30 Nisan 2010 Facebook&Nefret Söylemi

Nisan 28, 2010

Yer: EGEV Cumhuriyet Mahallesi- Özgür apt. 28/1 Eskişheir

Saat: 16:00-18:00

Katılımcılar. Eser Aygül, Özge Gökpınar ve Pelin Kalkan

Düzenleyen: KaosGL


Fotoğraf Sergisi: Yeni Medya Gençlik ve Gündelik Yaşam

Nisan 27, 2010

29 Nisan-7 Mayıs 2010

Yer: Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Fuayesi

Sergi Açılışı: 29 Nisan Perşembe  Saat: 17:00 Sergi Açılışı

Sergiyi Hazırlayanlar: Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi RTS Bölümü Öğrencileri


LaborComm/Uluslararası İşçi ve İletişim Konferansı programı belli oldu

Nisan 27, 2010

V. İşçi Filmleri Festivali kapsamında düzenlenen ‘LaborComm/Uluslararası İşçi ve İletişim Konferansı’ 3-4 Mayıs tarihlerinde Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Beş oturumda toplam 20 bildiri ve iki çağrılı bildirinin sunulacağı, ayrıca medya emekçilerinin, iletişim emekçilerinin ve emekten yana alternatif medyanın tartışılacağı iki panelin yer alacağı 2 günlük konferans aynı zamanda sendika.tv web sitesinden canlı yayınlanacak.

Konferans, Çankaya Belediyesi, Ankara Üniversitesi Gelişme ve Toplum Araştırma ve Uygulama Merkezi (GETA) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Ayrıca TGS tarafından düzenlenen “FotoMuhabirlerin Gözünden Tekel Direnişi” fotoğraf sergisi konferans’ın yapılacağı Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde izlenebilecek.

Program için tıklayınız: LaborComm Program


5651’i ne yapmalı?

Nisan 27, 2010

İlden Dirini

35 milyonu aşkın kullanıcının olduğu Türkiye’de internet gelişmelerle değil yasaklamalarla gündemde. Basının “çocuk pornografisi artıyor” haberleri ile toplumu ikna ettiği, uzmanların dahi görüşleri alınmadan alelacele Meclisten geçirilen 5651 Sayılı kanun hala tartışma konusu.

ERİŞİMİ ENGELLENEN SİTE SAYISI 6 BİN 376

4 Mayıs 2007 tarihinde Meclisten geçirilen 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un hemen ardından çok sayıda site kapatıldı. Hala Youtube gibi popüler sosyal paylaşım siteleri engelli.

Türkiye’de erişim engellemeleri, cezalandırma sistemi olarak işliyor. 12 Mart 2010’da Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından izlemeye alınan ülkeler kategorisine giren Türkiye’de kapatılan site sayılarına ulaşmak dahi mümkün değil.

Türkiye Telekomünikasyon İletişim Dairesi çok fazla tartışmaya neden olduğu gerekçesiyle kapatılan sitelerin sayısının açıklanmayacağını duyurmuş, bunun ardından sadece kategorik dağılımları bildiren rakamlar açıklamaya başlamıştı.

Yasaklanan sitelerin bildirim yolu ile istatistiğini tutan engelliweb.com’un verilerine göre, Türkiye’de erişime engellenen site sayısı 6 bin 376′yı buldu. Bu rakamın daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

İşte bu ortamda toplanan 5651 Çalıştayı’nda bir araya gelen uzmanlar ve katılımcılar 5651’i yeniden ele aldı. Çalıştay sonrasında 13 maddelik kriter yayımlandı.

İHBAR FORMU ÖNERİSİ SANSÜRE GEREKÇE OLDU

Bundan önce Abant’ta 2008 yılında düzenlenen çalıştayda yine 5651’in iyileştirilmesi tartışılmış, mahkeme ya da internet polisi yerine “internet gönüllüleri” gibi yapıların oluşturulması benimsenmişti. Bugün bir çok kapatmaya gerekçe olan ihbar formları için “TİB tarafından oluşturulacak ‘ihbar formu’ kullanılması da faydalı olacak” önerisi yapılmıştı.

20-22 Nisan tarihleri arasında Kartepe’de yapılan çalıştay, Ankara Barosu ve turkinternet.com tarafından düzenlendi. Davetlilerin dışında 500 TL katılım ücretinin olduğu çalıştaya, Adalet Bakanlığı, Askeri Yargıtay, hakim ve savcılar, Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakanlık kurumları ile Netdaş ve Sansuresansür’ün de aralarında bulunduğu kurumlar katıldı.

Tespit edilen 94 madde üzerinde 3 gün boyunca çalışan, 40 farklı kurumdan 65 kişinin oluşturduğu sonuç belgesi de “Kartepe Kriterleri” başlığı ile yayınlandı.

Kriterlerde bloglar, forumlar, video siteleri, sosyal ağlar çok sesliliğin ve demokrasinin bir parçası olarak anlaşılmalıdır, site kapatmalar en son başvurulacak çare olarak benimsenmelidir, hukuka aykırı içeriklerin önlenmesi için “Uyar – Kaldır” prensibini de benimsemelidir denildi. Ancak 5651 sayılı kanunun kataloglarının arttırılması gerektiği de ifade edildi.

Uzmanlar kriterlerin bir çoğunun muallak olduğunu belirtiyor. Talep; site seçimi konusunda devletin değil, internet kullanıcılarının etkin olması. 5651’in tamamen kaldırılması. Yazının devamını oku »


Facebook’ta hakarete gazete ilanıyla özür

Nisan 27, 2010

Türkiye’de bir kişi, Facebook’tan hakaret ettiği avukattan gazete ilanıyla özür diledi. İnternette hakaret suçlarına karşı böyle bir uygulama ilk kez görüldü.

Türkiye’de internet 17 yaşına girdi ve 35 milyon kişi her gün sanal alemde tur atıyor.

İnternete düşen ses ve görüntü kayıtları, binlerce skandalın fotoğrafı, şantajlar, tehditler, küfürler, hakaretler… Türkiye’de gündemden düşmeyen internet suçlarına karşı bir çığır açıldı.

Dünyanın en popüler sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta Akif Korkmaz adlı kullanıcının kendisine hakaret ettiğini iddia eden Avukat Nilgün Tuğba Aydemir, Korkmaz’ın gazeteye ilan verip kendisinden özür dilemesini sağladı. Türkiye’de bir ilk olan bu durum, Akif Korkmaz adlı kişinin dün Taraf gazetesine verdiği ilanla ortaya çıktı. Korkmaz gazete ilanında, “Facebook isimli internet sitesi aracılığıyla hakaret etmek suretiyle kişilik haklarını ihlal ettiğim Av. Nilgün Tuğba Aydemir’den özür dilerim” dedi. Daha önce Türkiye’de internet yoluyla işlenmiş hakaret suçlarında böyle bir yaptırım uygulanmamıştı. Facebook, son günlerde yeni kişisel ayarları ve bazı bilgilerin deşifre olması nedeniyle eleştiriliyor.

Kaynak: ntvmsnbc.com


İnternet İçerik Düzenleme Çalıştayı’ndan kararlar

Nisan 24, 2010

Ülkemizde internet erişim düzenlemeleri konusunda var olan ya da tartışılan sorunlar Kocaeli-Kartepe’de ikinci defa düzenlenen “İnternet İçerik Düzenleme” çalıştayında tartışıldı.

Tespit edilen 94 madde üzerinde 3 gün boyunca çalışan, 40 farklı kurumdan 65 kişinin oluşturduğu sonuç belgesi de “Kartepe Kriterleri” başlığı ile yayınlandı.

20-22 Nisan 2010 tarihleri arasında Kocaeli-Kartepe’de düzenlenen 2. İnternet İçerik Düzenleme Çalıştayı’nın sonunda yapılan çalışmalar çerçevesinde hazırlanan “Kartepe Kriterleri” yayınlandı. Kriterler için tıklayınız: http://5651calistay.org


Facebook’tan yeni bir proje

Nisan 24, 2010

Yıl başı itibarıyla üye sayısı 400 milyonu geçen Facebook, pek çok kişi için internete günlük giriş kapısı olan Google’ı tahtından indirebilecek büyük bir yeniliğe imza attı. Site, işbirliği ağına dahil olacak sitelerdeki tüm materyalin yanına ‘beğen’ (like) butonu yerleştirerek kullanıcılar ile web sayfaları arasında dev bir ağ haline gelecek.

Facebook üyeleri kendi eğilimlerine uygun harici site ve sayfalarını, oradaki bir butona tıklayıp ‘beğenecek’ ve beğendiğini de diğer Facebook üyeleri görüp onu takip edebilecek. Sonuçta hem Facebook’un trafiği artacak hem de üyelerin bir ‘tercih ve eğilim’ haritası ortaya çıkacak. Facebook ve üye siteler de bu ‘harita’dan yararlanarak üyelere ‘beğenilerine uygun’ sayfalar sunacak.

Bu buton vasıtasıyla Facebook üyeleri beğendikleri içeriği Facebook sayfalarına ve dolayısıyla arkadaş listesindeki üyelere tek bir tıklamayla otomatik olarak taşımış olacak. Beğenilen sayfadaki ‘like’ penceresinde de üyenin listesinden hangi kişilerin o sayfaya üye olduğu, Facebook profiline linkle birlikte gözükebilecek. Bu şekilde kullanıcının eğilim ve tercihleri hakkında da Facebook’a veri sağlanmış olacak.

F8 adlı geliştiriciler toplantısında konuşan Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, yeni yapıyı “web deneyiminde bir dönüm noktası’ olarak nitelendirdi. Zuckerberg’e göre yeni sistem ‘kişiselleştirilmiş’ ve ‘daha sosyal’ bir web deneyimi sağlayacak.

Ancak Facebook’un bu yolla üyelerin kişisel tercih ve beğenileri hakkında çok fazla veri toplayacağı ve bu verileri ‘sayfa özelleştirme’ adı altında hedefe odaklı pazarlama faaliyetlerinde kullanacağı da öne sürülüyor. Financial Times gazetesi, sadece editoryal web sayfalarında değil, Yelp gibi gezi-eğlence-turizm sitelerine de konacak butonla Facebook üyelerinin örneğin hangi restoranı veya ürünü beğendiğini diğer Facebook arkadaşlarıyla onların arkadaşları da görebilecek. Uygulama yayıldıkça, hemen her kullanıcının bir ‘sosyal iletişim şeması’ ortaya çıkmış olacak.

Kaynak: ntvmsnbc.com


Facebook Lite kapandı

Nisan 23, 2010

BBC’nin haberine göre Facebook, sitenin biraz daha basitleştirilmiş hali olan Facebook Lite’ı kapattı. Facebook Lite, Kasım ayında interneti yavaş olan, Facebook’u yeni yeni öğrenen ve daha az şeyle meşgul olmak isteyen kullanıcılar için açılmıştı.
Lite’da yapabilecekleriniz;  arkadaşlarınızın  duvarlarına yazmak, mesaj göndermek , fotoğraf ve video paylaşmak ile sınırlıydı. Bunun dışındaki 500.000 uygulamayı kullanamıyordunuz. Uzmanlara göre Facebook’un amacı Twitter’ın çektiği kitleyi biraz da olsa kendisine yöneltebilmekti. Lite’ın çıkışıyla çok fazla üyenin buraya kayabileceği ve Facebook uygulamalarının kullanımında azalma olabileceği, firmayı biraz düşündürmüştü. Facebook’un açıklamasına göre her ay %70’den fazla kullanıcı sitenin en az bir uygulamasını kullanıyor.
Facebook, sitenin kapatılmasındaki kararlarına dair herhangi bir açıklama yapmadı.

Kaynak: Milliyet.com.tr


Google’a mahremiyet uyarısı

Nisan 22, 2010

Google’a gönderilen ortak mektupta, firmanın evrensel mahremiyet ilkelerine uymadığı suçlamasına yer verildi.

Batılı 10 ülkenin hükümetleri adına Google’a mektup gönderen Kanada Mahremiyet Hukuku Dairesi, firmanın Street View ve Buzz gibi servislerini yaygınlaştırırken ‘evrensel mahremiyet ilkeleri’ne uymak zorunda olduğunu bildirdi. Mektubu kaleme alan Mahremiyet Dairesi Komiseri Jennifer Stoddart, Google’ın bazı servislerinin mahremiyet ilkelerini gözardı ettiğini belirtti. Google CEO’su Eric Schmidt’e gönderilen mektupta, “Google yeni servislerini hayata geçirirken dünya vatandaşlarının mahremiyet haklarını unutuyor” denildi.

Stoddart, kullanıcıların Gmail üzerinden e-posta gönderdikleri üyeleri otomatik olarak kişisel Google Buzz sosyal paylaşım arkadaş listesine eklemesini örnek gösterdi. Stoddart, “bir servisin ‘beta’ olarak test yayınına almak, mahremiyet ilkelerinin gözardı edilmesini haklı göstermez” dedi.

Sokakları uydudan canlı olarak izlettiren Google Street View servisini de yerden yere vuran Mahremiyet Dairesi Komiseri, firmanın toplayabileceği kişisel bilgilerin asgari düzeyde olabileceğini, üstelik bunlaırn nasıl ve nerde kullanılacağını da üyelere açık şekilde taahhüt etmek zorunda olduğunu vurguladı. Stoddart, sözkonusu servislerdeki ‘başlangıç’ ayarlarının mahremiyeti koruyacak şekilde ayarlanmasını, kullanımının da basit ve anlaşılır olmasını talep etti. Stoddart’ın sert ifadelerle dolu mektubunda ayrıca Google servislerine üye olanların istedikleri zaman üyeliklerini sonlandırmalarını sağlayan basit bir komut eklenmesi talep edildi. Stoddart’ın mektubu, Kanada dışında, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, ispanya, İrlanda, İsrail, Hollanda ve Yeni Zelanda hükümetlerinin mahremiyet ve güvenlik yetkililerince de imzalandı.

Mektup üzerine kısa bir açıklama yayınlayan Google, “bu konu daha önce de defalarca tartışıldı, söylediklerimize ekleyecek çok bir şey yok” denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Servislerimiz için topladığımız verilerin nasıl kullanıldığı ve servislere anlamlı ayarlar konulması konularında çok titiziz. Elbette herşeyi yüzde 100 doğru yapabildiğimizi iddia etmiyoruz. Ancak Google Buzz örneğinde olduğu gibi kullanıcıdan gelen geri dönüşler ışığında hızla gerekli önlemleri alıyoruz.”

Kaynak: ntvmsnbc.com


Pew Research Center’dan gençlerin cep telefonu ve mesaj kullanımı üzerine bir araştırma

Nisan 21, 2010

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gençlerin dörtte üçü cep telefonu sahibi. Dahası her biri günde en az 50 SMS gönderiyor.

ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, mobil telefonla kısa mesaj göndermeyi öncelikli bir iletişim aracı haline getiren gençlerin yarısı günde en az 50, ayda 1500 SMS gönderiyor. Pew araştırma merkezi tarafından yapılan çalışmada, 12 ila 17 yaşlarındaki Amerikalı gençlerin dörtte üçü cep telefonu sahibi olduğu ve bunların yüzde 72’sinin kısa mesaj gönderdiği belirlendi. 2004’te mobil telefon sahibi genç oranı yüzde 45’ti ve 2006’da yüzde 51’i SMS gönderiyordu.

Amerikalı gençlerin üçte ikisi, arkadaşlarıyla telefonda konuşmak yerine kısa mesaj göndermeyi tercih ettiğini belirtirken, gençlerin büyük bölümünü (yüzde 54’ü) her gün SMS kullandığını, yüzde 50’si de günde en az 50 SMS gönderdiğini söyledi.

Araştırmaya göre, üç gençten biri günde 100, ayda 3 bin, yedi gençten biri de günde 200 ve ayda 6 bin SMS gönderiyor. SMS konusunda kızların erkeklerden daha faal olduğu ortaya çıkan araştırmada, erkeklerin günde aldığı ve yolladığı ortalama 30 kısa mesaja karşılık, kızların her gün ortalama 80 SMS aldığı ve gönderdiği belirlendi. Kızların yüzde 59’u, erkeklerin de yüzde 42’si sadece “günaydın” demek için SMS gönderirken, ABD’de gençlerin sadece beşte biri SMS’e boyun eğmiyor ve bunların yüzde 22’si günde sadece 1 ila 10 kısa mesaj gönderiyor.

Araştırmada ayrıca, velilerin yüzde 64’ünün çocuklarının telefonlarının içeriğini kontrol ettiği ve yüzde 62’sinin ceza vermek için bazen telefona el koyduğu ortaya çıktı. Gençlerin yüzde 62’si sınıfta cep telefonu kullanmanın yasak olduğunu kabullense bile, yüzde 64’ü ders sırasında SMS gönderdiğini belirtiyor. Gençlerin büyük bölümünün cep telefonu faturasını ailelerinin ödediği de tespit edildi.

Kaynak: ntvmsnbc.com

Araştırma hakkında daha fazla bilgi almak için; http://pewresearch.org/pubs/1572/teens-cell-phones-text-messages