Alptekin KESKİN[1]
Son dönem Türkiye ve Çin’de anaakım medyada ve sosyal medya görülen K-Pop ile ilgili yasak tartışmaları medya aracılığı ile yürütülen toplum mühendisliğinin bir parçası olarak ortaya çıkmaktadır. Merkezinde yasak, baskı ve engellemenin olduğu bu tür girişimler her iki ülke arasında bazı karşılaştırma ve benzerlikler yapmaya olanak sağlamaktadır. Daha önce yine her iki ülkede de K-Popla ilgili benzer haberlerin yapılmış olması K-Pop’u adeta Drakula metaforuna benzetilmesini olanak sağlamaktadır. Bu metafora göre Drakula istenildiğinde tabutundan çıkartılmakta ve istenilen topluluğun üstüne zaman zaman bırakılmaktadır. Böylelikle ara sıra topluluğun taşlamasına imkân sağlayan bir günah keçisi ortaya çıkmaktadır. Bu günah keçisi ise kuşkusuz medya tarafından üretilmektedir.
Son dönemde Çin’de bazı yasakçı kuralların hızla popüler kültür ürünleri üzerinde uygulandığı görünmektedir. Örneğin Çin sosyal medya ağı Weibo tarafından BTS hayranlarının da olduğu 22 K-Pop hayran hesabı şüpheli olarak yasaklanmıştır[2]. Çin’deki bazı K-Pop hayran sayfalarına getirilen yasaklar bir süredir Türkiye’de K-Pop ve K-Pop hayranlığı üzerinden çeşitli stigmalar üreten bir medya grubunca hemen ele alınmış ve “Çin’in sosyal medya platformu Weibo’dan K-Pop hayran sayfalarına kısıtlama: Gerekçe aşırılık” başlığıyla internet gazetesinde haberleştirilmiştir[3].
Türkiye medyasında son dönemde K-Pop grupları ve fanları ile ilgili ortaya atılan söylem, iddia ve haberler gözleri tekrar günah keçisi ilan edilen K-Pop’a çevirmiştir. İlk olarak konu ile ilgili son dönemde ortak yazarı da olduğum Moment Dergi’den yayınlanan “Türkiye’de K-Pop Karşıtı Söylem ve K-Pop Hayranlarının Taktiksel Mücadelesi” (2021) yazısını hatırlatmak gereklidir. K-Pop karşıtlığının özellikle Türkiye örneğinde günah keçileştirme, korku yaratımı, damgalama, etiketleme ve ahlaki panik kavramları ile ilişkiselliğinin ele alındığı makale, Twitter’da K-Pop karşıtlarının ürettiği #kpopyasaklansin etiketine karşılık K-Pop hayranlarının geliştirdiği taktiksel mücadeleyi inceleyen bir çalışmadır.
K-Pop karşıtlığının Türkiye medyasındaki serencamını burada tekrar etmeyeceğim. Ancak konu ile ilgilenenler hemen her gün değişik platformlarda, özellikle son dönemde ise farklı görüşteki gazetelerde K-Pop ile ilgili yaratılan gündemden bir şekilde haberdar olmuştur. K-Pop ve hayranlığının medyada kanaat teknisyenleri tarafından yukarıdaki iddialar çerçevesinde gündeme getirilmesi sonrasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da bir açıklama yapmış ve popüler kültür ürünlerinin takip edildiği ancak yasaklanmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir[4].
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açıklama yapmaya sevk eden olayın başında yakın zamanda 3 genç kızın K-Pop hayranlığı nedeniyle evden kaçmasına ilişkin haberler bulunmaktadır. Daha sonradan olayın K-Pop veya Kore ile ilgili herhangi bir bağlantısı olmadığı ortaya çıksa da yapılan haberlerin başlıklarına bakıldığında olayın gerçekliğinden koparılarak manipülatif bir tarzda sunulduğu açıkça görülmektedir Aşağıda yalnızca bu olaya ilişkin Türkiye medyasındaki gazetelerin internet sayfalarındaki haberlerin başlıklarından bazıları verilmiştir:
1-“Korean Pop (K-POP) nedir? 3 genç kız K-Pop hayranlığı nedeniyle evden kaçmıştı”
2-“Bakanlık K-Pop için harekete geçti”.
“İstanbul’da 3 çocuğun Güney Kore’ye gitmek üzere evden kaçmasına sebep olan Güney Kore pop kültürü, Aile Bakanlığını harekete geçirdi.”
https://cumhuriyet.com.tr/haber/bakanlik-k-pop-icin-harekete-gecti-1864444 -29.08.2021
3- “K-Pop çocukların gerçeklik algısını değiştiriyor”.
https://sabah.com.tr/pazar/2021/08/15/k-pop-algisini-degistiriyor-cocuklarin-gerceklik -15.08.2021
Söz konusu olay ile ilgili bu ve benzeri birçok haber internette halen mevcuttur. Belirtilen kaçma olayı ile ilgili yukarıda yalnızca bazı haberlerin başlıkları verilmiştir. Haberlerin içeriklerine bakıldığında çok daha ötekileştirici bir dil kullanıldığı görülmektedir. Yalnızca bu olay üzerinden yapılacak bir içerik analizi çalışmasında kolaylıkla damgalayıcı, etiketleştirici, korku ve ahlaki panik içeren birçok alt temaya rahatlıkla ulaşılabilecektir. Medya ve toplum ilişkisi göz önüne alındığında medyanın toplumu yönlendirici vasfı söz konusu haberlerde çok açık bir şekilde görünmektedir. Haberlerin farklı görüşteki medya gruplarından sanki tek bir bakış açısından yazılmış hissi verilmesi ise daha vahim bir konu olarak durmaktadır.
[1] İstanbul S. Zaim Üniversitesi Sosyoloji bölümü doktora öğrencisi
[2] https://nytimes.com/2021/09/06/business/china-bts-kpop-fans.html
Çin’in çevrimiçi oyun oynayan 18 yaş altı çocukların oyun sürelerinde kısıtlamaya gitmesi gibi son dönem kısıtlamalarını da eklersek Çin için belirtilen yasaklar Çin tarzı panoptikonun bir sonucudur da denilebilir.
[3] https://yenisafak.com/amphtml/dunya/cinin-sosyal-medya-platformu-weibodan-k-pop-hayran-sayfalarina-kisitlama-gerekce-asirilik-3691367 -08.09.2021
[4] https://www.ntv.com.tr/turkiye/aile-ve-sosyal-hizmetler-bakani-derya-yanik-ntvde-sorulari-yanitladi,