Mersin- Ses Sensin Video Aktivizm Atölyesi’ne dair notlar…

Yazan: Perrin Öğün Emre, Alternatif Bilişim Derneği

Alternatif Bilişim Derneği, Sivil Düşün AB Programı’nın katkılarıyla sivil toplum kuruluşlarına yönelik video aktivizmi eğitimini 27-29 Ocak 2017 tarihlerinde Mersin’de düzenledi. İlkinin Ankara’da yapıldığı  “Ses Sensin”: STK’lar İçin Video Aktivizm Atölyesinin (Eğitimcilerin Eğitimi) ikincisi de sivil toplum örgütlerinin hak odaklı mücadelelerinde videonun oynayacağı role yönelik farkındalığı amaçlamaktadır. Atölye sürecinde, farklı üniversitelerden akademisyenler kuramsal ve kavramsal çerçeve üzerinden katkı sağlarken, eğitimci video aktivistler saha deneyimlerini katılımcılarla paylaştılar.  Üç günlük atölyeyi, 14 farklı sivil toplum kuruluşundan 22 katılımcı başarı ile tamamladı. Katılımcılar arasında STK’ların iletişim bölümünde çalışanlar, video aktivizmi merak ettiği için gelenler ve öncesinde videoyu sivil toplum kampanyalarında kullananlar ile bugüne dek hiç kullanmayan derneklerin üyeleri yer aldı. Sivil toplum örgütünün başkanı, koordinatörü, kurumsal iletişim direktörü, proje sorumlusu, sosyal medya uzmanı, teknikeri, gönüllüsü gibi farklı konumlarda görev yapan katılımcılar mevcuttu. Mersin Üniversitesi ve diğer üniversitelerde lisans, yüksek lisans ve doktora yapan katılımcılar için, hem bağlı oldukları örgüte destek hem de kendi bilimsel çalışmaları için zemin sağlamış oldu.

20170127_101229

20170127_110318

Atölyenin ilk gününde Arel Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Gülüm Şener ve Kadir Has Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Perrin Öğün Emre’nin gerçekleştirdiği açılış sunumunda video eylemin tarihsel süreci ve toplumsal hareketlerde oynadığı role değinildi. Üç senedir aktivizm ve video aktivizm üzerine yürüttükleri saha araştırmalarına dair bulguları katılımcılarla paylaşıp Türkiye’de video aktivizmin karakteristik özelliklerinden  bahsettiler. Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr Ahmet Taylan ise, ana akım medyanın ekonomi politik yapısına işaret etti ve hak odaklı habercilik üzerinden modellemelerden yola çıkarak alternatif medyanın, ana akımda seslerini duyuramayan, dışlanan ve ayrıştırılan kesimlerin mücadeleleri için gelişmesi gereken bir sektör olduğunun altını çizdi. Başkent Üniversitesi İletişim Fakülte’sinden Yrd. Doç. Dr. Nihan Gider Işıkman yurttaşlar için video üretimin tanıklık ve belgelemede oynadığı role değinerek, bu süreçte anlatım ve çekim teknikleri, ışık ve ses kullanımı,  ekipman ve kurgu uygulamaları da içeren, sivil toplum kuruluşları için temel rehber niteliği taşıyacak bilgilere yer verdi. Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Recep Ünal ise mobil telefonların nasıl canlı yayın aracı haline geldiğine dikkat çekti, dijital yayıncılık ve canlı video uygulamaları ile mesajların sosyal medya üzerinden etkin dağıtımının sivil toplum kuruluşlarının görünürlüğüne nasıl katkı sağladığına vurgu yaptı. Sunumların sonunda, özetlenen kavramsal bilgiler çerçevesinde, sivil toplum örgütlerinin hazırladığı videolar katılımcılarla birlikte ele alındı. Özellikle, videolar anlatım dili, kurgulanan mesajlar, çekim kaliteleri üzerinden analiz edildi ve kampanyaların tonuna dair yapılan tartışmalar niteliksel olarak oldukça verimli geçti.

20170128_124206

 

Atölyenin ikinci günü, yoğunlukla, video aktivistlerin deneyimlerinin paylaşılmasına ayrıldı. Video aktivizmin hukuki boyutunu ele alan Alternatif Bilişim üyesi Avukat Faruk Çayır’ın sunumu katılımcıların toplumsal mücadelede karşılaşabilecekleri zorluklara karşı ve kişisel verilerinin korunmasına yönelik yasal haklara dair bilgileri içermektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Fikir ve Sanat Eserlerinin Korunması ve kişisel verilerin korunmasına yönelik örnek davalarından yola çıkarak kavramların evrensel değerine vurgu yapıldı. Videonun içeriğinde kişilerin haklarına gözeten etik yaklaşıma özellikle değinen Çayır, vatandaşların haber alma özgürlüğüne ve getirilen kısıtlamalara karşı hukuki haklarının neler olduğunu ayrıntıları ile ortaya koydu. 1992’den beri insan hakları mücadelesinde video kullanımına yönelik eğitim ve destekler veren küresel  video aktivist örgüt Witness’den Raja Althaibani atölyeye iki ayrı sunumla katkıda bulundu. Witness’i ve video aracılığıyla yürüttüğü insan hakları mücadelesini çatışma bölgelerinden çarpıcı örnekler vererek anlattı. İnsan hakları mücadelesinde asimetrik gücün hüküm sürdüğü taraflar arasındaki çatışmalarda, mağduriyetlerin hukuki boyuta taşınmasında videonun ne denli önemli bir delil aracı olup, davanın seyrini dahi değiştirme gücüne değinildi. Althaibani, sunumunun ikinci kısmını video aktivizm de etik sorunlar ile video üretim ve dağıtımında dikkat edilmesi gereken unsurlara ayırdı. Video çekiminin belgeleme ve tanıklıkta etkin bir unsur olduğunu ve getirdiği etik sorumlulukların başka mağduriyetlere yol açmaması için doğruluk, denge ve mahremiyet konularında dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. Aktivist olsun, yurttaş olsun her videonun içeriğinin teyit edilmesi gerektiğini ve videonun hangi amaca ve kime hizmet ettiği sorularının kullanıcı tarafından sorularak herhangi bir dezenformasyonun nesnesi olmamaya özen gösterilmesi gerekliliği vurgulandı. Althaibani sunumu boyunca çeşitli vakalar üzerinden videonun nasıl kullanılacağı bilinirse güçlü bir araç olduğunu göstermiş oldu.

Aktivist Kazım Kızıl, İzmir’de kurulan video aktivist inisiyatif Kamera Sokak’ın kuruluşundan bahsederek başladığı konuşmasına, ürettiği belgeseller üzerinden yaşadığı kişisel deneyimleri anlatarak devam etti. Böylelikle katılımcılar, Kızıl’ın aktivist olarak haberden hikaye anlatımına geçişindeki kişisel yolculuğuna tanık oldu. Kendi çektiği Yırca ve Suruç belgesellerindeki deneyimlerine gönderme yaparak, video üretim aşamalarında ön hazırlık, ekipman ve mekan/insanlarla kurulan ilişkilere dair unsurlardan bahsetti. Yereldeki insanlarla sağladığı yatay iletişimin sınırlı ekipmana rağmen kuvvetli bir hikâyenin ortaya çıkmasına ve tüm yürütülen dayanışmanın video ile yansıtılmasının etkililiğine vurgu yaptı. Son olarak, sosyal medyada video dağıtımı sırasında yaşanılan sorunları dile getirerek her mecranın avantaj ve dezavantajlarını dile getirdi. Seyr-i Sokak aktivisti Onur Metin Ankara’daki kolektiflerle, eylemlerde  çektikleri  videoları göstererek ürettikleri içeriğin çeşitliliğine vurgu yaptı. Metin, çatışma  videolarından, eylem videolarına, kampanya videolarından ana akım medya eleştirisi yapan videolara kadar geniş yelpazeden görüntüler göstererek üretim süreçlerini ve polisle yürüttükleri mücadeleyi anlattı. Diğer bir sunumunda Metin, Bak.ma projesinden bahsederek, kolektif belleğin oluşturulması için video arşivlenmenin önemini dile getirdi. Toplumsal mücadelelerin dijital medya arşivi kolektifi olan Bak.ma, farklı içeriğe sahip videoların toparlanması, çeşitli kategorilerde sınıflandırılması ve arşivlenmesine olanak sağlayan bir platformdur.  Ayrıca, görüntülerle çevrim içi kurgu yapılabilmesine ve çeşitli platformlar da dağıtılmasına, sivil toplum örgütlerinin kendi arşivlerini oluşturmasına ve varolan arşivi kullanmasına imkan sağlamaktadır. Çeşitli sivil toplum örgütlerine uzun zamandır profesyonel videogramlar hazırlayan Kazım Kemal Kırım ise, sivil toplum örgütlerine uygun stratejik içerik oluşturma, kampanya videolarının hazırlık süreci ve karşılaşılan zorluklar ile risklere değindi. Kırım, içeriğe göre çekimin nasıl şekillendiği ve sivil toplum örgütleri için hazırlanan videolarda nasıl bir dil kullanıldığına dikkat çekti. Son yılarda, videonun sivil toplum örgütlerinin iletişim kampanyaları için etkili bir araç olduğunun altını çizdi.

Katılımcılar, video izleme oranlarının arttığı Dünyada, videoyu kendini ifade etme, belgeleme ve arşivlemede ne denli etkili bir enstrüman olarak kullanıldığına tanık oldular. Nitekim atölyenin uygulama kısmında, bu bilgiler ışığında katılımcılar belirledikleri toplumsal tema çerçevesinde video çekimi için gruplara ayrıldılar. Gruplar ve temalar hakkında karara varıldıktan sonra eğitimcilerle birlikte çekim için uygun mekânlar belirlendi. Gruplar, video konularını trans kimlik, çocuk istismarı ve mülteci hakları olarak belirlediler. Bir grup video röportaj üzerinden uygulamayı gerçekleştirirken, diğerleri dış alanda sokak röportajları yaparak konuya olan genel yaklaşımları yansıttılar. Uygulama kısmında mikrofon, kamera kullanımı, temel ışık ve çekim kullanımlarını deneyimlediler ve kurgu aşamasına dahil oldular. Atölyenin sonunda tüm katılımcılar ve eğitmenlerle birlikte videolar izlenip, içerik ve biçime yönelik genel değerlendirmelerde bulunuldu.

 

img-20170129-wa0036

Atölye sonunda katılımcıların doldurdukları değerlendirme anketleri sonucuna göre, katılımcılar atölyenin içeriğinden memnun olduklarını ve video çekimine dair temel bir birikim kazandıklarını ifade ettiler. Bunun yanında katılımcılar, uygulama kısmına programda bir gün ayrılmasını ve kurgu için ayrılan sürenin uzatılmasına yönelik tavsiyelerde bulundular. Atölye katılımcıların görsel okur-yazarlığına katkı sağladığı gibi söylem analizi üzerinden yapılan tartışmalar bakış açılarına farklı boyut kazandırdı. Aynı zamanda, atölye, farklı dünya görüşlerine sahip sivil toplum örgütlerinin birbirleri ile temas etmesine ve ortak üretimde bulunmasına zemin oluşturdu.

Yorum bırakın