Yazan: Şerife ÖZTÜRK- Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik A.B.D doktora öğrencisi
GİRİŞ
Teknolojik araçlar içinde bulunduğu dönemde günlük yaşamın bir parçası haline gelirken, sıradanlaşırken bir önceki döneme göre her zaman “yeni” olma özelliğini de taşır. Bu yenilik, her dönemde araçlara eklenen ve teknolojinin getirdiği özelliklerden kaynaklanır. Günümüzün dijital kültür olarak nitelendirilmesini sağlayan en büyük teknolojik gelişme bilgisayar, cep telefonları, tablet gibi internet temelli araçlar, yani “yeni medya” olarak tanımlanan araçlardır.
Yeni medya teknolojilerinin ortak özelliği, her türlü verinin toplanmasında, bu verinin işlenmesi ve dağıtımında dijital sistemlerin temel olmasıdır (Timisi, 2003: 81). Yeni medya ortamlarının “yeni” olarak nitelendirilmesinin en önemli nedeni, sahip olduğu özellikleridir. Silverstone (1999: 10) bu özellikleri küresellik, sanallık, çoktan çoğa (gruptan gruba – many to many) iletişim şeklinde ortaya koyarken yeni medya ortamlarının sahip olduğu özellikleri en kapsamlı şekilde Binark ve Löker (2011) sıralar: “Dijitallik, etkileşim, hipermetinsellik, multimedya biçemselliği, kullanıcı türevli içerik üretimi, mevcudiyet hissi (sanallık) ve yayılım”. Bunların dışında yöndeşme de yeni medya ortamlarının yeniliğini ve temel alt yapısını sağlayan özelliktir.
Yeni medya ortamları sahip olduğu özellikleri ile herşeyi görselleştirmiş, metin ağırlıklı ve okunan internet ortamı ile izlenebilen birşeye dönüşmüştür. Bunun nedeni, ekonomik altyapı, internet özgürlüğü, insanların ilgi sürelerinin kısalması ve uzunca bir metnin internet ortamında önemini yitirmesidir (Şener, yüzyüze görüşme, 2019).
Yeni medya ortamları her alanı olduğu gibi, sahip olduğu nitelikleriyle, insanların haberle olan bağlarını da dönüştürmüştür. Haber alma istekleri hiçbir dönemde bitmeyen bireylerin habere duydukları ihtiyaç her dönem farklı şekilde ortaya çıkar. Araçlar değişir, dönüşür ama habere duyulan ihtiyaç süreklidir. Çünkü haber, insanların başka insanlara ya da gruplara, olaylara olan merakını gideren bilgidir. Haber kimin, nerede, ne zaman, ne yaptığıyla ilgili olsa da geniş ve hakiki anlamıyla dünyaya ilişkin bilgidir (Dursun, 2013: 213). Gazeteciler haberi “yeni olan” şeklinde tanımlarken çabuk bozulabilecek özelliğine vurgu yaparlar (Çaplı, 2002: 63). Haberin yeni olması gerekliliği onun üretim ve tüketim süreçlerinin de hızlı olmasını zorunlu kılar. Bu zorunluluğu haber okuyucusu, web 2.0 ve öncesinde web 1.0 temelli ortamlarla yoğun olarak hissetmiş böylece dijital kültür dönemine geçişte kolay adaptasyon sağlanmış ve okuyucu/izleyici birtakım yenilikler ister duruma gelmiştir. Okuyucu/izleyicinin habere ilişkin talepleri dijital kültürle birlikte dönüşürken, gazetecinin sahip olduğu ve haberin üretimi ile tüketimi sürecinde kullandığı sermaye türlerine de yenisi eklenmiştir.
1.Teknik Sermaye Kavramı
Bourdieu’nun, toplumsal alandaki sınıfsal ayrımın kriterlerini ortaya koyduğu dört sermaye türü olan ekonomik (iktisadi) sermaye, kültürel sermaye, sosyal (toplumsal) sermaye ve simgesel (sembolik) sermaye) günümüz dijitalleşme ile dönüşüme uğrayan alanlarda, bireyin teknik birtakım kazanımlar elde etmesi, bu kazanım ile alandaki konumunun belirlenmesini açıklamada yeterli görünmemektedir. Bourdieu (2002’den akt. Brock vd., 2010: 1043) bu dört sermaye türü dışında, bireylerin modern teknik araçları kullanarak geliştirdikleri becerileri elde etmek için ek bir kültürel sermayeye ihtiyaç duyulduğunu kabul eder. Bourdieu, bu ek kültürel sermaye türünü kendi başına, ayrı bir başlık olarak değerlendirmez; ancak bunu ekonomik, kültürel ve sosyal sermayenin bir kombinasyonu olarak tartışır (Abidin, 2018: 28).
Teknik sermaye; finansal kaynaklar (iktisadi sermaye), eğitimsel kimlik bilgileri (kültürel sermaye), kişilerarası bağlantılar (sosyal sermaye), sembolik itibar (simgesel sermaye) ve bunların aralarındaki yapısal ilişkilere (Zhang, 2010: 1021-1022) teknolojik araçları kullanma becerisinin eklenerek dijital kültür ortamlarında bireyin konumunun belirleyicisi haline gelir. Bu sermaye türü bazı kaynaklarda “tekno-sermaye” olarak ifade edilir. Tekno-sermaye terimini kullananlar, bu sermaye türünü “kültürel sermayenin özel bir biçimi” olarak anlamlandırır (Lee ve Chen, 2016: 68).
Teknik sermaye kavramı, günümüzde çeşitli çalışmalara konu olmuştur. Bu çalışmalardan birini gerçekleştiren Sarita Yardi (2009, 2010), teknik sermayeyi sosyal sermayenin dijital ortamda dönüşmüş hali olarak ifade eder ve bu sermaye türünü, “ağdaki teknik kaynakların mevcudiyeti ve bu kaynakların bilgiye erişimi” şeklinde tanımlar. Teknik sermayeyi Bourdieu’nun kültürel sermayesinin alt kümesi olarak gören Yardi, bu tanımda teknoloji kaynaklı sosyal ilişkilere yönelik bir çerçeve çizer, teknoloji davranışları ve kullanımı ile ilgili sermayeye odaklanır. Böylelikle Yardi, bireylerin kullandığı modern teknolojiler hakkında bilgi sahibi olmaları ve bu teknolojileri kullanma becerilerine ilişkin bir model sunar. Bu model, Bourdieu’nun kültürel sermaye modelinin tekno-sosyolojik bir uyarlamasıdır. Teknik sermaye üzerine çalışma gerçekleştirenlerden biri de Simon Hayhoe’dir. Teknik sermaye sahipliğinin bireyin toplumdaki konumunun ve statüsünün belirlenmesinde ne derece rol oynadığını ortaya koyan Hayhoe, teknik sermaye sahipliğinin, sosyal statüyü artırdığını ve finansal bağımsızlığı desteklediği için sosyal ve kültürel alanlara dahil olma potansiyelini beraberinde getirdiğinin altını çizer (Hayhoe vd, 2015: 30). Teknik sermaye hem Yardi’de hem de Hayhoe’de iki farklı ancak birbirine yakın uğraklarda ele alınır. Birincisi, teknik sermayenin sosyal sermayenin dijitalleşmesi, yani ağdaki diğer bireylerle olan ilişkiler, ikincisi ise bireylerin teknolojiyi kullanma becerileri. Her iki uğrak da birbiriyle ilişki içindedir. Birey, teknolojiyi kullanma becerisi ile ağdaki diğer bireylerle sosyal ilişki içerisinde bulunur. Böylelikle hem teknik sermaye hem de sosyal sermaye sahipliğini kullanır.
Dijitalleşmeyle birlikte günümüzde bireylerin toplumsal alanlardaki konumları, Bourdieu’nun sermaye türlerinin yanısıra teknik sermaye sahipliği ile belirlenir. Teknik sermaye, diğer sermaye türleri ile sürekli etkileşimdedir. İktisadi sermaye sahipliği, teknik sermaye sahipliğinde de öncelikli olmakla birlikte kültürel sermaye ve sosyal sermaye, bu sermaye türünün elde edilmesinde etkin roldedir. Ayrıca dijitalleşmenin getirdiği zorunluluk dışında, kişisel emek ve merak da bu sermayenin kazanılmasında belirleyicidir. Bireyin teknik sermaye sahipliği iktisadi sermaye ile başlar, sonuçta iktisadi, kültürel ve simgesel sermayeye dönüşür. Bu dönüşüm, teknik sermayenin diğer sermaye türleriyle olan geçirgenliğinin ispatıdır.
2.Gazetecilerin Teknik Sermayeleri ve Bu Sermayelerini Kullanmaları
Dijital kültürde habercinin alandaki konumunun temel belirleyicilerinden biri, araçları kullanabilme becerisi yani “teknik sermaye”sidir. Bu nedenle gazetecinin sahip olduğu teknik sermaye, dijital yayın mecralarında konumunun belirlenmesinde önemli yer tutar. Her aşamanın dijital olarak kavramsallaştığı dijital kültürde, haber üretim süreçlerindeki beceriler de dönüşmüş, dijital beceriler ön sırayı almıştır. Böylece, dijital ortamın gerekliliği haline gelen bazı teknik becerilere sahip olma, gazetecilerin yayın kuruluşları tarafından tercih edilme sebebi olmuştur. Dijital doğan yayın kuruluşlarında görev yapan haberciler için teknik sermaye, alandaki mücadelede elinde bulunduracağı kozlardan (sermaye) en önemlisidir.
Her gazetecinin teknolojik bütün becerilere sahip olması beklenemez. Dijital ortamlardaki gazetecilik alanında kimi gazeteci veri, olgu ya da görüntü toplama konusunda becerilere sahipken; bazıları da onları yorumlama ve bir kısmı da olgulara dayanan hikayeleri işlemede uzmanlaşır. Dijital ortamlarda yayın yapan kuruluşlar, farklı teknolojik becerilere sahip gazetecileri istihdam ederek, haber üretim sürecinde yaratıcı projelere imza atar. Yayın kuruluşları bu sayede, alandaki mücadelede önemli bir kozu elinde bulundurur (Haak vd., 2017: 85).
Teknik sermaye sahipliğini önemli kılan pek çok neden vardır. Bu nedenlerin temeli dijital kültürdür. Dijital kültürde gazeteciler, geleneksel kültürde olduğu gibi, konuşma metinleri, kaza veya doğal afet haberleri, rutin haberler içinde sıkışıp kalmaz. Değişen dönüşen çağla birlikte haberin verileri ve bu verilerin hacimleri değişmiş; sayısallaşmış ve büyük veriler oluşmuştur. Bu nedenle algoritmalar, kodlar, programlamayla ilişkili kavramlar gazeteciler tarafından birlikte ele alınmak durumundadır. Küresel dünyada, habercilik alanındaki dönüşüm algoritma ve büyük veriyle çalışmayı, bunu raporlayıp yorumlamayı, kod yazımını gerekli kılar. Coddington (2014’ten akt. Lewis, 2017: 146), dijital dünyada artık büyük verilerle, algoritmalarla çalışıldığını vurgular ve “nicel gazetecilik” kavramı ile alanda sayısal verilerin önemine vurgu yapar. Ancak gazeteciliği mühendislik gibi sayısal verilere dayandıran, nicel verilerle haber yapan çok az örnek vardır. Bu anlamda bilinen en iyi örnek, İsveç’te bulunan Journalism++ adlı ekiptir. Altı kişiden oluşan ve tam anlamıyla veri gazeteciliğinin yapıldığı ekipte, kodlama bilmeyen gazeteci yoktur. Bir mühendislik şirketi gibi çalışan Journalism++, modern teknoloji sayesinde gazeteciliğin tanımını yeniden yapar (Yüncüler, 2017). Kendilerini “teknoloji manyağı” olarak tanımlayan ekipten Jens Finnäs, geleneksel gazeteciliğin becerisine hala ihtiyaç olduğunu ancak gazetecilerin teknolojiye set vurmaması gerektiğinin altını çizer (Yüncüler, 2018).
Türkiye’de ise haberciler için teknik sermaye farklıdır. Dijital makinelerle fotoğraf veya video çekmek alanda artık sorgulanmayan temel teknik sermayedir. Bu becerilere sahip çoğu haberci, fotoğraf veya video montaj programlarını bilir. Sosyal medya uygulamalarını kullanabilmek, bu mecralardan haber oluşturabilmek ve Twitter başta olmak üzere dijital ortamlarda canlı yayın yapmak “beceri” olarak değerlendirilir. Yayın kuruluşunun web sayfasında, sosyal medya hesaplarında yayınlanacak haberlerin panel denilen arayüz programına haberleri girmek çoğu haberci için sahip olunması gereken temel teknik sermayedir. Alanda sayıca az da olsa, istatistiki verilerle çalışan haberciler veri haberciliği boyutunda teknik sermayeye sahiptir. Google Analitics programını okuyabilmek, sayfa dizaynı yapmak için geliştirilen programları, haberin görselleştirilmesi için kullanılan programları bilmek dijital kültürde gazeteciler için teknik sermayedir. Alanda haberin doğrulanabilmesi için çeşitli doğrulama araçlarını kullanma en önemli teknik sermaye iken bu tür araçları kullanarak haberi doğrulayabilen gazeteci sayısı oldukça azdır. Uluslararası Gazetecilik Merkezi’nin (IJFC), aralarında Türkiye’nin de olduğu 130 ülkeden 2700 haber odasında görüşmeler gerçekleştirerek veri toplanan “Haber Odalarında Teknoloji Kullanımı Raporu”na göre, gazetecilerin yüzde 11’i doğrulama araçları kullanmaktadır (Şener, 2017).
Haberciler Word ve Excel kullanımını teknik beceri sahipliği arasında sayarken, bu tür Office uygulamalarının dijital ortamlarda kullanılmadığının da farkındadır. Dijital kültürle birlikte alan dönüştükçe habercilerin teknik sermayeleri de genişlemekte ve her teknik sermaye sahipliği, onların alanda verdikleri mücadelelerinde konumlarını da güçlendirmektedir.
Habercilerin teknolojik araçları kullanma becerisinde temel faktör, kişisel meraktır. Haberciler kişisel merak ve öğrenme istekleri sayesinde dijital kültürün dönüştürdüğü alanın yapısı gereği araçları kullanma becerisini edinmişlerdir. Teknik sermaye sahipliğinin diğer bir faktörü, alanda kendinden önce bulunanlar tarafından habercilere araç kullanımının öğretilmesidir. Gazetecilik alanında alanda önceden yer alanlarla alana sonradan girenler arasında bir mücadele sürerken gazeteciler alandaki diğer gazetecileri gözlemler ve bu gözlemleri sayesinde kendi stratejilerini oluşturur. Bu bağlamda, gazetecilerin kendilerinden önce alanda bulunanlardan araç kullanımını öğrenmesi yeni stratejiler oluşturmasına olanak sağlar. Gazeteci, bu stratejileri geliştirerek alandaki mücadelesine farklı bir yön verir.
Eğitim, teknik sermaye edinmede diğer bir etkendir. Özellikle İletişim Fakültelerinden mezun olan habercilerin montaj programlarını bilme ve haberleri dijital ortamda doğrulama konusundaki teknik becerisi, İstatistik veya Mühendislik Fakülteleri mezunlarının veri çekme, sayısal verileri yorumlama ve görselleştirmedeki becerisi dikkat çeker. Eğitimin diğer bir çeşidi, yayın kuruluşu tarafından verilen teknik sermayeye ilişkin eğitimlerdir. Her ne kadar bu konuda yayın kuruluşları tarafından verilen eğitimler yeterli değilse de geleneksel medyaya göre bu konuda kuruluşların daha bilinçli olduğu gözlemlenir. Uluslararası Gazetecilik Merkezi’nin (IJFC), yukarıda bahsedilen, “Haber Odalarında Teknoloji Kullanımı Raporu”na göre, haberciler ihtiyaçları olan beceriler doğrultusunda eğitilmediğinden dijital beceri eksikliklerini giderememektedir. Buna göre haberciler, veri gazeteciliği, siber güvenlik, kodlama, web tasarımı ve web becerilerine ihtiyaç duysa da kendilerine sunulan eğitimler genellikle sosyal medya üzerinedir (Şener, 2017).
Teknik sermaye edinmede, “dijital yerli” olarak adlandırılan ve dijital kültüre doğan nesil içinde yer almak da bir etkendir. Bu, doğuştan gelen bir beceri gibi algılanır. Dijital yerlilerin teknolojik araçları kullanması beklenir ve bunun için ayrıca bir eğitim veya çabaya gerek duyulmadığı düşünülür. Dijital yerlilerin teknolojik araç kullanma becerilerinin bilgisayar kullanmak kadar basit ve içseldir.
Habercilik pratiğini gerçekleştiren failler, gazetecilik alanında sahip oldukları teknolojik araçları kullanma becerilerine ilişkin olarak üç farklı gruba ayrılırlar: Birinci grup, teknik sermayelerinin kendileri için yeterli olduğunu düşünürken diğer bir grup, bu sermayelerini yeterli bulmamakta ve daha fazla teknik sermaye edinmek istemektedir. Son grup ise teknik sermayelerini yeterli olarak değerlendirenlerdir
Teknik sermayesini yeterli bulmayıp daha fazla yoğunlaştırmak isteyen haberciler, çoğunlukla alanda diğer oyunculara oranla elinde daha fazla teknik sermayesi bulunanlardır. Bu bağlamda birtakım teknik sermayelere sahip olan habercilerin, daha fazla teknolojik beceriye sahip olma isteklerinin altında, haberlerini tek elden çıkarmak ve metnini yazdıkları bir haberin montajını da yaparak ya da haberlerine çeşitli unsurlar ekleyerek daha bütünlüklü hale getirmek istemeleri yatar. Diğer bir neden de, dijital kültürde herşeyin çok çabuk değişmesi ve teknolojik anlamda gelişmelere ayak uydurmak, alandaki mücadeleden geri kalmamak için yoğun teknik sermaye sahipliğinin gerekliliğinin farkında olmalarıdır.
Teknik sermayelerini yeterli bulan habercilere göre, gazetecilik kompleks bir iş değil, bundan dolayı da işi yürütecek kadar bilgiye sahip olmak yeterli. Özellikle haber sahasında bulunan haberciler, editör olmadıkları için çok fazla teknik sermayeye sahip olmayı da gerekli görmemektedir. Onlara göre editörlerin teknolojik araçları kullanabilme becerisine sahip olması daha önemlidir.
Teknik sermaye sahipliğini yeterli olarak görse de teknolojik yeniliklere açık olduğunu vurgulayan haberciler, bu düşünceleriyle teknolojiden geri kalma korkusu yaşadıklarını ima etmektedirler. Dijital kültürde gazetecilik alanında mücadeleden kopmamanın, alanda var olmanın yolu teknik sermayeden geçer. Bunun farkında olan ancak mevcut durumu itibariyle de yeni bir şey öğrenmenin zaman kaybına yol açacağı ya da fazladan iş yükü getireceği düşüncesiyle haberciler bu sermaye türünü genişletmeyi ertelemektedir.
Dünyada pek çok ülkede gazeteciler, dijital kültürün dönüştürdüğü gazetecilik alanında teknolojiyi her yönüyle kullanmakta ve bunu haber üretim süreçlerinde de uygulayarak pek çok yönden kolaylık ve imkân elde etmekte iken Türkiye’de tam anlamıyla böyle bir gazetecilik ortamından söz etmek henüz mümkün değildir.
3.Yayın Kuruluşlarının Gazetecilerden Teknik Sermaye Bağlamında Beklentileri
Gazeteciler kültürel ve teknik sermayelerinin hacimlerini artırmak için birtakım girişimlerde bulunarak gazetecilik alanındaki konumlarını belirlerken dijital doğan yayın kuruluşlarının da gazetecilerden konuya ilişkin birtakım beklentileri bulunmaktadır. Dijital kültürde gazetecilerden beklenenler, geleneksel anlayışla yapılan yayıncılığa göre oldukça fazladır. SEO, görüntü ya da ses dosyası düzenlemek, kodlama, web tasarım, veri okuryazarlığı, görselleştirme teknikleri, dijital ortamda yayın yapan kuruluşların gazetecilerden beklentileridir. Bu beklentiler doğrultusunda gazetecilik tekil bir alan olmaktan çıkarak çok yönlü yetenek ve pratiklere sahip bir mesleğe dönüşmüştür (Karatabanoğlu, 2019). Her dijital yayın kuruluşunun, gazetecilerden beklentileri farklıdır. Ancak alanda ortak beklentiler de vardır.
Yayın kuruluşlarının ortak beklentilerinin başında dijital ortamlara vakıf olmak yani internet okuryazarlığı gelir. İnternet okuryazarlığı bağlamında, arama motorunu kullanmayı ve anahtar kelime ile bir konuyu araştırmayı bilmek, dijital ortamda fotoğrafın teyit edilmesi, sosyal medya mecralarında dolaşıma giren bilgi ve görsele ilişkin teyit yapabilmek, photoshop kullanmayı bilmek temel noktada beklentilerdir. Dijital doğan yayın kuruluşları çoğunlukla dijital yerlilerle çalışmaktadırlar. Bu nedenle beklentiler, aslında beceri olarak algılanmaktan ziyade rutinleşmiş işin pratikleri şeklinde nitelendirilmektedir.
Dijital doğan yayın kuruluşlarında dijital yerliler kadar dijital göçmenler de çalışır. Ancak sayıları oldukça azdır. Geleneksel yayıncılık tecrübesi olan da genellikle kuruluşun kurucusu veya “yetkili” olarak görev yapan gazetecidir. Ancak bunun dışında dijital göçmenlerin dijital ortamda çalışması, dijital tempoyu yakalamasına bağlıdır. Dijitalleşmedeki hıza ayak uyduran dijital göçmenler, dijital yayın kuruluşunda çalışma imkânı bulur.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Yeni medya ortamları, toplumsal alanları dönüştürürken teknolojik gelişmelerin somut olarak hissedildiği alanlardan olan gazetecilik alanını da dönüşüme tabi tutmuştur. Haber takibinden gündem toplantılarına, haberin doğrulanmasından haber kaynaklarına erişime kadar haber üretim süreçleri artık dijital ortamda gerçekleşmektedir. Dijital ortam, verileri yoğunlaştırıp akışını hızlandırırken beraberinde verilerin doğrulanmasını da hızlandırmış ve kolaylaştırmıştır. Diğer taraftan gazetecilik alanından artık sadece gazeteciler değil, pasif konumdan aktif konuma geçen yurttaş haberciler de bulunmaktadır. Yani alan artık mesleki anlamda da değişmeye ve yoğunlaşmaya başlamıştır.
Dijital kültürde yurttaş habercilerden ayrılarak “gazeteci” sıfatını taşıyabilmenin temel koşullarından biri, habere ilişkin unsurları gerektiği gibi ve doğru olarak kullanabilmektir. Gazetecinin teknik sermaye sahipliği ile doğrudan ilişkisi bulunan bu durum, aynı zamanda gazetecinin alandaki konumunun göstergesidir.
Gazetecilik alanında teknolojik araçları kullanabilme becerisi yani teknik sermaye sahipliğinin önemi, yakın zamanda içinde bulunduğumuz ve Çin’in Wuhan kentinde başlayıp tüm dünyaya yayılan Covid 19 (Koronavirisü) salgını döneminde bir kez daha kendini göstermiştir. Bu dönemde gazetecilerin, salgına ilişkin hem günlük verileri çekme ve yorumlama hem de görüşmelerini ve canlı yayınlarını Zoom, Skype, Jitsi vb. telekonferans programlarıyla yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Böylece gazeteciler hem fiziki temasta bulunmadan görevlerini yerine getirmiş hem de sağlıkları tehlikeye atmamışlardır. Teknolojik araç kullanma becerisi olan gazeteciler bu dönemde bir adım daha öne çıkmış, alandaki konumlarını ortaya koymuşlardır. Bu nedenle teknik sermaye, dijital kültürde gazetecilerin edinmek zorunda olduğu temel sermaye türüdür. Gazetecilik alanındaki mücadeleden geri kalmamak ve kimliklenme bağlamında alanda yer edinmek bu sermaye türünü edinmeye ve hacmini genişletmeye bağlıdır.
KAYNAKÇA
Abidin, C. (2018). Internet Celebrity – Understanding Fame Onllne, UK: Emerald Publishing, doi: https://doi.org/10.1177/0267323118814646a.
Binark, M. ve Löker, K. (2011). STÖ’ler İçin Bilişim Rehberi, Ankara: STGM.
Brock, A., Kvasny, L., Hales, K. (2010). “Cultural Appropriations Of Technical Capital, Information, Communication & Society, 13:7, s.1040-1059, http://dx.doi.org/10.1080/1369118X.2010.498897.
Çaplı, B. (2002). Medya ve Etik, Ankara: İmge Kitabevi.
Dursun, Ç. (2013). İletişim Kuram Kritik, Ankara: İmge Kitabevi.
Haak, Van Der B.; Parks, M. ve Castells, M. (2017). “Gazeteciliğin Geleceği: Ağ Tabanlı Gazetecilik”, Yeni Medya Geleceğin Gazeteciliği içinde, Hülür, H.; Yaşın, C. (der.), Ankara: Ütopya Yayınları, s.67-87.
Hayhoe, S.; Roger, K.; Böersen, S.E. ve Kelland, L. (2015). “Developing Inclusive Technical Capital beyond the Disabled Students’ Allowance in England.” Social Inclusion, Volume 3, Issue 6, s.29–41.
Karatabanoğlu, S. (2019). “Hem haberci, hem tasarımcı, hem yazılımcı: Değişen gazetecilik pratikleri”, https://journo.com.tr/hem-haberci-hem-tasarimci-hem-yazilimci-degisen-gazetecilik-pratikleri
Lee, K.S. ve Chen, W. (2016). “A Long Shadow: Cultural Capital, Techno-Capital and Networking Skills of College Students”, Computers in Human Behavior, 70, s.67-73, http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0747563216308512?via%3Dihub
Lewis, S. C. (2017). “Büyük Veri Çağında Gazetecilik: Vakalar, Kavramlar, Eleştiriler”, Yeni Medya Geleceğin Gazeteciliği içinde, Hülür, H.; Yaşın, C. (Der.) Ankara: Ütopya Yayınları, s.141-154.
Silverstone, R. (1999). “What’s New About New Media?”, New Media & Society, 1(1), s.10-12.
Şener, O. (2017), “Haberciler Teknolojiyi Gerektiği Gibi Kullanamıyor”, https://journo.com.tr/haberciler-teknolojiyi-gerektigi-gibi-kullanamiyor
Timisi, N. (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi, Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.
Yardi, S. (2009). “Social Learning and Technical Capital on The Social Web”, Vol: 16, No: 2, https://yardi.people.si.umich.edu/pubs/Yardi_TechnicalCapital09.pdf
Yardi, S. (2010). “A theory of technical capital.” TMSP Workshop, Georgia Institute of Technology, https://pdfs.semanticscholar.org/717b/195de57ca043ef85d54a04260297e1dc7331.pdf
Yüncüler, Z. (2017), “Bu Ekipte Kodlama Bilmeyen Gazeteci Yok: Journalism++”, https://journo.com.tr/kodlama-bilmeyen-gazeteci-yok-journalism
Yüncüler, Z. (2018), “Journalism++ Ekibinden Jens Finnäs: Gazeteciler Teknolojiden Korkmasın, Kodlama Öğrensin”, https://www.newslabturkey.org/journalism-plus-plus-jens-finnas/
Zhang, W. (2010). “Technical Capital And Participatory Inequality In Edeliberation”, Information, Communication & Society, 13 (7), s. 1019-1039, http://www.tandfonline.com/doi/pdf/10.1080/1369118X.2010.495988?needAccess=true
Görüşme
Orhan ŞENER ile 24 Haziran 2019 tarihli yüzyüze görüşme
* Bu çalışma, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik A.B.D’da devam eden “Dijital Kültürde Alternatif Medyanın Haber Üretim Süreci ve Gazetecilik Alanının Dönüşmesi” başlıklı doktora tezinden üretilmiştir.
** Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik A.B.D doktora öğrencisi.