Yazan: Şerife ÖZTÜRK, Ankara Üniv. SBE. Gazetecilik ABD. Doktora Programı
Daniel Miller – Jolynna Sinanan VISUALISING FACEBOOK – A COMPARATIVE PERSPECTIVE, UCL Press, London, 2017, 238 sayfa
“WHY WE POST”/”NEDEN PAYLAŞIYORUZ”?
“Why We Post” serisi kitapların en önemli yönü, fiziksel satışı dışında UCL Press’ten ücretsiz olarak indirilebilmeleridir. Kitapların bu sayede, dünyada farklı kültürlere sahip, sosyal medya alanında çalışanlara ulaşması bakımından alana önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
“Why We Post” serisi, bir proje kapsamında 9 antropoloğun oluşturduğu bir ekip tarafından 15 ay süren bir çalışma sonunda elde edilmiş, 11 kitaptan oluşan bir araştırmadır. Araştırmalar, Endüstriyel Çin, Kırsal Çin, Güneydoğu Türkiye, Kuzey Şili, Trinidad, İngiltere, Kuzeydoğu Brezilya, Güney Hindistan, İtalya’da etnografinin yöntemlerinden olan görüşme ve gözlem ile gerçekleştirilmiştir. Kitaplar (proje), insanların sosyal medyayı nasıl ve neden kullandığını antropolojiye dayanarak etnografiyle açıklamaya çalışmaktadır. Çalışma, sosyal medyayı anlamak için içeriğe odaklanmak gerektiği ve dünyanın farklı bölgelerinde sosyal medya kullanımlarının farklılaştığını vurgulamaktadır (https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/turkish/research-sites).
“Why We Post” serisi, genel olarak küresel bir yaklaşımı amaçladığından araştırma için dünyanın farklı bölgelerinden yerler seçilmiştir. Araştırmayı gerçekleştiren antropologların her biri çalışma yapacakları sahaları kendileri belirlemiş ve bu bölgelerde 15-18 ay arası zaman geçirmişlerdir. Antropolglar daha sonra ellerindeki bulguları birbirleriyle karşılaştırarak ortak noktaları ortaya koymuşlardır. Bu nedenle, araştırmayla ilgili kitapların hepsinin aynı bölüm başlıkları olmasına rağmen, bulguları son derece çeşitlidir.
Araştırmada sosyal medyayı, insanların ilişkileri ve günlük yaşamları bağlamında anlamak için, çoğu zaman çok özel konuların görüşülmüş ve bu bağlamda da etiğin sağlanması için görüşme yapılan kişilerin rızaları alınarak, kimlikleri anonimleştirilmiştir. Açık rızaların alındığı kişilerin fotoğrafları yüzleri açık şekilde kullanılmış; ancak, onlarla birlikte aynı fotoğrafta yer alan arka plandaki kişilerin yüzleri tanınmayacak şekilde kapatılmıştır.
“Why We Post” serisi için her sahada yaklaşık 100 kişi ile kısa anketler, İngiltere’de ise 2.496 okul çocuğu ile geniş anketler yapılmıştır (https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/about-us/how-we-did-it)
Serideki kitaplarda sosyal medyaya ilişkin akademik literatürn değerlendirilmesi temel olarak yeğlenmemiştir. Yazarlar, 11 kitabın hepsinde aynı konuları tartışmanın tekrardan ibaret olacağını, bu nedenle literatür tartışmalarının karşılaştırmalı kitap olan How The World Changed Social Media (Sosyal Medya Dünyayı Nasıl Değiştirdi?)’da olmasını tercih ettiklerini kaydetmektedirler.
“Why We Post” serisi için yapılan araştırmanın bulguları genel olarak şu şekilde sıralanabilir (https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/turkish/copy_of_discoveries):
–Sosyal medya bizi daha bireyci yapmamaktadır.
-Bazı insanlar açısından sosyal medya eğitimden bir ayrılma değil – eğitimin kendisidir,
-Selfienin birçok farklı tarzı bulunmaktadır,
-Sosyal medyayı kullanan ve onu yaratan insanlardır; platformların geliştiricileri değildir,
-Herkese açık sosyal medya muhafazakar nitelikler göstermektedir,
-Çevrimiçi eşitlik çevrimdışı eşitlik anlamına gelmemektedir,
-Eskiden sadece konuşurduk; şimdi fotoğraflar aracılığıyla konuşuyoruz,
-Sosyal medya dünyayı daha homojen bir hale getirmemektedir,
-Sosyal medya sosyal ticareti teşvik etmektedir; ama her türlü ticareti değil,
-Sosyal medya, herkese açık ve özel alanlardaki gruplar için yeni alanlar yaratmıştır,
-İnsanlar, sosyal medyanın artık iletişim için bir araç olmanın yanında yaşadıkları bir yer olduğunu hissetmektedir,
-Sosyal medyanın cinsiyet ilişkileri üzerinde bazen sahte hesapları kullanarak derin bir etkisi olabilmektedir,
-Her sosyal medya platformu sadece, alternati̇f platformlara ve di̇ğer medyaya göre anlam kazanmaktadır,
-Capsler çevrimiçi yaşamın ahlak poli̇sleri̇ olmuşlardır,
-Sosyal medyayı özel yaşama bi̇r tehdi̇t olarak algılama eği̇li̇mi̇ndeyi̇z ancak bazen özel yaşamı da besleyebilir.
VISUALISING FACEBOOK KİTABI HAKKINDA
Visualising Facebook’un amacı, El Mirador ve The Glades örneklerinden yola çıkarak, iki farklı popülasyon arasında doğrudan bir karşılaştırma yapmak, kültürel çeşitliliğin görmezden gelinmediği argümanını güçlendirmek, sosyal medyada fotoğraf paylaşımları üzerinden nüfus portresini çıkarmaktır. Kitapta, eleştirel olarak, etnografya, büyük oranda Facebook’ta insanlar tarafından paylaşılan imajlara dayanmaktadır.
Açık ve net bir üslupla konuşma dilinde kaleme alınan, metodolojik olarak nitel ve nicel yöntemlerin kullanıldığı kitapta, bulgular serideki diğer kitaplar gibi, görüşme ve gözlemler aracılığıyla elde edilmiştir.
Antropologlardan Miller, Londra’ya yakın, metropolitan yaşamı da olan kırsal alanlar ve yeni bir banliyö idealini temsil eden Highglade (11 bin nüfuslu) ve Leeglade’den (6 bin 500 nüfuslu) oluşan iki köye The Glades adını vermiş, saha çalışmasını 2012-2014 yılları arasında 18 ay boyunca nüfusun çoğunluğunu homojen beyaz İngilizlerin, yüzde ikisini Afro-Karayipler, Afrika, ve Asyalıların, yüzde sekizini ise Avrupalı göçmenlerin oluşturduğu bu alanda sürdürmüştür.
Sinanan ise çalışmasını 15 ay boyunca Karayip ülkesi Trinidad’ın küçük bir kasabası olan El Mirador’da gerçekleştirmiştir. Yaklaşık 18 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Venezuela’nın kuzeydoğusunun hemen kıyısındaki El Mirador’un, üçte birinden fazlası esir edilmiş Afrikalıların torunlarıdır. Aynı oran Güney Asya’dan Doğu Hindistan’dan göç edenler için de geçerlidir.
Araştırmada adı geçen yerleşimlerin, The Glades ve El Mirador’un isimleri takmadır. 9 bölümden oluşan kitapta, El Mirador ve The Glades’deki insanların yaşam biçimlerini sosyal medyada nasıl gözler önüne serdiklerini 20 bin Facebook fotoğrafına dayanılarak anlatılmaktadır.
Kitaba başlarken, sosyal medyadaki görüntülerin, geleneksel fotoğraflarla aynı olmadığının, ancak birbirleriyle aralarında radikal bir kopukluğun da bulunmadığının varsayıldığı, fotoğrafın her zaman dinamik olduğu, dönem dönem kendisini yeniden icat ettiği, dijital ve analog fotoğraf arasındaki ilişkinin tarih boyunca tartışıldığının altı çizilmektedir. Kitabın konusu, sosyal medya fotoğrafçılığının doğasını anlama girişimi değil, bu materyali kültürel farkın incelenmesi ve ifadesi için yeni bir araç olarak kullanmaya yönelik bir girişimdir.
Niteliksel ve niceliksel gibi terimler kendi içlerinde de ayrılmaktadır. Fotoğraflardaki “Gülümsüyor mu?,,Fotoğraf başkası tarafından mı çekilmiş yoksa bir selfie mi?” gibi soruların yanıtları, görüntü analizi kategorisinde niceliksel sayıların altındaki nitel bir yargıyı ifade etmektedir.
Kitapta, aynı görüntü setinin 10 farklı insan gösterilerek, onların fotoğraflarla ilgili düşüncelerini öğrenmek ve böylelikle insanların yaşadığı yerlere göre niyetlerinin ne kadar farklılaşabildiği ispatlanmaya çalışılmıştır.
Çalışma, fotoğraf antropolojisinin bir örneğini temsil etmekte olup, referans noktası sömürgecilik, tarih ve temsil kavramlarıdır. Belki de El Mirador’un seçilme nedeni de budur: Sömürgecilik.
Kitapta El Mirador ve The Glades’teki bebeklerin, okul çocuklarının, genç erkek ve kızların, yetişkin erkek ve kadınların, eşcinsellerin, hangi mekanlarda, hangi özel günlerde, hangi tür fotoğraflarının yer aldığı, bu kişilerin resmi veya doğal görünmek için neler yaptıklarının altı çizilmekte, evcil hayvanların profil sahipleri tarafından nasıl fotoğraflandığı, her dine ait figürlerin ve kutsal günlerin Facebook görsellerinde nasıl ve ne şekilde yer bulduğu ayrıntılı olarak vurgulanmaktadır.
Fotoğraf yanında, görüşme yapılan kişilerin Facebook profillerinde çoğunlukla mizahi ve çarpıcı anlatımların kullanıldığı capsleri de paylaştıkları vurgulanmakta ve tıpkı fotoğraf gibi onların da analizi sunulmaktadır.
Kitapta, fotoğraf otantik bir sanat olarak kabul edilmektedir. Çünkü insanlar, fotoğraf çekilirken yaptıkları herşeyi o an için durdurur ve özel olarak poz verir. Dolayısıyla fotoğrafçılık, insanların fotoğraflarda nasıl poz verdiğinin geniş bir arşividir araştırmaya göre.
Visualising Facebook’ta, insanların fotoğraflarda doğal görünmeye çalıştıklarını ancak fotoğraflar incelemeye tabi tutulduğunda “doğal” görünüşün resmi poz verme kadar tekrarlayıcı ve bir kurala tabi olduğu kaydedilmektedir. İnsanların doğal poz vermek için dilini çıkardığı, el işareti yaptığı ya da yanındakiyle şakalaştığı fotoğraf görsellerinde ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bazı özel günlerde resmi görünmek gerektiği de insanlar tarafından kabul edilmiş durumdadır. Örneğin, okul balosu, mezuniyet töreni vb.
Kitapta, günümüz fotoğraflarında kalitenin çok önemli olmadığı, o anki eğlenceyi görüntülemenin daha ön planda yer aldığı vurgulanarak, eğlence, parti vb. etkinliklerde sık sık telefonların çıkarılarak fotoğraf çekilmesinin nedeni buna bağlanmaktadır: An’ı yakalamak.
Yaşlara ve mekana göre resmi poz verme veya doğal görünme yollarının değiştiğinin ve bunların neler olduğunun ifade edildiği kitapta, El Mirador ve The Glades’teki kültürün fotoğraflarda da baskın olduğu açık bir şekilde gözler önüne serilmektedir. Örneğin, alkol şişesiyle poz vermek The Glades’teki gençlerin fotoğraflarında yaygınken, El Mirador’da bu tür fotoğraflar sayılıdır. Diğer yandan yetişkinler, gençler gibi parti ve eğlence fotoğraflarından ziyade, genellikle tatil fotoğraflarını paylaşmaktadırlar. Tatil fotoğraflarında dikkat çeken şey ise o yerin ünlü tarihi veya gezilmesi gereken yerleri önündeki fotoğraflardır.
Trinidadalılar’ın (El Mirador) Facebook’ta çoğunlukla dış görünüşleriyle ilgili fotoğrafları paylaştığını, İngilizler’in ise kendilerini fotoğraflarla anlatma konusunda daha farklı yaklaşımları tercih ettiğini, erkeklerin profil fotoğraflarında bira, kadınların ise şarap şişesi tercihleri gibi, Visualising Facebook’tan öğreniyoruz.
Kitapta, sosyal medyada yaygın olarak ifade edilen “gençlerin dış görünüşleriyle ilgili fotoğraflarını sık sık paylaşmalarının onların narsistik yapılarına işaret ettiği” yönündeki düşünceye de karşı çıkılmaktadır. Bu davranışın ergenlerin doğal davranışları olduğu ve bu tür anlamlar yüklenmemesi gerektiği de üstü kapalı olarak ima edilmektedir.
Gençlerin Facebook’u sosyalleşme ortamı olarak gördüğü ve profil fotoğrafları hariç diğer fotoğraflarında pek yalnız olarak görünmemesi de bunun bir ispatı niteliğinde olduğu kitapta bahsedilen diğer önemli konular arasındadır.
Genç erkeklerin her Facebook fotoğrafında farklı kızlarla görüntülenmesi kendileri açısından popüler imaj yaratmanın bir yolu olduğunun ifade edildiği kitapta, profil fotoğraflarının cinsiyet ve yaşa göre de değişiklik gösterdiği, örneğin kızların renkli ojeli tırnakları, yeni alınan ayakkabılarıyla çekilmiş boydan fotoğrafları, genç erkekler içinse araba ve arkadaşlarıyla şakalaşırkenki fotoğrafları ön sıralarda yer almaktadır.
Kitapta, aile ziyareti, karnaval, ev hali, mezuniyet balosu, mezuniyet töreni, düğün vb. yerlerde kızlar ve erkeklerin neler giydiği, fotoğraflarında hangi kıyafetlerini ön plana çıkardığı ve bunun nasıl okunduğu hususları da aktarılmaktadır.
Selfielerin çoğunlukla arkadaşlarla birlikteyken çekildiği ve bunun da dostluğu simgelediği, The Glades ve El Mirador’daki kadınlarla erkeklerin selfielerinin ne kadar farklılaştığı kitapta üzerinde durulan bir başka nokta.
Kitapta, çocukları “sevimli” gösterme çabası içerisinde gözlükle, ellerinde kitapla veya arabanın arka koltuğunda vb. fotoğraflarının çekilerek paylaşıldığı, bazı fotoğraflarda özel efektlerin kullanıldığı kitapta aktarılmakta, çocukların yaşıtlarıyla ve aile bireyleriyle çekilmiş fotoğrafları da yorumlanmaktadır.
Cinsiyetçi fotoğraf gönderilerine de kitapta yer ayrılmıştır. Erkeklik ve kadınlık imgelerinin ön planda yer aldığı fotoğraflar ve capsler, ilk bakışta hemen hangi cinsiyet tarafından paylaşıldığının ipucunu vermektedir.
Kitapta LGBTİlerin de fotoğraf paylaşımları incelenmiş olup, El Mirador ve The Glades’teki bu tür paylaşımların sayısında ciddi farklılıklar bulunmadığı görülmüştür. Araştırmaya göre capsler, genellikle gay karşıtı stereotiplere karşı kullanılmaktadır.
Farklı kimliklerin çeşitli parametreleri üzerinde durulan kitap sayesinde, insanların gelir durumları hakkında fotoğraflardan bilgi sahibi olunabilmektedir.
The Glades ve El Mirador’da evcil hayvanların Facebook fotoğraflarında yer alma şekillerinin farklılık gösterdiğini ortaya koyan kitapta, dini günlerin dini sembollerin de çoğunlukla capsler aracılığıyla aktarıldığı vurgulanmaktadır.
Visualising Facebook, kültürel normatifliğin nasıl oluşturulduğunu ve bunun nasıl sürdürüldüğünü açıklamakla birlikte, sanal benliklerin nasıl kurulduğu, bu benliklerin fotoğraflara nasıl yansıdığı ve bunların nasıl okunduğunu bize aktarmaktadır.
İncelenen fotoğrafların da yer aldığı kitap, etnografi ve sosyal medyanın en önemli unsuru olan fotoğraflar üzerinden kendine yeni bir alan açtığını ispatlamaktadır. Diğer bir husus da, etnografyanın her alanda çalışma yapabileceğine dairdir.
Genelde sosyal medya, özelde ise Facebook fotoğraflarının başlıklara ayrılarak bölüm bölüm incelenmesi, sonuçların detaylı bir şekilde ortaya konması daha sonraki çalışmalar için ufuk açıcıdır. “Why We Post” serisinin tüm kitapları için aynı şeyi söylemek mümkündür.
KAYNAKLAR
https://www.ucl.ac.uk/anthropology/people/academic-teaching-staff/daniel-miller, Erişim Tarihi: 05.04.2017
https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/about-us/how-we-did-it, Erişim Tarihi: 03.04.2017
https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/about-us/research-team/jolynna-sinanan, Erişim Tarihi: 29.03.2017
https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/turkish/copy_of_discoveries, Erişim Tarihi: 03.04.2017
https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/turkish/research-sites, Erişim Tarihi: 03.04.2017
YAZARLAR HAKKINDA KISA BİLGİ
Daniel Miller
Cambridge Üniversitesi Antropoloji ve Arkeoloji Bölümünde Profesör olan Miller, bu zamana kadar 37 kitap yazmıştır. Şu anda sosyal medya kullanımı ve sonuçlarını araştıran Avrupa Araştırma Konseyi’nin “Why We Post?” adlı projesini yürütmektedir. UCL yayınevi tarafından yayınlanan ve serbest erişime açılan 11 tane kitabı bulunmaktadır. Material World Blog’un editörüdür. Miller’ın kitaplarından bazıları şunlardır: Visulising Facebook, Webcam, Consumption And Its Consequences, Migration and New Media, Blue Jeans, Digital Antrophology, Tales From Facebook (Facebook’tan Masallar – 200 kişi ile Facebook kullanım alışkanlıkları üzerine.), Global Denim, Stuff, Clothing and Waste, Antrophology and The Individual, The Au-Pair Experiences, The Cell Phone (Jamaika’da düşük gelirli ailelerin cep telefonu alışkanlık ve kullanımı üzerine), Materiality, Clothing As Material Culture, The Sarı, The Dialectics of Shopping, The Internet: An Ethnographic Approach, Home Possessions, Commercial Cultures, Virtualism, A Theory of Shopping, Unwrapping Christmas, Material Culture and Mass Consumption (https://www.ucl.ac.uk/anthropology/people/academic-teaching-staff/daniel-miller)
Jolynna Sinanan
Jolynna Sinanan Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsü’nde doktora sonrası programında araştırma görevlisidir. 2011’den 2014’e kadar UCL Antropoloji’de araştırma görevlisiydi. ‘Webcam’ ve ‘Visualising Facebook’un ortak yazarıdır (D. Miller ile). Araştırma alanları, Trinidad, Avustralya ve Singapur’da yeni medya, göç ve cinsiyettir. (https://www.ucl.ac.uk/why-we-post/about-us/research-team/jolynna-sinanan)