tescil eden: Cemaat Adres: Pennsylvania
ABD’deki godaddy sitesinden satın alınan http://www.imaminordusu.com sitesinin bilgi sorgulamasında tescil eden bölümünde “cemaat”, yönetici iletişimi bölümünde “Fethullah Gülen”, adres olarak Gülen’in yaşadığı ABD’nin Pennsylvania Eyaleti yer alıyor. IP’den kiralanan sunucunun Washington’da olduğu anlaşılıyor. (Radikal, hürriyet)

Kaynak: radikal.com.tr (Erişim: 26.03.2011)


Şık’a mektuplu dayanışma çağrısı

Mart 25, 2011

Muhalif gazeteci Ahmet Şık’la dayanışma eylemleri sürüyor. “Özgür, adil, eşit bir dünya düşüne inananlar”, Cumartesi günü (yarın) toplu mektup gönderme eylemi yapacak.

İSTANBUL- Fotoğrafçıların, Şık’a “hayattan fotoğraflar” eyleminin ardından bu hafta da Ahmet Şık’ın tutuklanmasına karşı olan ve kendilerini “özgür, adil, eşit bir dünya düşüne inananlar” olarak tanımlayan kişiler mektup gönderme eylemi yapacak.

Cumartesi günü (yarın) Galatasaray Meydanı’nda yapılacak eylemin ardından Galatasaray Postanesi’nden Şık’a mektuplar gönderilecek.

“ahmetbiziz.wordpress” adresinden yürütülen kampanyada, Şık’a mektup yazmak isteyen herkes eyleme davet ediliyor.

Kaynak: http://etha.com.tr/Haber/2011/03/25/guncel/sik-mektuplu-dayanisma-cagrisi/ (Erişim: 25.03.2011)


Apple ayrımcı uygulamayı kaldırdı

Mart 25, 2011

App Store uygulama mağazasında eşcinsel karşıtı uygulamaya firmanın onay vermesi, insan hakları örgütlerini ayağa kaldırmıştı.

Apple, eşcinselleri ‘doğru yola getirmeyi amaçlayan’ Exodus adlı uygulamaya onay vermesinden beş hafta sonra geri adım attı ve ayrımcı uygulamayı App Store’dan kaldırdı. İnsan hakları ve eşcinsel örgütlerini kızdıran dini uygulamaya karşı 150 bin imza toplanmıştı.

Change.org, Exodus ‘un kaldırılması için 150 binden fazla imza toplarken, ‘TruthWinsOut.com sitesi de ‘Exodus nefret yayan ve dar görüşlü bir uygulama. Apple şirketini de kınıyoruz” açıklamasında bulundu.

Uygulamayı yaratan ve kendilerini homoseksüellikle savaşan en büyük dini kurum olarak nitelendiren ‘Exodus International’ yetkilileri, “Amacımız Hazreti İsa’nın ruhuna bir hakaret olarak gördüğümüz homoseksüelliği yok etmek ve insanları doğru yola yönlendirebilmek” dedi.

Uygulama en yakın dini organizasyonların nerelerde olduğunu belirtiyor, kullanıcıların ’sapkınlığa’ yenilmemeleri için yapmaları gerekenleri sıralıyor ve ‘özlü’ sözlere yer veriyor.

Apple, sözkonusu uygulamaya en başta neden onay verdiği sorusunu ise yanıtsız bıraktı.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/25194468/ (Erişim: 25.03.2011)


Book hunt moves to Radikal’s office

Mart 25, 2011

Police searches for possible drafts of what was said to be an unpublished book by journalist Ahmet Şık extended to the offices of daily Radikal on Thursday. Officers who went to the Hürriyet Medya Towers building asked for copies of the ‘The Imam’s Army’ draft from journalist Ertuğrul Mavioğlu based on a court decision that called it an ‘illegal organizational document’

Police operations against copies of a “draft book” spread to the offices of a mainstream newspaper for the first time Thursday, as officers raided the headquarters of Radikal, a sister newspaper of the Hürriyet Daily News.

Acting upon a court decision accompanied by orders from Ergenekon Prosecutor Zekeriya Öz, two police officers entered the Hürriyet Medya Towers in Istanbul’s Güneşli neighborhood, going to the 13th floor to confiscate “a possible copy” of the unpublished manuscript from investigative reporter Ertuğrul Mavioğlu.

The “draft” was written by journalist Ahmet Şık, who currently is under arrest in the Ergenekon case, and allegedly was sent to Mavioğlu to get his opinion. Two police officers asked for a copy of Şık’s draft of “The Imam’s Army,” confiscated it in printed form and told Mavioğlu to delete it from his computer.

The court decision characterized the draft as an “illegal organizational document.”

The decision by the 12th Court for Serious Crimes read: “It was understood that directives and notes written by the organization’s prominent name Soner Yalçın were inserted into the drafts of a book being written by Ahmet Şık. It was pointed out that the drafts contained propaganda for the Ergenekon terror organization, and aimed at affecting a fair trial and causing disinformation and sensation among the public, thus giving organization members moral support and motivation.”

“Ahmet had given me the draft previously to have a look at it,” Mavioğlu said as the police operation proceeded. “I have had a look but have no [clear] idea [on its content].”

“I feel so sorry that I live in this country, that such a thing could be done to journalists,” he said.

A complicated agreement

After talks with lawyers from the Hürriyet Media Group, of which Radikal is a member, the police decided to retrieve a printed copy of the draft and then delete the copy on Mavioğlu’s computer. The police also took images of the draft book from the computer screen. The draft was not handed over in an electronic format, due to suspicions by both parties that something could be added afterwards to the digital copy. The empty sections of printed pages were also marked by lawyers who wrote “This page is empty” on empty back pages, in order to avoid anything else being added afterwards.

“I am not pleased even with this agreement [on the printed copy]; this is such a bad thing done to us,” Mavioğlu said in the hall outside the paper’s office. The police did not allow their images to be recorded by photographers or camera operators.

According to the court decision that resulted in the raid, Şık’s writings “do not have the characteristics of a book,” but represent the Ergenekon organization’s “orders and directives to be included in the manuscript,” which “have been placed between paragraphs” and thus the text carries “characteristics of an organizational document.”

Kaynak: http://www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=police-raids-newspaper-office-for-8216draft-book8217-2011-03-24 (Erişim: 24.03.2011)