Github engellemesi hakkında…

Av.Faruk Çayır/Ankara Barosu ve Alternatif Bilişim Derneği

8-10 Ekim 2016 tarihlerinde Türkiye’de paylaşım platformları Dropbox, Google Drive ve One Drive tarihinde sansürlendi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesindeki Erişim Engeli Kararları Görüntüleme ekranında yayımlanan resmi karara göre Google’ın bulut depolama servisi Google Drive hakkında 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun uyarınca, Kurum (BTK) tarafından “İdari Tedbir” uygulandı. Drive ve Dropbox kullanıcıları 1.5 gün boyunca kendi hesaplarına giremedi. 1.5 gün süren Türkiye’nin tamamının etkileneceği yasaktan yapılan uyarılar üzerine dün akşam saatlerinde vaz geçildi. Erişimin neden engellendiği ile ilgili resmi bir açıklama ise yapılmadı.

Yazılım endüstrisi için oldukça hayati bir role sahip kod yazma/üretme ve dosya paylaşım platformu GitHub için ise erişim engeli de 10 Ekim 2016 tarihinde neredeyse akşam üstüne değin devam etti.

TİB tarafından alınan erişim engelleme kararları 2015 yılı Mart ayında 5651 Sayılı Yasaya eklenen 8/A hükmüne göre alınmaktadır. 5651 Sayılı Yasanın 8/A maddesinin 2. Bendine göre “Başbakanlık veya ilgili Bakanlıkların talebi üzerine Başkan tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı, Başkan tarafından, yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. “OHAL öncesinde kadar TİB, OHAL KHK’sı ile TİB kapatıldıktan sonra BTK Başkanlığı tarafından alınmaktadır”. Yine bu maddenin 3. bendine göre “verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.”

BTK’nin verdiği idari tedbir kararına karşı 48 saat içinde Sulh Ceza Hâkimi tarafından verilecek olan idari tedbirin onaylanmasına ilişkin kararlarına engellenen şirketler ve bu sistemlerin kullanıcıları tarafından itiraz edilebilir. Ancak daha önceki pratiklerde görüleceği üzere bu itirazlardan olumlu sonuç alınamamıştır. Bu engellemelerin AİHM kararları ile Anayasa Mahkemesi’nin yakın dönem Twitter ve YouTube kararları ışığında sansür olarak tanımlandığı çok açıktır. Alınan engelleme kararı başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir uygulamadır.

AYM’nin 2/4/2014 tarihli 2014/3986 sayılı Twitter kararına göre “İnternet modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir araçsal değere sahip bulunmaktadır. İnternetin sağladığı sosyal medya zemini kişilerin bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymaları için vazgeçilmez niteliktedir. Bu nedenle düşünceyi açıklamanın günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerinden biri haline gelen internet ve sosyal medya araçları konusunda yapılacak düzenleme ve uygulamalarda devletin ve idari makamların çok hassas davranmaları gerektiği açıktır.

Temel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı tedbir, zorlayıcı bir sosyal ihtiyacın karşılanması ya da gidilebilecek en son çare niteliğinde değilse, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir tedbir olarak değerlendirilmemektedir. Aynı şekilde zorlayıcı sosyal ihtiyacın varlığı araştırılırken de soyut bir değerlendirme yapılmayıp, ifade ortamına dahil olan ifade edenin sıfatı, hedef alınan kişinin kimliği, tanınmışlık düzeyi, ifadenin içeriği, ifadelerin kamuoyunu ilgilendiren genel yarara ilişkin bir tartışmaya sağladığı katkı gibi çeşitli hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. (Bu konudaki AİHM kararları için bkz. Axel Springer AG / Almaya, [BD], B.No: 39954/08, 7/2/2012; Von Hannover/Almanya (no.2) [BD], 40660/08 ve 60641/08, 7/2/2012)

Kamu otoritesince yapılan müdahalenin haklı sebeplere dayanması, hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması sırasında hakların özüne dokunulmaması ve ölçülü olunması gerekmektedir. Hakkın amacına uygun şekilde kullanımını son derece zorlaştıran, ciddi suretle güçleştiren, örtülü bir şekilde kullanılamaz hale koyan ve etkisini ortadan kaldıran sınırlamalar öze dokunur niteliktedir (bkz. AYM, E.2006/121, K.2009/90, K.T. 18/6/2009). Sınırlama amacı ile aracı arasında adil bir dengenin gözetilmesi şeklinde tarif edilen ölçülülük ilkesi ile daha az sınırlayıcı ya da daha hafif tedbirlerle sınırlama amacına ulaşılması mümkün olduğu halde hak ve hürriyetleri daha çok sınırlayan, haklardan yararlanacak kişilere daha ağır yükümlülükler getiren düzenlemelerin önlenmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla belli bir amaca ulaşmak için alınan sınırlayıcı tedbir, gereğinden ağır ve katı ise o sınırlama ölçülü olmayacağı gibi demokratik toplum düzenine de uygun bir sınırlama olmayacaktır (B.No:2013/2602,23/1/2014, §51).

Türkiye’de özellikle erişimin engellenmesinin URL bazında değil de tüm bir siteye yönelik erişimin engellenmesi şeklinde uygulandığı görülmektedir. 5651 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemeler dikkate alındığında TİB’in kararına dayanak gösterdiği mahkeme kararlarını aşan ve milyonlarca kullanıcısı bulunan bir sosyal medya ağı olan twitter.com sitesine erişimin tamamen engellenmesini öngören işlemin kanuni dayanağının bulunmadığı ve bu sosyal paylaşım sitesine erişimin kanuni dayanağı olmaksızın ve sınırları belirsiz bir yasaklama kararı ile engellenmesinin demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olan ifade özgürlüğüne ağır bir müdahale oluşturduğu açıktır.

Yine AYM nin 29/5/2014 tarihli 2014/4705sayılı Youtube kararına göre “Erişime kapatılan youtube.com  gibi çok sayıda kullanıcısı olan internet siteleri büyük miktardaki verileri saklama ve yayınlama kapasitesi ile bunların erişilebilirliği sayesinde toplumun gündem oluşturmasına, gündemin takibini ve bilgi alışverişini  kolaylaştırmaya büyük ölçüde katkı sağlamaktadır.

Sosyal medyada belli olay ve olgulara ilişkin olarak paylaşılan haber ve düşüncelerin zamanın geçmesiyle güncelliğini yitirip etki ve değerini kaybedebileceği açıktır. Somut olay bağlamında, anılan siteye erişimin engellenmesinin gerekçesi olarak gösterilen içerikler ile bireysel kullanıcı niteliğindeki başvurucular arasında bir bağlantı bulunmadığı gibi, kendilerinin kullanıcısı oldukları sitelerde erişimin engellenmesine konu bir içeriğin olduğuna dair herhangi bir iddianın da bulunmadığı görülmektedir.  (Bu konudaki AİHM kararı için bkz. Times Newspaper Ltd./ Birleşik Krallık, B. No: 23676/03, 10/6/2009, § 27).

Bu olgular ve ilkeler ışığında başvuru konusu olaya bakıldığında, TİB tarafından URL bazlı  tesis edilmesi gerekli olan idari tedbirlerin yalnızca hukuka aykırılığı tespit edilen  içeriğe yönelik olarak uygulanabilecek ve daha hafif nitelikteki bir müdahale  tedbirinin  varlığı araştırılmaksızın tedbir konusu içerikle ilgisi olmayan ve sayısal olarak kıyaslanamayacak ölçüde çok URL adresindeki yayına erişimi engellemeye yönelik genel bir  yasağın uygulanması, bu kararın verilmesine gerekçe olarak gösterilen içeriklerin içerik veya yer sağlayıcısı olmayan kullanıcıların da erişimininin engellenmesine yol açacak tarzda  tedbir kararının genişletilmesi sonucunu doğurmaktadır (benzer yönde bkz. Yıldırım/Türkiye, B. No: 3111/10, 18.12.2012, § 63).”

Anayasa Mahkemesinin bu kararları da göz önüne alındığında binlerce kullanıcısı bulunan ve kullanıcılarının bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymalarına engel olunan dosya paylaşım platformu olan GitHub’a erişimin URL bazlı engellenmesi yerine, tüm internet sitesine erişimin engellenmesi açık olarak sansürdür.  Alınan bu kararlar ve yapılan uygulamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırıdır. Temel hak ve özgürlüklerden olan ifade özgürlüğüne ilişkin alınan engelleme kararı ölçülü olmadığı gibi, en temel hak ve özgülüklerden ifade özgürlüğünün amacına uygun şekilde kullanılamaz hale koyan ve etkisini ortadan kaldıran bir sınırlama olup temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunan bir karar olduğu açıktır.

Türkiye’de internet siteleri ve sosyal paylaşım ağlarına yönelik engellemeler konusunda birçok hatalı ve eksik inceleme ile verilen kararların yanında bu gün de görüleceği üzere artık bulut hesapları ve dosya paylaşım sitelerine yönelik de sansür ve karartmalar başlamıştır. Bu sebeple;

  1. Türkiye’de binlerce bilişimcinin, şirketin ve eğitim kurumunun 7/24 kullanmakta olduğu bilgisayar kod deposu ve paylaşım servisi com adresine uygulanan erişim engeli yasağına,
  2. Türkiye’de her tür sektörden çalışanın ve şirketin işlerini dayandırdığı dosya depolama ve paylaşım siteleri Dropbox, Google Drive ve One Drive sitelerine uygulanan engellemelere,
  3. Daha önce karşı karşıya kalınan Twitter, Facebook gibi sosyal medya sitelerinde uygulanan hesap kapatma v.b. sansür uygulamalarına,
  4. ISP’ler tarafından sağlanan İnternet bağlantısının devlet tarafından bilinçli olarak durdurulması ya da yavaşlatılması yönünde yapılan kanunsuz uygulamalara ivedilikle son verilmesi gerekmektedir.

Alınan erişim engeli kararları ve yapılan idari uygulamalar ile ifade özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmadığı sürece Türkiye gerek AYM’de gerekse AİHM’de yüklü miktarda tazminatlar ödemek zorunda kalacaktır.

Bu  son erişim engeli ve sansür olayında önemli olan husus,  her hangi bir şirketin ya da platformun değil, Türkiye’de yazılımcıların içerik üretiminde işbirliği yaptıkları ve kod paylaştıkları github.com gibi bir ortamın bilişim teknolojileri alanında düzenleyici role sahip BTK tarafından erişim engellemesine tutulmasındaki gayri rasyonelliğin ve enformasyon toplumu iddialarına ters düşen vizyonsuzluğun bir kez daha ortaya çıkmasıdır.

Yorum bırakın